Gözleri benim mavi harelerime tutundu, "Neden, her cümlenin sonuna o kelimeyi getirmek zorundasın?"
Kaşlarımı çatıp, "Neyi?"
Tek nefeste, "Abiyi?"dedi.
"Nasıl, anlamadım?"
"Şöyle olsun Cem abi, böyle olur Cem abi, nasılsın Cem abi.Abi de abi. O k...
I am çok miss sizi. Evet ingilizceyi de katlettiğimizegöree bölüme geçebiliriz.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Detayı fark edenler çoktan sırıtmaya başladı bile :)
🥀
5 ay sonra
"Hayırlı olsun," diyerek elini uzatan Mert beye gülümseyerek karşılık verdim ve sadece bir saniyelik olan el sıkışmasını kısa kestim.
Sonrasında arkamı döner dönmez, boynuma sarılan iki adet insan ile nefessiz kaldım. Beste ve Gamze bana kollarını sıkıca sararken elimi kaldırarak onların kollarına koydum.
"Nefesimi kestiniz!" yüksek çıkan sesim ile hemen benden ayrılıp yüzlerini buruşturdular ve parmakları kulaklarının kenarını buldu.
"Bestieee bu hiç hoşuma kaçmadı, sen şimdiden böyle bir patroniçe olacaksan sıkıntı. Biraz beni örnek al."
Kafamı aşağı yukarı salladım, "Evet evet seni örnek alayım ve sabah uyanamadığım için, uykuma düşkün olduğum için A4'e Amcam doğum yapacak acil hastahaneye gideceğim, kusuruma bakın lütfen avratlarım, yazayım değil mi? Evet hastane değil hastahane yazacağım özellikle."
Gözlerini açarak, "Sen nereden biliyorsun bunları?!"
"O kağıdı bana çıkarttın ya salak."
"Üff, salak salak konuşma beğ," diyerek yeni kiraladığım iki katlı iş yerimi gezintiye çıktı.
Kenarda bizi gülerek izleyen Mert beye bakıp, "Kusura bakmayın sizi de unuttum, geçireyim ben sizi?" derken elimi kaldırarak çıkışı gösterdim.
Kafasını sallayarak önden ilerledi ben de hemen arkasından. Onu geçirdikten sonra içeri gireceğim sırada keskin bir fren sesi duydum ve refleks ile kafamı sesin geldiği yöne çevirdim.
Benim çevirmem ile gözlerimin ışıl ışıl parlamasına sebep olacak bey gözlerimin önüne serildi. Dudağım da ki sadece nezaketen olan gülümseme en içten haline bürünürken, Cem bana göz kırpıp arabasına binmek üzere olan Mert beyin yanına gitti.
Ayak üstü bir şeyler konuştuktan sonra, kocam benim yanıma gelirken Mert bey arabasına binerek buradan uzaklaştı.
Yanıma gelir gelmez ellerini yanaklarıma koyarak dudağıma kondurduğu minik buse ve yanaklarımı okşayan baş parmağı eritecekti neredeyse beni bu ayaz havada.
"Karıcım, bakıyorum bensiz her şeyi halletmişsin."
"Öyle oldu biraz kocacım, bekleyemedim seni. Heyecana kapıldım."
