21.BÖLÜM : GİDERSEN BEN BİTERİM

226 74 101
                                    

{Yukarıdaki şarkıyla okuyabilirsiniz.. çok sevdiğim bir şarkı. Bu bölümü onunla yazdım. ♡}

*DEFNE'NİN ANLATIMIYLA

On dakika, bir saat belki de beş saat oturdum bu buz gibi yerde. Bir umut belki biri geçer diye, bir umut beni gören olur da yardım eder diye ama yok kaç saattir oturduğumu bilmediğim bu yolda ne bir araba geçti ne de nefes alan bir canlı.

Yerdeki asfaltın üzerinde bulunan ufak siyah taşların ay ışığında parlayışını izlerken içimde hissettiğim bir sıcaklık titretti bütün bedenimi. Arkamdan duyduğum adım seslerine rağmen başımı yerden kaldırmadım. Beynimin bana oynadığı yeni bir oyun olma ihtimali oldukça yüksekti. Çünkü son bir kaç saattir gaipten duyduğum sesler beni arafta bırakıyordu. Olmayan seslerin peşinden koşmayı bırakıp burada oturdum ve birinin gelip beni bulmasını bekledim.

'Defne!' Duyduğum sesi kulaklarım kabul edip geçişine izin verse de beynim buna izin vermedi. Herkes olabilirdi ama o olamazdı, hayır. Duyduğum sesin gerçekliğinden ettiğim şüpheyle bakışlarımı yerden çekmeden, hiç bir kıpırdanma sergilemeden öylece sesin susmasını bekledim.

Bir süre çok kısa bir süreliğine sustu beynimde yankılanıp duran o tanıdık ses ve ardından konuşmaya devam etti.

'Beni bıraktığınız istikamette 500 metre düz gelin!' Diyordu. Belki de beynimin bir oyunu değildi bu. Gerçekten arkamdaydı ve beni tek başına bulmuştu ama bu onun yüzünden burada olduğum gerçeğini değiştiremezdi.

Arkamda duyduğum ya da hissettiğim hışırtı sesleriyle yere oturduğunu anladım.

'Yalvarırım yüzüme bak' dedi o ses sonra devam etti.

'Bir daha çıkmam karşına beni görmezsin' dedi. Benim için bizim için en iyisi buydu bunu ikimiz de çok iyi biliyorduk. İkimizin bir araya gelmesi demek ay ve güneşin kavuşması demekti ve bu imkânsızdı.

Hangimiz ay hangimiz güneştik, hangimiz hangimize yol göstermek için ışık tutuyor geceyi aydınlatıyordu bilmiyordum ama hayatıma girdiği günden itibaren benim hayatımı karartan o'ydu. Şimdi en iyisi benden uzak durması hayatımdan çekip gitmesiydi.

Sessizliğin gergin çarşafını delip geçen araba fren sesleriyle irkildim. Hızla açılıp kapanan kapı seslerinin ardından gür bir ses yankılandı kulaklarımda. Batu'ydu bu neler olduğunu soruyordu. Buğra'ya ait olduğunu bildiğim o ses karşımda durmaya korktuğunu ya da çekindiğini ima ederken bir anda önümde oturur vaziyette buldum onu.

'Hepimiz buradayız.' Diyordu. Ona rağmen cevap vermedim.

'İstemiyorsan gideceğim söz ' diyordu. İçimde oluşan öfke parmak uçlarıma kadar yaydığı titreşimle başımı hafifçe kaldırdım.

'Git!' Dedim sadece. Başka bir şey söylemeye mecalim yokmuş gibi sadece tek kelime çıktı ağzımdan. Afallayarak suratıma bakması öfkemi hapsettiğim balonu patlatan iğne oldu.

Bir hışımla ayağa kalkarak bağırmaya başladım. Sinirlerim tüm gücümü ellerimde toplarken göğsüne vurmaya başladım. İçimden geçen ne varsa bir bir haykırdım yüzüne, bir nebze olsa rahatlamak umuduyla. Bağıra bağıra haykırdım suratına her şeyin sebebinin o olduğunu.

Bir anda beni kendine çekip göğsüne yaslaması engel olamadığım göz yaşlarımı tişörtüyle buluşturdu. Öfkeyle onu kendimden uzaklaştırarak arkamda duran dört bedene döndüm onu yok saymaya çalışarak.

ZİFİRİWhere stories live. Discover now