0.8

276 30 4
                                    

Barmen olarak ilk çekimlerime gelmiştim. Bu kıyafetler içinde gerçekten yakıyordum.  Kızıl saçlarıma bu siyah dar gömlek ve pantolon çok yakışmıştı. Harikaydım be. Ben beni yerdim.

Kendimle aşk yaşarken çekimin başlayacağı söylenilen sesi duydum. Heyecanla yerime koştum ve ilk sahnenin çekimine başlamak için beklemeye başladım.

"Action!" sesini duyduğum an elime bardağı alıp role girerek bir bezle silmeye giriştim. İçeriye mafya rolündeki adam girerek ajan rolündeki kızın yani başrolun yanına oturdu. Bana içeceklerini söyleyince normalde bir şey demeden hazırlamam gerekiyordu ama ben duramadığım için "Hemen efendim." dedim ve içecek hazırlamak için arkamı döndüm.

Diyip dönmem ile "KESTİİK!" lafının duyulması bir olmuştu. Ne vardı ki? Değişik ya da duruma uymayan bir şey de dememiştim.

"Yeri, konuşmaman lazım. Baştan alalım."

İçimden oflayarak tekrardan bardağı elime aldım. Konuşacaktım işte. Hatta bu sefer de sadece "Peki." demiştim. Ama şaşırmayacaksınızdır ki yine o "KESTİİİİK!" sesi duyulmuştu.

"Yeri sana konuşma dememin bir sebebi var biliyorsun değil mi? Kızıl saçların ve güçlü ses tonunla sanki başrol Jeongyeon değil de senmişsin gibi duruyor."

Bu bir iltifat mıydı hakaret mi anlayamamıştım. Sanırım yanındakiler de anlamamıştı çünkü yönetmeni dürtüp "O zaman başrolü değiş-" dediklerini duydum.

Noluyordu lan?

Başrol derken?

Yönetmen, yardımcı yönetmeni cümlesini bitirmesine izin vermeden susturarak kulağına bir şeyler fısıldadı. Duyduğum tek şey "Jeongyeon'un babası..." lafı oldu.

Harika, torpil yüzünden hayatımın fırsatı yine kaçmıştı. Beni zengin babam önermediği ya da içeriden ünlü bir oyuncu tanıdığım olmadığı için.

•••••••

Eve gelip çantamı köşeye fırlattım. Sonra ise aynı işlemi salona giderek kendime yaptım. Yüz üstü bir şekilde koltukta yatarken yine hayatı sorgulamaya devam ediyordum. Kaç dakika öyle kaldım bilmiyorum ama Taehyung'un "Boğulacaksın birazdan havasızlıktan." demesi ile kafamı kaldırıp tepemdeki bir çift göze baktım.

"Ne zamandır oradasın sen?"

"Boğulacağını hesaplayabilecek kadar."

"Yani uzun süredir."

"Bilemezsin." diyerek karşımdaki koltuğa çöktü. "Noldu diye sormayacağım. Anlattıkça daha kötü oluyorsun çünkü."

"Sağol." diyerek ben de toparlandım ve kucağıma yastık alıp somurtarak oturdum. Birkaç dakika boş boş birbirimize baktık. Bu sessizliği bölen ise Taehyung'un "Eeee....film izleyelim mi?" teklifi oldu.

Aslında iyi fikirdi. Kafamı dağıtabilirdi. Tabii, ben de böyle bir oyuncu olabilirdim diye düşünüp kendimi daha çok üzmezsem.

Yok yok ya, iyi fikirdi. Film izlemeye bayılırdım.

"Tamam. Ama fıstıklı mısır ve soğuk çay da isterim." dedim.

"Hay hay efenim. Dur bir saniye, fıstıklı mısır?" dedi sorarcasına.

Heyecanla kafamı sallayarak, "Evet! Fıstıklı mısır. Filmlerimin olmazsa olmazıdır."

"Bu da mı kırmızı çizgin yoksa?" dedi Tae gülercesine. Elimdeki yastığı ona fırlattım. "Gülme be kırmızı çizgilerime! Ayrıca bu kırmızı çizgim değil ama bence bir gereklilik." dedim.

roommates || kth {✓}Where stories live. Discover now