(9) Yat

3.3K 292 45
                                    

Herkes masada güle eğlene kahvaltısını yapıyordu. Buraya gelmeleri üzerine bir gün geçmiş ve yeterince dinlenmişlerdi.

"Baba, yat'ın anahtarlarını bana verir misin? Dördümüz biraz gezinelim hemde denize gireriz. Tabi kendileri de isterse." Taehyung'un dördümüz kelimesi aslında jungkook ile yalnız kalmaya çalışmasıydı.

"Aaa, evet çok güzel olur!" Jimin çocuk gibi ellerini çırpmıştı. Yoongi gezip dolaşmayı çok sevmezdi ama jimin'in çocuksu halini gördüğünde gitmeyi istemişti.

"Olur,gidelim."

"Çocuklar ama aşağı kat'dan benzin alıp depoya yüklemeniz lazım."

"Tamamdır ben yat'a koyarım bidonları. Siz gidin hazırlanın." Jimin ayağa kalkıp dışarı çıkmıştı. Cebindeki telefon titremeye başladığında aklından benzin uçup gitmişti.

"Efendim Johnny?"

"N'aber jimin?"

"İyi. Sen?"

"Aynı. Ben sizin fotoğraflarınızı gördüm de Bay mın ile ne işin var?" Johnny, jimin'in üniversite'den arkadaşıydı. Babasının bir şirketi olduğu için eğitimi bitince oranın başına geçmiş ve jimin'in ilk dergi kapağını o çıkarmıştı.

"Üvey abimin yakın bir arkadaşı."Arkadaş demek bir anlığına zor gelmişti.

"Seninle bir yakınlığı olmadığı halde mi öyle fotoğraflar paylaştığını söylüyorsun?!"

"Evet."

"Hiç inandırıcı gelmedi."Jimin ne diyeceğini bilememekle susmayı tercih etmişti.

"Jimin! Nerdesin?" Yoonginin sesini duyunca susma isteği uçup gitmişti.

"Buradayım." Elini havaya kaldırıp salladığında yoongi'nin sesini duyan Johnny hemen konuşmaya başlamıştı. "Aranızda bir şey olmadığını söylüyorsun ve yan yana mısınız?! Kesin birşeyler var aranızda."

"Johnny!"

"Hadi gidelim. Kiminle konuşuyorsun? Deniz'in ortasında telefon çekmeyebilir." Jimin kafasını sallayıp telefonu kapattı ve oda herkes ile beraber yat'a bindi.

Taehyung çalıştırıp sahilden uzaklaştırmıştı. Bir süre ilerlediklerinde denizin ortasında durmuş ve diğerlerinin yanına gelmişti.

"Burası güzel mi? Durdum ama burada."

"Evet çok güzel." Taehyung da koltuklara oturduğunda orada biraz denizi izlemişlerdi ama her zaman ki gibi jimin yerinde duramamış ve ayağa kalkmıştı.

"Hadi denize girelim!" Herkesin altına şort üstünde ise öylesine geçirilmiş tişörtler vardı. Jimin tişörtünü çıkarıp kenara bıraktı. "Hadi ya... Çıkarın şu üstünüzdekileri." Yoongi gözlerini jiminden çekmeyerek üstündekileri çıkardı. İkisininde kaslı ve sağlam vücutları vardı ve bir kız görse ikisi içinde çıldırabilirdi.

Güverteden aşağı merdivenlerden indikten sonra ikisi birbirine bakıp denize atlamışlardı.

Taehyung, jungkook'a fırsattan istifade daha da sokuldu. "Sen neden girmiyorsun denize?" Jungkook kafasını çevirdiğinde taehyung ne kadar yakın olduğunu fark ettiğinde biraz gerildi.

"Şey... Karnım ağrıyor biraz da ondan bay ki-" Taehyung parmaklarını jungkook'un iki dudağının arasında durdurdu.

"Taehyung diyecektin." Diye fısıldadı sesizce.

Taehyung, jungkook'a yaklaştıkça kasıklarına vuran ağrı daha da çoğalıyordu.

"Çok yakınsınız..." Jungkook söylediği cümleyi o kadar kısık sesle söylemişti ki kendi bile zor duymuştu. "Peki, bu yakınlık seni rahatsız ediyor mu?" Taehyung tahrik edici sesi ikisininde bedenini titretiyordu.

Jungkookun boğazı düğümlenmişti sanki. Konuşamıyor sadece karşısındaki ateş gibi adamın gözlerine bakıyordu. Kuruyan dudaklarını ıslattığında taehyungun bedenindeki ateş gözlerinde vurmuştu.

O an ikisi'nin de aklına sadece o ilk defa dudaklarının buluştuğu an gelmişti... Masa'nın altında dudaklarının buluştuğu o büyülü an.

"Jungkook?" Yoongiden gelen sesle ikiside birbirinden uzaklaşmıştı.

"Ee.. Efendim? Ne oldu?" Yoongi kaşlarını çatmış direk olarak taehyung'a bakıyordu.

"Denize gelmiyor musun? Diyecektim." Jungkook kaçmak için aceleyle üstünü çıkartmış ve hemen alt kata inmişti.

"Taehyung biraz konuşalım mı?" Yoongi bir abi edasıyla kardeşini korumak için taehyungun yanına geçmişti.

"Bencede konuşalım."

"Jungkook ile aranızda ne var bilmiyorum ve asla da karışmak istemiyorum. O'na karşı bir ilgin var anladığım kadarıyla çünkü her yalnız kaldığında yanına yakınlaşıyorsun ama bilmediğin bir şey var."

"Nedir?"

"Jungkook korkuyor..."

"Neyden?"

"Çocuklar dışında herkesten. Benden bile... Dostundan bile ten temasından korkuyor. Gözlerindeki o korkuyu gördüm daha demin yapma. Lütfen... Eğer ona yaklaşmak istiyorsan başka şeyler dene ama böyle temaslarda bulunma..." Taehyung o an neler döndüğünü biraz olsun anlamıştı.

" O adam kim? Şirkete gelen. Babasının arkadaşı olan. "Yoongi yere diktiği gözleri hemen havaya kaldırdı.

"O piç mi geldi?Siktir... Siktir... O çocuğu yeni topladım ben. Bir daha gelemez." Taehyung anlamıyordu.

"Neyden bahsediyorsun?"

"O adam... Babasının, Jungkook'un bedenini sattığı ilk kişi."

İşte o an her şey durmuştu. Alınan nefesler ve durgun gözler...

°°°°°
Yemek yiyorlardı ve ortalarında derin bir sesizlik vardı. Taehyung ve yoongi tatsız yüz ifaleriyle sadece yemekle oynuyor ve iç çekiyorlardı. Jungkook ve jimin ise ne olduğunu anlayamayan gözlere öylece etrafına bakıyordu.

Jungkook, dayanamadığı kasık ağrıları ve baş dönmeleri yüzümden fazla hareket etmiyor ve öylece oturuyordu.

"Artık... Eve mi dönsek?" Yoongi'nin tatsız gelen sesi yüzünden herkes kabul etmiş ve taehyung sofra masasından kalkmış dümen'in başına geçmişti.

Yat'ın anahtarını sokup çalıştırmaya çalıştığında çalışmayınca taehyung'un gözleri boş yakıt sayacına dönmüştü.

"PARK JİMİN! GERİZEKALI!" Taehyung un yankılanan sesi jimin'in aklına yapmayı unuttuğu şeyleri getirmişti.

"Siktir! Abi vallahi unuttum özür dilerim."

"Biz şimdi ne bok yiyeceğiz jimin? Hava kararıyor ve burada telefon çekmez!" Taehyung hem duyduğu şeylere tahammül edemiyordu hemde sinirini çıkaracak birini arıyordu.

"Bu gün kalalım burada yarın da şu tek kişilik sandallara birimiz binip benzin alır gelir. Ada'dan gemi gözüküyor nasılsa babamlarda endişelenmez." Jimin korkudan aklına gelen her çözümü sunuyordu.

"Sandalla şimdi gitsek olmaz mı?" Yoonginin asıl amacı eve gitmek değil jungkook'un ilaçlarını içirip banyoya sokmaktı çünkü jungkook'un bedeni kızgınlığa girmek için hazırlanıyordu ve bunu onun dışında kimse fark etmemişti.

"Olmaz. Hava karırsa tehlikeli olabilir." Yoongi gözlerini devirip derin bir of çekti.

"Jungkook hadi sen aşağı kata in yatak odasına. Biraz yat ve dinlen."

"Gerek yok."

"Hadi jungkook!" Sesini sert çıkarmıştı ve jungkook istemese de ayağa kalkmak zorunda kalmıştı.

Gamble Of Life|taekook Omegaverse|Donde viven las historias. Descúbrelo ahora