2.6

231 29 79
                                    

*Bu bölüm, YoungMin'in bakış açısı ile yazılmıştır. Yeri'nin ağzından değildir.

∆∆∆∆∆∆∆

"Jungkook bebesi neredesin ya? Of zaten şarkıyı da atmadın bana, nasıl söyleyeceğiz ki?" diye sinirle bağırdım evin içinde.

"Ya bir dur kızım, nakaratı öğren yeter. Diğer yerler bende." diyerek gitarı ile içeri giriş yaptı Jungkook.

Tövbe yarabbim bu nasıl bir görünüştü öyle. Şuraya düşüp bayılmasam kendimi şanslı sayardım.

Kollarındaki dövmeler belli olacak şekilde giydiği gömleği, hafif uzun dalgalı saçları ve o tavşan gülümsemesi ile beni olduğum yere gömebilecek bir şekilde girmişti içeri. Ha bir de kaşındaki piercingi unutmamak gerekiyordu.

Bir saniye, piercing mi?

"Oha ne ara takdırdın sen o piercingi?"

"Ne? Ha, o mu? Yapıştırma ya o gerçek değil. Deneyeceğim, güzel duruyorsa deldiririm kaşımı. Ne oldu, beğendin mi? Kalsın mı?" dedi gülerek.

"Yani kötü durmamış, naparsan yap." dedim kamerayı hazırlarken. Ardından ise "Bu kadar yakışıklı olmana gerek yoktu gerçi. Niye bu kadar yakışmış ki? Çok saçma ya çok." diye elimden geldiğince sessizce mırıldandım.

"Ne dedin? Anlayamadım?"

Aynen kesin anlamamışsındır. Sinir bozucu keltoş çocuk seni.

"Sana sitem ediyordum canım benim, MESELA DÜET YAPACAĞIMIZ ŞARKIYI BANA NEDEN ATMADIĞIN VE VİDEOYU İKİ DAKİKA SONRA ÇEKECEĞİMİZ HALDE HALA ŞARKIYI BİLMİYOR OLUŞUM HAKKINDA?!" diye çıkıştım.

"Tamam be nazlı şey. Al nakarat bu. Diğer kısımları ben söylemek istiyorum. Nakaratı beraber söyleriz." diyerek elime bir kağıt verdi. Sözlere hızlıca bir göz attım. Ağzımı açık bıraktıracak derecede anlamlı ve romantikti.

"Bunları sen mi yazdın?" diye sordum hala okurken.

"Hmm" diye onayladı o da gitarının akordunu ayarlarken.

"Jungkook bunları yazman için köpek gibi aşık falan olman lazım. Metaforlara bak, kelimelerin gücüne bak... düşüp bayılasım geldi." dedim tüm açık sözlülüğüm ile.

"Belki öyleyimdir." dedi. Bir şey dememe izin vermeden de "Hadi, nakaratın melodisini dinletip kısacık söyleyeceğim. Sen de tut aklında. Sonra çekime başlayalım." diye ekledi.

Kafam karışık bir şekilde "Şey...tamam..yani peki. Yapabilirsem..." diyip yanına oturdum.

Gitarı kavrayarak çalmaya başladı. Çok ama çok tatlı, hafif bir melodisi vardı şarkının.

"Beraber güldük, beraber ağladık
Bu basit duygular benim için her şeydi
Ne zaman olacak bilmiyorum
Ama eğer yüzünü bir daha görebilirsem
Gözlerine bakacağım
Ve seni özlediğimi söyleyeceğim

Bu büyüleyici hatıralarda
Hala yalnız dans ediyor olsam da
Bu sis kalktığında, ıslak ayaklarımla
sana koşacağım.
O zaman sımsıkı sarıl bana."

Büyüleyici sesini dinlerken kendimi transa geçmiş gibi hissediyordum. Bunu bana değil Jungkook, karşı komşunun köpeği söylese ona bile pata küte düşerdim.

"MinMin? Duyuyor musun beni? Dünyadan MinMin'e? Hey?" diye ellerini sallıyordu Jungkook gözüme gözüme.

"Yavaş be gözümü çıkaracaksın!" diye eline vurdum.

roommates || kth {✓}Where stories live. Discover now