1.8

259 32 44
                                    

Hoseok içeri girerken moralimi bozan o cümleleri söyledi: "Bugün Yeri'nin dizisinin son günü...Daha doğrusu Yeri'nin son günü."

"Ya öyle demesene Hobi üzülüyorum." dedim koltuğa bağdaş kurup otururken. "Keşke istifa etmek zorunda kalmasaydım. Onlar da şok oldu ama kaldıramıyordum artık, ne yapabilirim ki."

"Sorun yok Yeri. Eminim daha iyi teklifler karşına çıkacaktır." dedi Namjoon otururken. Sonunda yüzünü görebilmiştik beyefendinin. Gece ben geç geldiğimden onu çok sık göremiyordum ve genelde ek ücret için gece vardiyasına kalıyordu, orada da bir yandan bir şeyler yazıyor kitabına devam ediyordu. Ne hakkında yazdığı konusunda bir fikrim yoktu ama umarım sonunda istediği şeye ulaşabilirdi.

Benim oynayacağım son bölümün başlamasını beklerken kapı çaldı. O sırada odasından çıkmış olan Jungkook "Ben açarım." diyerek kapıya yürüdü. YoungMin, Seokjin ve Taehyung da salona yerleşmiş bölümü bekliyorlardı.

Kapı açıldığında karşımızda yaklaşık iki buçuk aydır yüzünü görmediğimiz Min Yoongi duruyordu.

"YOONGİ?" diye yerimden fırlayarak kapıya koşup ona sarıldım. Böyle şeyleri sevmemesine rağmen o bile kollarını belime doladıysa demek ki bizi gerçekten özlemişti.

"Aptal niye hiç gelmedin, aptal!" diyip daha çok sıktım onu. Yoongi'yi hep üçüncü abim olarak görürdüm ve uzun süredir stüdyoda yatıp kalkması onu çok özlememe neden olmuştu.

Kafamdan öperek "Özür dilerim küçük şey, yoğundum biliyorsun. Ama bu gün senin için önemli, gelmezsem olmazdı. Geri de gideceğim, hala bitmedi son rötuşlar. Biliyorsun albümden şarkı sızdırıldı bu yüzden baştan başka şarkılar yapmamız gerekti."

Geri çekilerek "Evet evet duydum, üzüldüm adınıza ama senin her şeyi başarabileceğini bildiğimden halledersin diye düşündüm. Sinirlenmişsindir gerçi."

"Sinirlenmek ne kelime? Stüdyoyu yıkmadığım kaldı bi. Etrafımdaki insanlar çok yeni küfürler öğrendi sayemde." dedi gülerek.

Sevinçle hepimiz Yoongi'ye bakıp hoş geldinler sunarken Taehyung kollarını bağlamış gözleri kısık bir şekilde Yoongi'ye bakıyordu. "Siz bu kadar yakın mıydınız?" diye sordu.

Yoongi, Tae'nin sorusuna irite olmuş olacak ki "Birkaç aydır buradasın da ben yokum diye bir şey mi sandın kendini koçum?" dedi.

Eyvah ki ne eyvah. Ortam fazla gerilmişti. Neyse ki tam o anda hala açık olan kapıdan Seunghee göründü ve "Ben geldiiim!" diye ortamın gerginliğini dağıttı.

Ah Seunghee, sen olmasan biz ne yapardık?

"Minnoşum gelmiişş." diye Seunghee'ye koştu Jimin. Küçük bir öpücük ile onu karşılarken ben de iğrenir gibi sesler çıkararak "Aile var diyoruz, aile!" dedim.

Jimin, "Kıskanma." diyip Seunghee'nin koluna girdi. "Gel hayatımın anlamı, oturalım."

"Ay..haspam...durun durun başlıyor bölüm!" diyerek koşturdum koltuğa. Herkes yan yana dizilmiş, karakterimin ölümünü bekliyorlardı. Böyle demek de epey garipti.

Yaklaşık 38 dakika sonra işte o sahne gelmişti. Ölecektim... şaka gibiydi ama gerçekti. Ve bunu sırf yaşadığım siber zorbalık yüzünden yapmıştım. Güçsüz bir aptaldım.

Yüzümün asıldığını gören Taehyung bana yaklaşıp elimi tuttu ve gülümsedi. "Süpersin drama queenciğim." diye fısıldadı. Ben de güldüm, hafiften kafam dağılmıştı sayesinde.

Karakterim, bir eve baskın yapıp ev sahibesini havuz başında içeceğine ilaç atarak zehirleyecekti. Gelin görün ki, bunun yerine ayağı havuz terliğine takılıp havuza düşüp boğuluyor ve sonunda da ölüyordu.

roommates || kth {✓}Where stories live. Discover now