1.9

273 30 32
                                    

Tablo olayını öğrenmemin üstünden iki gün geçmiş, Taehyung iki gündür atölyesinden çıkmamış, ben de onu iki gündür görmemiştim. Bu iki gün boyunca ise sadece oturup düşünmüştüm. Ve sanırım anlamıştım da.

Ben Taehyung'u gerçekten seviyordum. Hoşlantı değildi, seviyordum.

Benimle ilgilenince heyecanlanmam, bana bakınca kalbimin hızlanması, gülümseyince tüm kötü şeyleri unutmam...Bir şeyler var demekti. Yaşadığımız şeyleri düşündükçe de onun da bana boş olmadığını anlayabiliyordum. Şükür, o kadar salaklaşmamıştım.

İşte bu yüzden, Taehyung ile oturup konuşacaktım. Hele şimdi evde sadece ikimiz varken bu daha kolay olacaktı. Fırsatı değerlendirmem lazımdı.

Tae'nin atölyesine doğru yürüyüp kapının önünde durdum. Derin bir nefes alarak tıklattım.

"Hayır yemek yemeyeceğim, teşekkürler!" diye seslendi Tae içeriden.

"TaeTae, benim Yeri. Konuşabilir miyiz biraz?"

İçeriden birkaç gürültü geldi ve saniyeler sonra nefes nefese olan Tae tarafından kapı açıldı. Neye bu kadar acele etmişti anlayamamıştım. "Yeri? Peki, konuşalım. Ne için gelmiştin?"

Taehyung'u köşeye iterek hızlıca içeri girdim. Tablolar yukarı kaldırılmıştı. Demek bunu yapmaya çalışıyordu sesimi duyduğu zaman, o yüzden acele etmişti.

Ben içeri girince telaşla arkamdan gelip önümü kesmeye çalıştı ama "Dur Tae, tamam mı?" diyip tam tuvallerin altında durdum.

Kafamı kaldırıp tek tek inceledim tabloları. Gerçekten bendim hepsi. Hem de sadece ben değil, birlikte yaşadığımız anılardı bunlar. Saçıma dondurma değdiği zamanki ben, parkta yüzündeki kanı temizlerken ben, oturup çatıda kahve içtiğimiz zamandan ben... anılarımız.

"Taehyung bunlar..." dedim ama sözümü kesmişti. "Yeri açıklayabilir-"

"Gerek yok." dedim. "Çünkü ben açıklayacağım." şaşkınca bana bakıp ne dediğimi çözmeye çalışıyor gibiydi.

"Taehyung, uzatmak istemiyorum. Seni gördüğümde heyecanlanıyorum, görmediğimde endişeleniyorum, güldüğünde gülüyor, üzüldüğünde kalbimde acı hissediyorum. Şüpheli falan değilim bu konuda ben. Seni seviyorum."

Taehyung bu ani itirafımla şok olmuş duruyordu. Birden yüzünde kocaman bir gülümseme yayıldı. "Yeri...Bunu uzun zamandır itiraf etmek için bin takla attım inan ki. Asla cesaretimi toplayamadım ya da hep bir şey çıktı. Şu an bana ilk adımı atan sen olduğun için aptal bi korkak gibi hissediyorum ama sorun değil. Altyapıyı iyi hazırladım bence." diyip güldü. Haklıydı. Bana sinyaller vermese şu an burada, bunları diyor olamazdım.

"Sen olmayınca yaptığım tek şey seni düşünmek Yeri. Sana bir şey olduğunda ortalığı ayağa kaldırmak, seni üzen herkese haddini bildirmek istiyorum. Ki normalde sakin biriyimdir ama konu sen olunca her şeyi yapabilirim gibime geliyor. Gördüğüm günden beri aklımdan çıkmaman, bana sadece baksan bile beni heyecanlandırman... bunların hepsi seni sevdiğimden Yeri. Seni seviyorum, gerçekten."

İkimiz de aptal gibi gülümseyerek sıkıca birbirimize sarıldık. "Bunu hiç kaygı duymadan sevgilin olarak yapabildiğim için mutluyum." dedim.

"Emin ol ben de güzelim." dedi Taehyung. Hemen geri çekilip gözlerimi büyüterek suratına baktım. "Taehyung noluyor?"

"Ne? Ne oldu? Yanlış bir şey mi yaptım?"

"Ben güzelim kelimesinden nefret ederdim. Sen diyince... ömrüm boyu bunu duymak istiyor gibi hissettim. Naptın lan bana büyü mü yaptın?" diyip koluna vurdum.

roommates || kth {✓}Nơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ