10. Bölüm

3.6K 181 3
                                    

Efkan benimle birlikte yavaşça yere çöktü ve kendini önüme siper etti. Ona dönüp ellerim ile yüzünü kavradım. "Efkan çekil. Nolur çekil oradan. Nolur Efkan." Dedim ağlayarak.

"Hayır," dedi zorlukla. "Size zarar gelmesin." Daha da şiddetli ağlamaya başladım.

"Yiğit bey iyi misiniz?" Diyerek gelen korumaya baktım.

"Yardım et." Dedim yalvarır bir tonda. Efkan ellerimi tutup avuç içlerimi öptü.

"Şşh, iyiyim ben. Bunlardan daha kötüsünü gördüm güzelim." Dedi zorlukla. Tekrar acı bir inleme döküldü dudaklarından.

"Efkan nolur arkaya geçelim. Yalva-" Diyemeden kucağıma yıkılan Efkan ile neye uğradığımı şaşırdım. Sırtında gördüğüm 3 kurşun izi ile dünyam başıma yıkıldı.

"Ambulans çağırın!" Diye bağırdım çaresizce. Bu mal koruma ne diye başımızda dikiliyor derken koluma yediğim kurşun ile göz yaşlarım daha da akmaya başladı.

Bu koruma Fatma Hanım'ın koruması. O vurmuştu beni.

İçeriye giren polisler ile adam arkadan kaçtı.

"Efkan." Diye yalvardım. "Nolur aç gözlerini." Boğazım çok ağrıyordu. Dayanmak zorunda idim. Kolumun acısına, sevdiğimin acısına dayanmak zorunda idim. Çocuklarımız içindi.

Ama dayanamıyordum.

Geriye doğru düşmem ile tüm polislerin üzerimize gelmesi bir oldu.

∆∆∆∆

Gözlerimi kolumda ki acı ile açtım. Ama kalbim daha çok acıyordu. Ellerimi hızla karnıma doladım. Umarım iyilerdir.

"Merak etme gayet iyiler." Diyen sese döndüm. Annem... Onun burada ne işi var.

"Aslı hanım?" Dedim şaşkınca. Başımı okşayınca elini ittim. Ayağa kalkıp kolumdaki serumu çıkarttım. Bunun üzerine tüm aile ayağa kalkmış başıma toplanmıştı bile.

"Gidin!" Diye bağırdım son kalan gücümle. Yavaşça ayağa kalktım. "İstemiyorum sizi."

"Abla." Burağa döndüm ve onu kolumun altına aldım. Saçlarından öptüm. O benim kardeşim ama diğerleri umrumda bile değil.

"Efkana götür beni Burak." Dedim. Burak bana yardım ederek odadan çıkardı. Hemen yanda bulunan yoğum bakımın önünde durduk.

Cama yaklaşıp iki elimi de cama yasladım. Anlımı cama yaslayıp göz yaşlarını serbest bıraktım.

"Ölme," diye yalvarır tonda konuştum. "Canım yanıyor Efkan." Boğazımı birisi elleri ile sarmış acımasızca sıkıyordu. "Bunu bize yapma. Daha çocuklarımız ile vakit geçireceğiz Efkan." Sağ elimi yumruk yapıp cama vurdum. "Sen bize kıyamazsın." Derin bir nefes alıp göz yaşlarını sildim ve başımda her ihtimale karşı bekleyen hemşireye döndüm.

"Nolur içeri gireyim. 5 dakika." Dedim sol elimi kaldırıp parmaklarımı gösterirken. Hemşire kararsız kalsa da kabul etti.

Hamile olduğum için 4 günde 1 kere girme hakkım vardı. Doktorum özellikle böyle olmasını söylemiş.

O bile yeter bana. Göreyim, dokunayım, yaşadığını hissedeyim.

En sevdiğim müzik olan kalbinin ritmini hissedeyim benim için, çocuklarım için yeterli olur bile.

Yeter ki o müzik hiç susmasın.

Üzerime bir şeyler giyip başıma da bone taktım. Yavaş adımlar ile girdim içeriye.

Korkuyordum.

Hem de çok.

Yanına gidip yatağın köşesine oturdum ve elini tuttum. Hızlanan kalp ritmi ile gülümsedim.

"Ben geldim Efkan." Dedim. Elini tutup yanağıma götürdüm. Tutsun istiyordum. Ben destek vermeden kendisi tutsun istiyordum.

"İyi değilim Efkan." Göz yaşımı sildim ve Efkanın elini karnıma koydum. Kalp ritmi daha da artmıştı. "Çocuklarımız olmasa kendimde dayanacak gücü bulamıyorum birtanem."

"Sen olmazsan nasıl yaşarım ben Efkan? Nasıl dayanırım bu acıya." Başımı eğip Efkanın elinin üzerine koydum. Bedenim çok yorgundu.

"Yoruldum." Yutkundum ve devam ettim. "Her şeyden yoruldum. Diyorum tam pes edeceğim bir anda o mükemmel yüzün gözümün önüne sesin ise kulağıma geliyor. Pes etme şansım olmuyor. Bana sen mücadele etmeyi öğrettin ama ben senin gibi güçlü değilim sevgilim." Başımı kaldırdım. Elimi kalbine koydum. Artan kalp ritimleri ile gülümsedim.

"Hissediyorum. Uyanacaksın ama şimdi değil. Neden öyle hissediyorum. Ben senin şu an uyanması istiyorum ama hislerim beni yanıltıyor." Biraz öne kaydım ve dudaklarımı dudaklarına bastırdım.

Kalp ritimleri ben dokunduğum gibi yükseliyordu.

"Bu dudaklardan mahrum kalmak istemiyorum, senden uzak kalmak istemiyorum. Bunu bize yapamazsın sevgilim. " Burnuna koydukları hava verme şeysine baktım. "Sen bunlara bağlı yaşamaktan nefret edersin sevgilim."

"Uyan ve bunlar olmadan yaşa." Anlımı dudaklarına bastırdım. "Sen beni öpemeden duramazsın." Anlımı çekip başımı kalbinin tam üzerine koydum. "Sen benden uzak kalamazsın. Temas bağımlısısın." Kalbini tam kulağımda hissediyordum.

Sol elimi göğsüne koydum.

"Bu müziğe bayılıyorum Efkan. O kadar güzel ki. Hele benim için artan ritimler kadar güzel bir şey yok." Son kez öptüm dudaklarından.

"Çok fazla uzak kalma bizden sevgilim. Çabuk uyan." Ayağa kalktım ve göz yaşlarım eşliğinde oradan çıktım.

Başımda ki boneyi ve üzerimde ki poşet gibi olan kıyafetleri çöpe atıp ailemin yanına gittim.

Burak hızla ayağa kalkıp yanıma geldi.

"Abla bebekler için kontrolün var. Birlikte gidelim mi?" Gülümsedim. Efkan ile gelip onunla birlikte öğrenmek istemiştim cinsiyetlerini. Burağa nasipmiş demek ki.

"Gidelim ablacım." Dedim koluna girerken.

Yavaş adımlar ile doktorun odasına gittik.

Kapıyı çalıp içeriye girdim.

"Merhaba?" Dedim erkek doktora bakarken. "Burak bu doktor değil, değil mi? Bak Efkan çok kızar. Bayan doktor bulalım." Erkek doktor gülümsedi.

"Merak etmeyin Selma hanım gelecek." Başımı sallayıp sedyeye yattım.

Kısa sürede Selma hanım gelmiş bebeklerime bakmaya başlamıştı bile.

"Bebekler gayet iyi ama risk devam ediyor. Doğacım lütfen üzme kendini. Bu şekilde devam edersen Allah korusun bebeklerini kaybedebilirsin."

"Merak etmeyin ben gayet iyiyim." En sevdiğim müziği duydum ya o zaman rahatlamıştım.

"Öyle olsun bakalım." Gülümsedim.

"Cinsiyet?"

"Bir kız bir erkek."

Efkan, gerçekten hissettiğimiz gibi bir kızımız bir oğlumuz olacak.

Kısa sürede kendine gelmen için bol bol dua edeceğim birtanem.

EFKAN&CANAY (Tamamlandı)Where stories live. Discover now