(6)En Kısa Zamanda

3.4K 308 25
                                    

Jungkook öğle arasında yemek, yemek yerine kahve içmeyi tercih etmişti. Kahve makinasının düğmesine bastığında Lattesi olmaya başlamıştı.

"Jungkook bey." Şirkette çalışan herhangi biri yanında belirmişti. Kız jungkook u tanıyordu ama jungkook onu tanımıyordu.

"Buyrun?"

"Bay kim odasında bulamadım. Nerede olduğunu biliyor musunuz?" Jungkook evet anlamında başını aşağı yukarı salladı.

"İtalyanlarla görüşmesi vardı. Onlarla buluşmaya gitmiş olmalı."

"Ama bildiğim kadarıyla onlar buraya gelecekti."

"O kadarını bilmiyorum hanımefendi." Kız hafifçe gülümsedi.

"Peki. Teşekkür ederim." Jungkook kahvesini alıp oradan uzaklaşacak iken birden tok bir ses duydu.

Geçmişe ait bir ses...

"Küçük jeon."

"Acımayacak."

"Bir şey hissettin mi?"

"Nasıl hissettirdi?"

Hissetmek? Küçücük bir çocuk neyi hissedebilirdi...

"Jeon jungkook'u arıyorum. Babasının arkadaşıyım." Diyordu o iğrenç ses.

Niro hanım ise jungkook'un nerede olduğunu bilmediğini söylüyordu.

Jungkook'un aklından geçen tek şey 'küçük jeon.' du. Hızla merdivenleri çıkıp bay kim in odasına girdi. Derin derin nefes alıp vermeye çalışırken bir ses daha duydu.

"Odama 2 sade kahve lütfen."

Kim Taehyung'un sesi...

Jungkook ne yapacağını şaşırdığında sanki odaya dosya bırakmış gibi davranmak aklının ucundan bile geçmemişti. Saçmalayarak masanın altına girip saklanmıştı. Hem korku dolu hemde geçmişin yaralarına ait göz yaşları yanaklarından kayıp giderken oda'nın kapısı açıldı ve adım sesleri yükseldi.

"Per favore, vai così hoseok." Taehyung'un sesi odada yankılanırken jungkook'un içini daha fazla korku kaplamıştı.

"Benimle baş başayken lütfen korece konuş." Jungkook, adının hoseok olduğunu öğrendiği adamın sesini duymuştu. İtalyan değil miymiş?

"Konuştuğumuz gizli şeyleri başkalarının da duymasını ister misin hoseok?" Taehyung'un sesi katı çıkmıştı. Hoseok histerik bir kahkaha atmıştı.

"Hai ragione. Non vuoi che nessuno sappia che sei un avvocato colpevole."Hoseok," haklısın. Kimsenin senin suçlu bir avukat olduğunu bilmesini istemezsin."demişti ama bunu ne jungkook ne de başka biri anlamamıştı.

Sohbet sırasında çoğunlukla İtalyanca olmak üzere konuştukları için jungkook pek bir şey anlamamıştı. Korece, İngilizce, türkçe, almanca ve Fransızca biliyordu ama o an anlamıştı ki İtalyanca da öğrenmesi gerekiyordu.

Taehyung konuşmanın bittiğini belli edercesine ellerini masaya vurmuştu. Bir kalem ve sözleşmeyi hoseok'un önüne ittirmişti.

"En kısa zamanda." Demişti hoseok.

"En kısa zamanda." Diyerek onaylamıştı Taehyung.

Taehyung sinirden elinde döndürdüğü stres çarkını birden yere düşürmüştü. "işte şimdi sıçtım." diyerek geçirdi içerisinden jungkook.

Taehyung düşürdüğü şeyi almak için eğildiğinde jungkook ile göz göze gelmişlerdi.

Jungkook dolu gözlerle bakarken, Taehyung'un yumuşak gözleri kin ile dolmuştu. Çarkı almak için yakınlaştığında jungkook, hoseok'un sesi ile irkilmiş ve Taehyung ile dudakları birbirine değmişti.

Gamble Of Life|taekook Omegaverse|Where stories live. Discover now