3.1

59.4K 4.1K 784
                                    

Hoş geldiniz geç geldim yanlışlıkla olm hadi başlıyoruzz

---

Elimdeki ekmek sepetini de masaya bırakıp, geri çekildi. Var ya efsane bir kahvaltı hazırlamıştım. 

Tek yaşadığım evimin ilk kahvaltısıydı. İki hafta başlayacak olan üniversitem sayesinde noodle ile kendimi beslemeye devam edecektim.

Tam çayı almaya gidecektim ki çalan kapıyla durdum. 

Kim lan bu sabah sabah?

En paçoz halimle kapıyı açmak istemesem de açtım. Karşımda Volkanı görünce geri kapatacaktım ki araya ayağını koymasıyla kapatamadım.

''Ne var lan?'' Volkan sırıtıp, elini saçından geçirdi. Elinde ki poşeti elime tutuşturup;

''Komşu komşunun külüne muhtaçtır. Ben de sen açsındır diye sana börek getirdim.'' Poşeti sıkıca tutup, kapıyı kapatacaktım ki izin vermedi.

''Almayacak mısın beni içeri? Ben yeni taşındım evim boş aç mı kalayım ben?'' Volkan yiyebileceğin çok güzel bir şey var ama işte diyemiyorum.

''Olmaz.'' Almazdım onu içeri. Hem paçozdum hem de çok güzel kahvaltı hazırlamıştım.

Ben yiyecektim. Tam ısrar edecekti ki aşağıdan başka bir kadının sesi geldi;

''Aa Volkan bey!'' Kafamı kapıdan uzatıp, aşağıda ki kadına baktım.

Kimdir bu ya-

''Betül hanım! Günaydınlar.'' Kafamı Volkana çevirdim. Sana ne gün aydı mı diye sordu sana?

''Nasılsınız umarım iyisinizdir.'' Sakin kal Ay. Sen sadece Volkana yavşayacaktın. Farklı bir şey yapmayacaktın ki! 

Yani.

Dur bu dün benim nişanlım olmamış mıydı? Adımı mı çıkartacaktı apartmanda? Asla izin vermem!

''İyiyim teşekkür ederim. Siz nasılsınız?'' Sana ne Volkan?

''İyiyim çok naziksiniz! Buyurun kahvaltı yapalım.'' Volkan bana bakarak sırıttı. Gitmek için yeltenecekti ki;

''Nişanlım nişanlısıyla kahvaltı yapacak. Teşekkürler teklifiniz için.'' Kadının bakışları bana dönerken, paçoz halimi görmemesi için sadece kafamı uzatmıştım.

Kadın sanki beni yeni görüyormuş gibi;

''Aa anladım. Kolay gelsin o zaman size. İyi günler Volkan bey.'' Volkanın kolundan tutup, içeri çektim. Kapıyı arkasından kapatıp, arkamı bakmadan salona doğru yürüdüm. Elimde ki poşeti masaya bırakıp, arkamdan gelen Volkana döndüm.

''Hem nişanlı yalanını söylüyorsun hem de karı kızla fingirdeşiyorsun. Böyle devam edeceksen ayrıldık de insanlara adımı çıkarma benim!'' Ağzı şaşkınlıkla açılırken;

''Sadece iyi günler dedim k-'' Sözünü bitirememişti. Kaşlarımı çatarak ona baktığımda susmuştu.

Masada ki poşeti ona verip;

''Şunu ayarlar mısın? Üstümü değişip, geleceğim.'' dedim. Cevap vermesini beklemeden, odama gittim.

Deprem olsa bu halde dışarı çıkmaya utanır, sessiz sedasız ölmeyi beklerdim. Bu tiple eve erkek atmıştım! 

Hızlıca üstüme bir sweatshirt ve kot pantolon giyip, içeri geçtim. Takım elbise giymiş nereye gidiyorsun Enayi Volkan?

Masaya kurulmuş, getirdiği poşette ki böreği tabağa koymuş beni bekliyordu. 

''Nereye böyle sabah sabah?'' Kafasını bana çevirip, baştan aşağı süzdü. 

''İleride çocuklarımız doğa kolejinde okusun diye babaları çalışıyor.'' dedi.  Yüzümü buruşturup;

''Çocuklarımız? Yo yo yo!'' Dudaklarını büzüp, çaydanlığımla çay doldurdu ikimize de.

''Tamam ben hem annelik hem babalık yaparım yavrularıma!'' Volkan yüzüne bir tane çarpacağım şimdi. Ne oldu bir den? Daha  yeni iki buçuk ay konuşmadık ulan.

''Önce bir şey konuşmamız lazım.'' Konuyu nereye getireceğimi anlamış olacak ki, kendini toparladı.

''Önce sen açıkla istersen.'' dedi. Olurdu. Nasıl olsa benim geçerli bir sebebim vardı. Peki ya onun? Kafamı salladım;

''Abimin Fatih olduğunu söyleseydim benimle konuşacak mıydın?'' Kaşları çatılırken;

''Tabii ki hayır.'' Bu yüzdendi işte. Şimdi beni anlamış gibi yüzü yumuşadı.

''Numaranı Kiraz yengemden aldım.'' Kaşları alayla kalkarken gülümsedi. 

''Tahmin etmeliydim.'' Onu onaylayıp, devam ettim;

''Seninle alay etmek gibi bir derdim yoktu. Seni tanımıyordum bile! Peki sen neden yalan söyledin Volkan?'' Boğazını temizleyip;

''Ben sana yalan söylemedim. O gördüğün cübbe Emre adındaki arkadaşıma aitti.'' Kaşlarım çatılırken;

''Benden avukat olduğunu gizledin!'' Dudağı yana kıvrılırken;

''Ben senden gizlemedim ki. Bana avukat mısın dedin mi? hayır ama ben sana Fatih Erdemi tanıyor musun dedim.'' dedi. 

Haklıydı lan.

''Tamam uzatma.'' Haksızsan konuyu kapat taktiğini uygulardım ya da üste çıkma taktiği.

''Neden iki buçuk ay boyunca yazmadın bana?'' Kaşları çatılırken;

''Yazdım kızım nasıl yazmadım?'' Cebinden telefonunu çıkartıp, mesajlara girdi. En üstte kızılım olarak sabitlenmiş mesajlara girdi. Bir sürü mesaj vardı.

''Telefonun hep kapalıydı. Aradığımda açmıyordun!'' Sinirden gülümseyerek, Volkanın saçını hafifçe çektim.

''Aptal mısın Volkan? Engellemedim mi ben senin bu numaranı?'' Gözleri şaşkınlıkla büyürken;

''Engellemiştin değil mi?''  Sinirden gülümseyip, burnumu kaşıdım. 

''Engellemiştim!'' Volkan şirince gülümseyin ;

"Hadi yeni evim için market alışverişine gidelim!"

BÖLÜM SONU

BEN atarım yine bugün bölüm dşwüdöwğf

YİCEM TİPİNİZİ

Avukat bey! -Texting ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin