3.3

52.9K 3.9K 865
                                    

Hoş geldiniz 

of dün sır meselesi falan çok güldüm ben ya fladşkgşadlkgadlş gece gülmekten ağladım belki olm 

neyse başlıyoruz.

---

Volkandan

Duvarda, baskımdan dolayı bir bütün olmuş Aya  biraz daha yaslandım. 

Ne güzeldin sen öyle.

Bir elimi beline yaslayıp, diğeriyle yanağını okşadım. 

Yumuşacıktı.

Kendimi tutamayıp, iki elime yanağını mıncırdım. Ay sinirle geri çekilecekken bırakmayıp, daha çok sıktım yanağını.

Yumuşacıktı lan!

''Volkan bıraksana yanağımı!'' Gülerek daha çok sıktım. Elimin altında sanki slime vardı! En son yanakları saçının rengini alınca bıraktım.

Küçük çocuk gibiydi karşımda.

''Hayvansın hayvan!'' Tam cevap verecektim ki tekrar konuşmaya başladı;

''Al işte fincanda kırıldı! Kim temizleyecek buraları?'' Sen böyle karşımda dur ben temizlerdim.

''Orasını hallederiz. Hadi kek yapalım.'' Elini tutup, mutfağa doğru çekiştirdiğim sırada telefonumun çalmasıyla durdum.

Arayana bakıp, meşgule attım. O sıra Ay elimi bırakmış, kırık parçaların yanına gitmişti.

''Elinle toplama. Ben toplayacağım.'' diye uyarımı yaptıktan sonra telefona arayana kişiden gelen mesajı açtım.

- Yiğit Efe Tarancı

-Volkan büroya gelmen lazım abi. Müvekkilin oğlu geldi, babası kayıpmış.

Mesajı okuyup, telefonu kapattım.

Ayın yanına gittiğimde beni dinlemeyip, etrafı topladığını gördüm. Kızıl kafasına minik bir öpücük bırakıp;

''Benim büroya gitmem lazım kızıl kafa. Gelince geleceğim yanına.'' dedim. Ay yüzünü buruşturup;

''Evin yok mu senin arkadaşım! Hem ben dışarı çıkacağım arkadaşımın yanına gideceğim evde olmam.'' dedi. Kaşlarım kurnazca yukarı kalkarken;

''Kimmiş bu arkadaşın?'' Bana dil çıkartıp, cevap vermek yerine kapıyı gösterdi.

''Hadi gitsene işim gücüm var!'' Gülümseyip, tombul yanağına öpücük kondurup, çıktım. Arkamdan söylenmelerini duysam da bir şey demedim.

Ne tatlıydın sen öyle Ay!

---

Siz: Ne yapıyor benim kızıl hatunum?

KızılHatun:

KızılHatun: Oturuyorum arkadaşımla

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

KızılHatun: Oturuyorum arkadaşımla.

KızılHatun: Sen ne yapıyorsun?

Siz: Eve geçiyorum şimdi.

Siz: Sen de gelsene :)

KızılHatun: Yo gelmem.

Siz: Ben evime geçiyorum gelmek istersen buyur gel.

Siz: Hem acıktım gelirsen yemek yeriz :)

KızılHatun: Volkan sapık gibi gülücük atmasana.

KızılHatun: İşim var ben seninle sağlıklı şeyler yiyemem üzgünüm..

KızılHatun: Görüşürüz Av.

Siz: Görüşürüz kızıl:)

---

Dosyayı incelerken, enseme giren ağrıyla inledim. Hay ben bu işin!

Ay da yoktu zaten olsa masaj yaptırırdık. Aklıma gelen şeyle gülümseyip, telefonu elime aldım. En son iki saat önce konuşmuştuk. Özlemiştim canavarı.

Numarasını tuşlayıp, aradığımda meşgule atmasıyla kaşlarımı çattım. 

Bu telefon konuşmak için icat edilmedi mi? Ben mi yanlış biliyorum. Telefonu meşgule attığı için yanağımı şişirip, ofladım. 

Üstümü değiştirip, uyusam iyi olacaktı.

Gömleğimi çıkartıp, çamaşır makinasına attım. Titiz bir adamdım. Etrafta eşyalarımı bırakmayı sevmiyordum.

Kapının çalmasıyla sırıttım. Gelmişti iki gözümün çiçeği.

Kapıyı sırıtarak açtığımda karşımda Betül Hanımı görmemle duraksadım. Gözleri bir süre üstümde oyalanıp, yüzüme çıktı.

''Merhaba Volkan bey.'' Yüzüme sahte bir tebessüm yerleştirip;

''Merhaba Betül hanım. Buyurun?'' Buyurun dememi içeri buyur demek istedim sanmış olacak ki tam içeri girecekken ayağı, kapının basamak kısmına takılıp, üstüme düştü. 

Düşmemesi için kolundan tuttuğum sırada iki eli de göğsümde yer almıştı. Tam düzeltecektim ki kapıdan;

''Ne oluyor lan burada?'' Ayın sesini duymamla korkuyla ona baktım.

Kabarmış kızıl saçları, kızarmış yanakları, Tulumunun düşmüş bir askısı ve elinde tuttuğu pizzayla karşımda ne kadar sevimli dursa da bu olaydan sonra kendisine biraz zor yaklaşırdım.

Bölüm sonu 

atarım ben yine 3 5 bişi  fkadlşkgaşdlgk

of çok iğrenç bisi olduk ya

Avukat bey! -Texting ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin