15.BÖLÜM : D&C?

272 79 22
                                    

Uçmak, kaçmak özgürlüğün ilk adımı gibi gelir insana. Oysa özgürlüğün tam olarak ne olduğu belirsizdir. Kimine göre yalnızlıktır özgürlük, kimine göre uçurtma gibi veya kuş misali uçmaktır. Kimine göre ise ucu bucağı belli olmayan sonsuz gökyüzüdür, denizdir özgürlük. Kimine göre kaçıp gitmek her şeyden, herkesten uzaklaşmaktır. Gözümüze özgür görünen ve masmavi gökyüzünde özgürce süzülüyormuş gibi gelen uçurtmanın ipi bile aslında uçuranın elindedir. Ne kadar uzağa gidebileceğine, ne kadar süre havada süzülebileceğine ipi elinde tutan karar veririrken, hangi yöne süzüleceğine ise rüzgar karar verir.. Sahi neydi özgürlük?

Benim özgürlüğüm ailemdi... arkadaşlarımdı... ve şu an özgürlüğüm gözlerinin içine heyecan ve merakla baktığım sarı saçlı hakimenin iki dudağının arasındaydı. Ya ipi eline alıp özgürlüğümü kısıtlayacak, ya da beni özgürlüğüme kavuşturup ailemden ayırmayacaktı..

Hepimiz heyecanla hakime hanımın yüzüne bakmaya devam ettik. Heyecandan kalbim yerinde çıkacak gibi, kafeste özgürlüğünü bekleyen yavru kuş misali çırpınıyordu kaburgalarımın içinde.

Zaman durdu sanki kısa bir süreliğine. 'KARAR' dediği andan itibaren nefesimi tutmuş öylece bekliyordum. Gözlerim hakime hanımın dudakları ve gözleri arasında mekik dokurken sonunda dudaklarını araladığını gördüm. Korku ve heyecanla yutkundum. Boğazım da oluşan yumruğu yok saymaya çalışarak pür dikkat söyleyeceklerini dinlemeye başladım.

'Yaz kızım...
Defne Titali KAYMAZEL'in aleyhinde ifadede ve suç duyurusunda bulunan davalı KEREM GÖRSEV'in vermiş olduğu ifadeleri hiçbir kanıt ile desteklemediği sadece sözlü beyan ettiği görülmektedir. Bu nedenle Defne Titali KAYMAZEL hakkında açmış olduğu dava düşürülmüştür. Önümde bulunan dosya doğrultusunda rahatsızlığı ve sunmuş olduğu deliller göz önünde bulundurularak sanığın adli kontrol şartıyla serbest bırakılmasına karar verilmiştir. Duruşma bitmiştir.' Duyduklarım karşısında yaşadığım şokla öylece hakime hanıma bakıyordum.

'Defne.. Bitti.. Özgürsün..' boynuma atlayarak sarılan Selin kendime gelmemi sağladı.

'Doğru duydum değil mi? Hayâl falan değildi.'

'Doğru duydun birtanem özgürsün.' Söylediklerini kısa süre içerisinde idrak ettikten sonra kollarımı beline sardım ve sımsıkı sarıldım. İkimiz de ağlamaya başladık. Annem kahkaha atarak bizi ayırdı.

'Kızlar sakin olun. Bitti işte ağlayacak ne var bunda. Sevinmeniz gerekmez mi bu sahnede?'

'Filiz teyze bu defa mutluluktan.' Selin benden ayrılıp anneme sarılırken Emir ve Mert aynı anda bana sarıldı.

'Biraz daha böyle kalırsam boğulacağım.' Kahkahalar eşliğinde birbirimizden ayrıldık. Gözümü salonda gezdirirken onların orada olmadığını fark ettim. Çıkıp gitmişlerdi.

'Hadi çıkalım mı artık şu kasvetli yerden?.' Mert'in sorusuyla gözlerimi salonun boş sandalyelerinden çekerek Mert'e döndüm. Söylediklerini sanki yeni anlamış gibi başımla onaylandıktan sonra hep beraber salondan çıktık.

'Kızım benim başka bir duruşmaya geçmem gerek. Sen eve git dinlen. Çok yorgunsun dışarı çıkma bugün. Anlaştık mı?' Bende nerede kalmıştı kontrol manyağı tavırları diye düşünüyordum.

'Kusura bakma Filiz teyze ama bunu kutlamak zorundayız kolay bir şey atlatmadık sonuçta.' Mert'in söylediklerine karşı bir süre düşündü.

'Tamam ama kızlar size emanet beyler.'

'Sen hiç merak etme Filiz teyze. O iş bende.' Annem tek tek bizi öpüp vedalaştıktan sonra arkasını dönüp bir kaç adım atmıştı ki tekrar bize döndü. Evrak çantasında bir şeyler ararken bir kaç adımda karşımda durdu. Çantasının dip köşesinde zorlukla bulduğu telefonu çıkartıp bana uzattı.

ZİFİRİWhere stories live. Discover now