(7) Bana Dokunmayın Artık

3.4K 314 41
                                    

Pek istediğim gibi bir bölüm olmadı çünkü aceleye geldi. Ayrıca ben bu kitabın 2.bölümün ün daha güzel olacağına inandığım için hemen 2.kısma geçmek istiyorum ama tabiki önce buraları yazmam lazım...

"Jungkook. İyi misin?" Karşısındaki çocuğun tek bir sesini duymak için aylarca onu aramıştı Taehyung.

"T-taehyung bey."Jungkook'un titreyerek gelen sesi içini dahada acıtmıştı.

"Aç kapıyı gel konuşalım. Kim o adam?" Jungkook ne kapıyı açıyordu ne de konuşuyordu.

"Jungkook cevap ver lütfen..." Jungkook kapı kilidini açıp geri çekildiğinde taehyung karşısında gözleri ağlamaktan kıpkırmızı olmuş bi jeon bulmuştu.

Yanına çömelip kollarıyla sarmıştı küçük jeon'unu.

"Sakin ol. Yanındayım."

"G-git-gitti mi?" Her konuşmasında ağzından hıçkırıklar dökülüyordu.

"Gitti. Sorun ne? Kim o adam?!" Gözlerinden durmadan yaşlar dökülüyordu.

"Anlatamam."Dedi üzgünlükle. Taehyung, cebindeki telefonu çıkarıp birini aradı.

"Arabamı hemen arka çıkışa getirin!" Telefonu kapatıp geri cebine koydu.

"Hadi kalk gidiyoruz." Dedi sert bir şekilde taehyung.

"N-nereye?"

"Seninle burada konuşmak istemiyorum. Evine götüreceğim seni." Jungkook göz yaşlarını silip kaşlarını çattı.

"İstemiyorum. İyiyim ben."

"Sana isteyip istemediğini sormadım."Taehyung, Jungkook'un beline kollarını geçirmişti. Bacaklarının altınada kollarını sokup birden havaya kaldırdı.

"Taehyung bey! Napıyorsunuz?"

"Seni şirketten çıkarıyorum." Jungkook terlemeye başlamıştı.

"D-dokunmayın lütfen. Bırakın..."

"Yürüyemeyecek haldesin. Taşıyayım işte seni." Jungkook sakin kalmaya çalışıyordu ama başarması zordu.

"BIRAKIN LÜTFEN!" bağırması bittiğinde deli gibi ağlamaya başlamıştı. Taehyung ne olduğunu anlayamadığı için jungkook'u yavaşca yere bırakmıştı.

"Sakin ol jungkook." Derin derin nefesler alıp kendini sakinleştirmeye çalışırken zorlukla konuştu.

"B-bana d-dok-dokunmayın artık... N'olur. Artık dayan-" Jungkook cümlesine devam edemeden gözlerini dönmüş ve bayılmıştı.

"Jungkook! Uyan jungkook!" Taehyung hızla jungkook'u kucağına  alıp oradan çıktı. Fazla kişinin görmemesi için arka çıkıştan hemen çıkmıştı.

"Aç arabayı hemen aç!" Arabanın dışında onu bekleyen şöföre bağırıp kapıyı açtırmıştı. Arkaya jungkook'u düzgünce yatırıp bacaklarının üzerine kafasını koymuştu. Şöförü kapıyı kapatıp sürücü koltuğuna geçtiğinde hemen arabayı çalıştırmıştı.

"Efendim nereye?"

"Eve sür hemen sen diğer adamlara'da söyle doktoru gidip hemen evinden alsınlar."

"Tamam efendim."

°°°°

"Açlıktan bayılmış. Tansiyonu düşmüş ve birde panik olunca vücudu tepki vermiş. Yemeklerini düzenli bir şekilde yerse ve stresten uzak durursa sorun çıkacağını düşünmüyorum." Diyerek Taehyung'a açıklama yapmıştı doktor.

"Buraya kadar geldiğiniz için teşekkür ederim. Gidebilirsiniz ücreti ben hesabınıza yatırırım."

"İyi günler Taehyung bey." Doktor odadan çıktığında taehyung yeniden jungkook'un yanına oturmuştu.

"O adam kim bilir ne yaptı sana." Jungkook yavaşca gözlerini açtığında üstüne dikilmiş dolu dolu bir çift kahve göz bulmuştu.

"Bay kim?"

"İyi misin jungkook?" Jungkook afallamış şekilde etrafına bakınıyordu.

"Burada ne işim var?"

"Bayıldın. Bende seni evime getirdim birde doktor çağırdım. Az önce seni muane etti ve gitti. Açlıktan tansiyonun düşmüş lütfen sağlığına dikkat et." Jungkook bi yandan etrafı incelerken diğer yandan gözlerini ovuşturuyordu.

Yattığı oda misafir odasın'dan çok yatak odasına benziyordu ama kendi yatak odasına yatırmazdı herhalde jungkook'u.

"Sen uzamaya devam et bende sana yiyecek bir şeyler getireyim." Taehyung ayağa kalktığında jungkook bileğinden tutup durdurmuştu.

"Taehyung bey... Her şey için teşekkür ederim ama gerek yok. Ben evime gideyim." Taehyung önce tutulan eline daha sonra jungkook'un yüzüne baktı.

"Olmaz. Yemek yemeden bırakmam seni."

Taehyung, jungkook'un konuşmasına izin vermeden aşağı kata inip mutfağa geçmişti. Yıllardır jimin ile yaşıyordu ve jimin çok güzel yemek yapıyordu. Bu yüzden Taehyung'un yemek hakkında hiç bir fikri yoktu.

"Hadi bakalım Taehyung yapabilirsen yap." İnternetten bulduğu yoğurt çorbasını yapmaya çalışıyordu.

°°°°

Jungkook yukarıda yatmaktan sıkıldığı için yavaş adımlarla merdivenleri inerken gelen güzel kokuyu takip ediyordu.

"Taehyung bey."

"Mutfaktayım." Jungkook koridoru takip ettiğinde adım atacak yerin olmadığı bir mutfak bulmuştu.

"Buranın hali ne böyle?" Taehyung etrafına şaşkınlıkla baktığında ağzı açılmıştı.

"Burayı ben mi böyle dağıttım? Oha!" Açık kalan ağzını geri kapatıp çorbasını çevirmeye devam etti. Daha sonra bir tabak ve kaşık alıp tabağa çorbayı koydu.

"Afiyet olsun umarım tadı güzel olmuştur." Jungkook tabağı alıp mutfağın köşesindeki masaya oturdu ve bir kaşık çorbayı ağzına götürdü.

"E, nasıl olmuş?" Taehyung meraklı ve mutlu yüzüyle jungkook'un dediklerini bekliyordu.

"Çok güzel olmuş elinize sağlık bay kim. Sanırım ilk defa yemek yapıyorsunuz mutfağın haline bakılırsa."

"İlk değil ama her zaman yapmam."Jungkook tabaktaki bütün çorbayı bitirdiğinde taehyung'a döndü.

"Taehyung bey ben artık eve gitsem... Her şey için teşekkür ederim."

"O adamın kim olduğunu bana söylemeyecek misin?" Jungkook zorlukla yutkunmuştu. Buruşan gömleğinin uçlarını avuçlarının içine aldı.

"Daha... Daha sonra konuşsak bunu. Olur mu?" Taehyung anlayışla gülümsedi.

"Tamam. Nasıl istersen."

Jungkook gittiğinde Taehyung çorbanın tadına bakmak için kendisine de bir tabak koyup ağzına götürmüştü.

Ağzına sürmesiyle geri püsmürtmesi bir olmuştu çünkü bunun tadı tatlıydı.

"Siktir. Nişasta yerine pudra şekeri koymuşum."

Gamble Of Life|taekook Omegaverse|Unde poveștirile trăiesc. Descoperă acum