35.BÖLÜM : KURAL

52 8 0
                                    

Insan; duymak istediği kadarını duyar, görmek istediği kadarını görür ve inanmak istediği kadarına inanır.
Insan; hissettigi kadar sever, hissettiği kadar acı çeker ve hissettiği kadar yaşar.
Ve insan; istediği kadarına inanıp hissettiği kadarıyla yol alır.
Yani insan; hissettiği ve inandığı kadardır.

Ben bir kedinin ağladığını gördüm, ben bir serçenin üzüldüğünü hissettim, ben gülen bir koyun da gördüm, sahibini görünce mutlu olan bir köpeğin heyecanını da hissettim.

Karşımda bana gözlerinde daha önce hiç şahit olmadığım bir duyguyla bakıyordu. Anlam veremesem de hissettiğim tek şey üzgün olduğuydu. Kaç kat boyanın arkasına gizledi göz altlarını bilmiyorum ama gözündeki beyazlıkta oluşan kırmızı yollar duyguları ve düşünceleri gibi karmakarışık bir hâl almıştı.

'Neden geldin ?' Sesim duygusuz, yüzüm ifadesiz, kalbim soğuktu. Bundan sonra Defne'nin kuralları vardı ve
KURAL 1: Kimseye acıma.

'Defne konuşabilir miyiz?' Sağımda duran Selin ve solumda duran Mert'e kısa bir bakış atarak devam etti.

'Yalnız!' Gözlerimi gözlerinden ayırmasam da Selin'in Mert'e bakarak bir adım attığını görebildim fakat bileğinden tutarak durmasını sağladım.

'Ailemden gizleyecek bir şeyim olduğunu mu sanıyorsun?' Gözleri doluydu, düşünceleri doluydu, duyguları doluydu ve eminim ki hepsi gözündeki yaşın özgürlüğüne kavuşmasıyla son bulacaktı.

'O-oturalım böyle ayakta olmaz, geç otur Filiz teyze.' Selin yanından geçmesine müsade ederken Mert'in elini omzumda hissettim. Derin bir nefes alarak az önceki yerime oturdum.

'Defne biliyorum benden nefret ediyorsun..'

'Sana bir şey söyleyeyim mi? Ben senden nefret bile etmiyorum.' Sözünü keserek konuşmam beklediği bir şey değildi anlaşılan. Bakışları bir anda ellerinden çekip gözlerime dikti.
KURAL 2: Hak etmeyenden nefret bile etme..

'Defne bana inanır mısın bilmiyorum ama senin kadar bende suçsuzum. Sana anlattığım her şey gerçekti. Bir gün kucağında seninle geldi dediğim gibi başta kabul etmesem de sonra kabul ettim onun olmadığını DNA testi ile bana kanıtladı ama gerçek ailen hakkında hiçbir soruma cevap vermedi. Tek bildiğim ve tanıdığım annen o da hayal meyal..'

'Bunları söylemek için mi geldin daha keç defa dinleyeceğim aynı hikayeyi?' Sabrım onu karşımda görmeye yetmiyordu.

'Defne ben aslında..' duraksayıp bakışlarını yere çevirdi.

'Nasıl söylemem gerek bilmiyorum.' Ağzında gevelediği şeylerle sinirlendigimi hissederek dirseklerimi dizlerimin üzerine yerleştirip görmek dahi istemedigim gözlerine baktım.

'Söyle artık!'

'Defne senden yardım istiyorum.' Ve evet içindeki her şey yere bir bir dökülmek üzerek bekliyordu dilinde.

'Anlayamadım!' Görmesem de yanımdaki ailem dediğim iki kişinin de şaşırdığına emindim.

'Defne başka çarem yoktu. Adnan kızımı aldı benden. ' Ve gözyaşlarını özgürlüğe kavuşturdu hıçkırıkları eşliğinde.

'Iki sene önce onu benden aldı, kaçırdı. Aslında ilk günden beri benden uzakta tuttu onu ama en azından görmeme izin veriyordu haftada bir de olsa görüşüyorduk ama iki yıl önce bir gecede aldı onu benden yerini sakladı söylemedi.' Hıçkırıkları kontrolü dışında sözcüklerini yutarken anlattıklarını anlamaya çalıştım.

ZİFİRİWhere stories live. Discover now