15. Bölüm " Bakma Öyle "

879 68 53
                                    

Kar Yağar Kar Üstüne - Dil Tengi 

 "Soner?"

Hışırtı sesleri çoğaldı.

"Soner uyan. Baran uyandı." Algılıyordum ama gözlerimi açamadım. Göz kapaklarıma o kadar büyük bir ağırlık binmişti ki gözlerimi açamıyordum.

"Baran uyandı, kalksana oğlum." Gözlerimi zorlukla aralayıp başımı yasladığım duvara baktım birkaç saniye. Ne ara bu kadar derin bir uykuya girmiştim?

İçim ürperirken gözlerimi kırpıştırıp birkaç sandalye ilerimde oturan Sevgi'ye baktım. Akşam olmuştu demek.

Sevgi işe gitmeye devam ediyordu. Turgut'un iş durumu ise...

Her şey tamamen bir karmaşadan ibaretti.

Kamil'i öpmemin arasından iki gün geçmişti. Faik, Turgut'tan şikayetçi olmamıştı ama müdahalesi yüzünden başı beladaydı. Babası sürekli araya birilerini sokup duruyordu. Mehmet de yanlarında durup hukuken olması gerekenleri sıralıyordu. Aslında gerek bile yoktu. Babasının gözlerimin önünde dediklerine şahit olmuştum.

'Serdar'ın hesabına 30 bin yatır. Dava var.'

Olanları düşünürken aklım yine kardeşime gitti.

Baran...

Baran günler sonra ilk hayati davranışını veriyordu, uyanmıştı. Kardeşim gözlerini açmıştı. Durumu gerçekten ağırdı. Karaciğerinde büyük bir hasar vardı ve birkaç kez daha ameliyata girmesi gerekecekti. Belki de nakil olması bile gerekebilirdi.

Uyandığına bile şu an sevinemiyordum.

Kardeşim her an ellerimden kayıp gidebilirdi.

Bu bir yana babamla sorunlarım artıyordu. Kamil'i öptükten sonra kapının çalınmasıyla hızlıca benden ayrılmış ve devamında bu olay hiç yaşanmamış gibi davranmıştı. Hatta yüzüme bile bakmıyordu. Bu durum beni psikolojik açıdan daha da dibe batırsa da babam anlamasın diye içime atıyordum. Ama babam bir sorun olduğunun farkındaydı.

Farkında olacaktı eninde sonunda zaten. Hiçbir sır sonsuza kadar saklanamazdı. Yazılı olmayan dünya kurallarından birinin de bu olduğunu söyleyebilirdik.

Yerimden kalkıp yavaşça Mehmet'e baktım. Sevgi de yanına geldiğinde ''Diğerleri?' dedim gayri ihtiyari. 

''Turgut bir saniye ayrılmıyor ki soruyorsun oğlum. Kamil'le Aziz de Nihat amcayla konuşmaya gitti. Turgut taşkınlık çıkarıyor. Vekalet vermesi lazım.'' Kafamı salladım usulca. Her ne kadar Kamil'in adını duyduğumda içim ürperse de belli etmemeye çalıştım. Mehmet hala birçok şeyi bilmiyordu. 

Yavaşça Baran'ın odasına doğru yürürken içeriden bağırma seslerinin gelmesiyle hızlanıp açtık kapıyı hızlıca. Baran çıldırmış gibiydi. 

''Beni bırakıp gidecektin lan!'' Baran'ın yüzünü görmek içimde bilmediğim bir yükü kaldırmıştı. Fakat şu anki yüz ifadesi beni mahvediyordu. Öyle kırgın bakıyordu ki yan tarafındaki sandalyede pinekleyen adama...

Turgut ise tamamen susmuştu. 

Mehmet'e ve Sevgi'ye odadaki Azad amca yüzünden kaş göz işareti yaptım ama Mehmet umutsuzca kafasını 'Deneme' dercesine iki yana salladı. 

Azad amcanın tepsinden korkuyordum. Nasıl korkmazdım? Nasıl derdi benim oğlum 'ibne'? 

Baran çıldırmış gibi kalkmaya çalıştığında Azad amcanın kükremesiyle geri yerine yattı. ''BARAN YETER.'' Hafize teyze gözleri yaşlı ikiliye bakarken Elif'in burada olmaması beni şaşırtıyordu. Olmaması da iyiydi. 

HIRÇIN DALGALAR  (GAY)Where stories live. Discover now