2. Bölüm

5.5K 235 12
                                    

Gözlerim dolu dolu bakıyordum bunu diyen kişiye.

Hormonların suçu hep!

"Neden öyle söyledin bilmiyorum ama az çok tahmin ediyorum." Göz yaşımı silip devam ettim. "Bana bunu yakıştırmanı sağlayacak ne yaptım bilmiyorum. Daha bir kaç dakika oldu tanışalı halbuki."

"Bana bu numaralar sökmez küçük hanım." Dedi. Bu Berkay olmalı. "Sende onun gibi sürtüksün."

"Bunu beklemiyordum. Az çok biliyordum ön yargılı olacağınızı ama bu kadarını beklemiyordum." Ayağa kalktım. "İzninizle ben gideyim. Burada kalmamın bir anlamı yok."

"Kızım dur." Tam gidecek iken karnı burnunda bir kadın önümde durdu.

"Gitme." Dedi. Elimi tutup koltuklara oturttu. "Hiçbir yere gitmiyorsun. Sizde oturun bakayım. Bir kız ile nasıl böyle konuşursunuz anlamıyorum! Siz böyle mi yetiştiniz?" Diye sinirle konuştu.

"Bırak yenge gitsin." Dedi yine Berkay.

"Hiçbir yere gitmiyor! Burada kalacak ve siz de insan gibi davranacaksınız!" Hepsi oflaya puflaya oturdu. Annem ve babam ise rahat bir nefes verip oturdular.

"Güzelim emin misin?" Diye sordu yanımıza oturan adam.

"Eminim Polat. Hem az önce söylediklerini unuttum sanma! Bu gece koltukta yat sen de aklın başına gelsin."

"Ah şu hormonlar." Dedi sinirle geriye yaslanırken.

Ay benim aşkımda böyle kız!

"Kızım bize biraz kendinden bahseder misin?" Başımı salladım babama.

"İsmim Doğa. Asker yeşilini çok severim. Yemek yemeye ve uyumaya bayılırım." Dedim. Aklıma bir şey gelmeyince devam ettim. "Siz sorun ben cevaplayım. Aklıma bir şey gelmedi."

"Abla az önce ki konuştuğun kişi kimdi?"

"Can. Yakın bir arkadaşım."

"Peki sevgilin var mı?"

"Var."

"Nasıl birisi? Yani sana nasıl davranıyor?"

"Hmm. Çok korumacı ve kıskanç." Güldüm ve Burağa baktım. "Aşırı kıskanç. Büyük ihtimalle burada yaşamamı istemeyecek ve beni buradan alacak. Ama yine bana kıyamayıp geri getirecek. Çok sert birisi. İnsanlar ile konuşmayı sevmez. Biraz delidir de." Dedim.

"İsmi ney?"

"Efkan." Dedim.

"Güzelmiş ismi." Başımı salladım. Çok güzel.

Telefonum çalınca arayana baktım.

"İyi insan işte. Canım benim."

"Efkan abi mi?" Ne ara abin oldu koçum?

"Evet. İzninizle açayım."

"Burada konuş." Dedi Berkay. Ona göz devirip açtım.

"Efendim?"

"Ne yapıyormuş benim sevgilim?"

"Hiç."

"Ne demek hiç?" Diye sinirlenince göz devirdim.

"Ama sen her şeye sinirleniyorsun." Dedim.

"Yok sevgilim. Ben sana sinirlenir miyim hiç? Sadece Can asabımı bozdu." Güldüm.

"O da seninle uğraşmaktan vazgeçmiyor be."

"Valla öyle." Derin bir nefes aldı. "Nasıl ailen? Sana iyi davranıyorlar mı?" Başımı beni dinleyen aileye çevirdim.

"Evet... Gayet iyi davranıyorlar." Dedim dudaklarımı dişleyip.

"Dinliyorum."

"Neyi dinliyorsun?"

"Anlat sevgilim. Sana ne yaptılar ya da ne dediler?" Ofladım ve geriye yaslandım. Berkayın gözlerine bakarken konuştum.

"Sürtük dedi abilerden biri." Berkay bana sinirli gözler ile bakarken ben omuz silktim.

"Kesinlikle sinirlenmedim. Sadece oraya geliyorum ve seni alıyorum bu kadar." Gülümsedim.

"Efkan gerek yok buna. Hem daha alışamadık. Kaç dakka oldu da geleli hemen sevelim birbirimizi."

"Kimse seninle o şekilde konuşamaz Canay!" Aha sinirlendi. Sinirlenince ismim ile hitap eder. İkinci ismimi kendisine özel olsun diye kullanır. Kimseye kullandırmam. Gerçi çoğu zaman Doğa der.

"Ya benim minnoş kekim sinirlenme hemen. Hem üzüyorsun beni." Dedim dudaklarımı büzüp.

"Tamam tamam. Of niye dudaklarını büzdüğün halin gözümün önüne geldi ki? Lanet olsun kıyamıyorum!"

"Tabiki kıyamazsın."

"Tabiki kıyamam sevgilim. Sen benim tek varlığımsın." Gözlerim dolunca burnumu çektim.

Hormonların suçu.

"Ağlama ama. Ben ağla diye mi söyledim? Geleceğim güzelim." Hemen gülümsedim.

"Ne zaman geliyorsun?"

"Zaten aynı yerdeyiz güzelim ama görev için gitmek zorunda kaldım. Haftaya tamamen dönüyorum. 3 ay oldu seni görmeyeli. Çok özledim." Evet bebeğim 3 buçuk aylıktı. 3 ay önce sevdiğim bey göreve gidip bir daha dönmedi. Onu çok özledim.

"Çabuk gel Efkan."

"Çabuk geleceğim güzelim. Şimdi kapatmam gerek. Bak yarın doktor kontrolün var. Sakın ama sakın gitmemezlik yapma. Cinsiyetini öğrenme vakti geldi."

"Birlikte gidelim Efkan lütfen."

"Tamam güzelim birlikte gidelim. Bol bol yemek ye ve çok soğukta kalma. Gece de üzerini örtüp yat."

"Tamam tamam."

"Görüşürüz bebeğim."

"Görüşürüz." Deyip telefonu kapattım.

"Çok seviyorsun sanırım?" Dedi yanımda ki kadın. Şu karnı burnunda olan.

"Evet. O benim çocukluğum. Ben hiç aile sevgisi görmedim. Anne ve babamla aramız eskiden iyiydi ama sonradan bozuldu. 4 sene önce beni sokağa attılar. O zamandan beri Efkan ile yaşıyorum."

Biraz daha oturduktan sonra yemeğe geçtik. Acayip derece de acıkmıştım.

"Afiyet olsun." Babamın konuşması ile hızla yemeğe daldım.

Hapur hupur, şapur şupur yiyordum.

Sonunda karnım doyunca geriye yaslandım.

Neyse ki karnımın büyüdüğü Efkanın sweatı sayesinde gözükmüyordu.

"Resmen 1 haftalık yemek yedin. Ben senin salata falan yersin sanıyordum." Boş konuşan Berkaya döndüm.

"Sanan be! İster salata yerim ister et! Sana mı soracağım. Açım ben aç." Dedim abartılı bir şekilde.

Bu halime gülüp önüne döndü. Sanki az önce bana küfür eden kendisi değilmiş gibi davranıyor beni çileden çıkarıyor.

Hormonların suçu işte.

Demgem bozuldu. 

EFKAN&CANAY (Tamamlandı)Where stories live. Discover now