(20)FİNAL

3.3K 185 30
                                    

Koştu. Nefesinin yettiği kadar, kalbinin sesini işitebildiği kadar koştu. Önüne, arkasına, sağına, soluna heryere bakındı. Aşktan kör olmuş gözleri kalbinin eşini arıyor onu bulmak için can atıyordu. Elindeki kar küresini düşürmemek için sıkı sıkı tutmuş gözleri fıldır fıldır geziniyordu. Deniz fenerini görür görmez daha hızlı koşmaya başladı ve gördü sonunda kör kalmış iki çift gözü sevdiği adamı...

Yine ilk günkü gibi elinde kolyesi ile aşağı sarkıyordu. Hızlı adımlarla yukarı koşturdu, alamadığı nefesler boğazını cayır cayır yakıyordu. Taehyung başını döndüren omega kokusunu aldığında gözlerinin içi parlamış ama yinede kafasını diğer tarafa çevirmemişti. Jungkook yine aynı şeyi yapmak isteyip sesini yükseltti. "Hey, ne yapıyorsunuz?" Belkide tanışmamış gibi davranmak onlar için daha kolay olurdu. Taehyung gülümseyip arkasını döndü.

"Birşey yapmıyorum. Sen kimsin?"

"Benim kim olduğum önemli değil. Sorun ne bilmiyorum ama atlama aşağı. Eminim daha yaşayacak çok güzel günlerin vardır. Yapma bunu kendine yaşa. Yaşa s2ş ki cesaretin olduğunu göster bu zalim dünyaya."

"Sorun sevdiğim çocuk... Kalbini çok kırdım. Hatta parçaladım ve şimdi parçalanma sırası belkide bendedir. İlk burada tanıştık biz ve şimdi burdan kendimi atacağım."

"Ya seni hayata bağlayacak biri gelirse?" Jungkook bi adım attıkça taehyung geri adımlar atıyordu. Onun çok uzaklar olarak kavramı ölen bebeğinin yanıydı. Jungkook, Taehyung'un belinden kavrayıp birden kendine çekmişti. Deniz fenerinin duvarına bedenlerini birleştirmişti. Jungkook çok akıllıydı taehyungu sakinleştirmek için hormonlarını kullanarak kokusunu üstüne salmıştı. "Yapma jungkook... Sonra sen üzülüyorsun."

"Tanışmışmıydık? Ben ismimi söylediğimi hatırlamıyorum. Ben jeon jungkook... Kim taehyungun omegası küçük jeon'u" Dudaklarını yakınlaştırıp birbirine bastırmıştı. "Alfam uzun süredir benimle ilgilenmiyor sanırım kendime sizin gibi yeni birini bulsam iyi olacak."

"Eşinizi aldatmamalısınız bayım..." Dudakları birbirine hasretti... Kokuları... Bedenleri... Ruhları herşeyleri birbirine hasretti. "Benimle ilgilenirse neden olmasın?" Jungkook'un elleri heryerde dolaşıyordu. "Arabam orda hadi gidelim Taehyung..." Nefesi teninde dolaşıyordu. "Seni çok özledim... Tek vakit geçirmek istemiyorum artık!"

"Bende seni çok özledim... Ama biz de-" Taehyung'u susturan pembe dudaklar asla rahat durmuyor dilini içeri yolluyordu daha fazla dayanamayan Taehyung, jungkook ile yer değiştirip onu duvara yasladı. "Beni daha fazla öpersen uslu durmam."

"Sana kimse uslu dur demedi ki alfam..." Jungkook'un kokusu normalinden daha fazla yoğun gelmeye başlamıştı. Yıllardır kızgınlığını bastırıcılar ile geçirdiği için tek bir öpücük bile onun hormonlarını havaya kaldırmaya yetmişti belkide. Taehyung tuttuğu bilek ile hızlı hızlı merdivenlerden inmiş ve arabaya doğru ilerlemişti. Açtığı kapı ile jungkook'u direk olarak içine sokmuş ve üstüne kapanmıştı. "Beni ayartmak için fermonlarını kullanman çok büyük yaramazlık."

"Bu yaramaz omegayı cezalandırmaya ne dersiniz alfam?"

"Zevkle..."

Belki yaşananları affedemezler yada unutamazlardı ama belkide yeni bir sayfa açmayı deneyebilirlerdi.

Öpücük sesleri arabada çoğalıyordu. Birleşmek için can atan bedenleri hızlı hızlı atıyor dokunuşları heryerdeydi. Yıllardır birbirine hasret olan bedenleri o gece yeniden kar küresinin melodisi altında birleşmişti...

.............

4 yıl sonra...

Pastalar, içecekler, sesler ve gülüşmeler... En özlenen anlar mutlu çiftin bahçesinde birleşmiş ve hep beraber yemek yiyorlardı. Jimin ve yoonginin biricik kızları carla sürekli olarak birşeyler anlatıyor bıcır bıcır konuşmaya çalışıyordu. Jungkook mutfağa gelmiş ama yoğun yemek kokusuyla midesi bulanınca olduğu yerde kalmıştı. Onlar bahçede jungkook'un savcı olmasını kutluyor o ise yerde öylece duruyordu.

Gamble Of Life|taekook Omegaverse|Where stories live. Discover now