0.3

430 48 17
                                    

"Drama queen kız?"

"Drama mı queen kız?"

"Siz tanışıyor musunuz?"

"NE DEMEK LAN DRAMA QUEEN?? DRAMA QUEEN SENİN-"

"Şşşş Yeri sakin."

"ARKADAŞLAR GÖRÜYORSUNUZ KAOS ÇIKTI JUNGKOOK ÇEKİYORSUN DİMİ BANA ÇEVİR KAMERAYI ŞİMDİ KONUŞMA YAPCAM"

"Tamam drama queen demeyelim de-"

"SENİN SAÇINI BAŞINI YOLARIM AZRAİLDEN KAÇAN BOYACI ÇOCU-!" Tam karşımdaki kumrala doğru atılgan bir hareket yapmışken ağzımı kapatıp beni geri çeken abim Seokjin yüzünden bu girişimim engellenmişti. Ve de beni bırakması için kelimeler sarf etmeye çalışmam ağzım kürek gibi eliyle kapalı olduğundan mağara adamı tarzı boğuk sesler çıkarmam ile sonuçlanmıştı.

"Hepiniz kesin de Namjoon bir açıklama yapsın. Neler oluyor Joonie?" diye ortalığı sakinleştirdi Seokjin.

Birkaç dakika içinde hepimiz koltuklara oturmuş, gözümüzü de Namjoon ve yanındaki sinir bozucu kumral çocuğa dikmiştik. "Eeee, anlat?"

"Kusura bakmayın ben gidiyorum zate-"
"Otur Taehyung. Sorun yok."

Demek ismi Taehyung'tu. Not edildi. Soyadını da öğrenirsem kendisini kara listeme ekleyebilirdim.

"Kendisi Kim Taehyung."

"AHA öğrenmem iyi oldu!" Birden ayağa kalkıp bağırmamla gözler üstüme dönmüştü. "He ben bunu sesli mi söyledim?"

Namjoon beni hiç takmayarak konuşmaya devam ederken ben de yavaşça, dikkat çekmeden oturmaya çalıştım. -tabii koltuk gıcırdamasa bu girişimim daha başarılı olabilirdi.-

"Dediğim gibi, Kim Taehyung. Kendisi ressam. Uzun zamandır atölyesinde yaşıyor çünkü başka kalacak bir yeri yok. Tek yeri orası yani. Neyse, dediğim gibi o bir ressam ama bu işler nasıldır bilirsiniz, sevdiğin şeyi yapmak için ideallerinizi takip edersiniz ama sonunda işle beklenildiği kadar harika gitmez ve siz de para bulmak için çırpınıp durursunuz. Çünkü hayat böyledir."

"Bunu bize mi anlatıyorsun Namjoon? Kasiyer olan yazar Namjoon? Kadrolu oyuncu olmak için çırpınan kardeşine, sosyoloji okuduğu halde bebek bakıcısı olan bana, 15 dolara iş bulsa havalara uçacak abine ve kaderleri pek farklı olmayacak gibi duran iki diğer arkadaşına? Bize?" diye dalga geçercesine sordu Jimin. Haklıydı. Bu işi ilk elden tatmış ve hala da tatmaya devam eden kişilere bunu anlatması komikti.

"Hatırlatma için sağol çimen kafa. Her neyse. Tae de...Sana Tae diyebilirim değil mi? Hep Taehyung diyordum önceden."

Kumral çocuk sorun yok dercesine kafasını salladı ve Namjoon sözlerine devam etti.

"Tae de bizim kaderimizi paylaşan bir ressam. Kaç kez eserleri çalınmış, tablo istenilip yapıldıktan sonra parası verilmemiş, dolandırılmış ya da emeğine karşılık dalga geçer gibi teklifler sunulmuş falan filan. Hepiniz ayrı ayrı yaşadınız zaten bunları, bilirsiniz."

"Maalesef..." diye mırıldandı Seokjin.

"Bu sabah da sonunda büyük bir teklif almış ama alıcı hemen bugün tabloları istiyormuş. Taehyung koşturarak boyaları alıp atölyeye dönerken bazı aksaklıklar çıkmış, onları anlatmadı ama sonuç olarak atölyeye döndüğünde elinde malzemesi kalmamış. Üstüne bir de atölye sahibi gelip 'Üç aydır kiranı ödemiyorsun. Ya şu an parayı verirsin ya da bir saate kalmaz çekip gidersin.' diyince..."

"Bizim kumral yolda kalmış." dedim kollarımı bağlayıp Taehyung'a keskin ve öldürücü bakışlar atarken. Eğer hikayesi doğruysa bu gerçekten üzücüydü ve yalan değil, kalbim yumuşamıştı ama emin olmadan yelkenleri suya indiremezdim.

roommates || kth {✓}Nơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ