Bölüm-10:Altın suyu gibi katı yapıt

227 10 3
                                    

Öncelikle selamm,iki tane bölüm bildirimi gelmiş olabilir çünkü bir önceki bölüme medya koymayı unutmuştum. İkinci olarak medya da birden fazla fotoğraf var yazdığım kısımları daha iyi anlayın diye fotoğraflarla desteklemek istedim:)
□□□□
Ava:Evet içimizden ilk hasta çıktı,bu gidişle delilik tüm dünyaya yayılacak.
Carey:Bir çözüm yolu olmalı değil mi?
Ava:Evet var(...)
Luna:Teyzem tek çözümün bütün delileri öldürmek olduğunu düşünüyor. Teyzem bana şaşkınlıkla baktı.
Ava:Sen nereden biliyorsun?
Luna:Bildiğimi bilmediğin bir çok şey biliyorum.
Ava:Dünya üzerinde yaptığım en büyük hata seni hafife almak Luna.
Luna:Ama bu,bu hatayı ilk yapışın değil beni hep hafife alıyorsun teyze.
Ava:Haklısın seni hep hafife alıyorum ve sen boğazıma kılçık gibi takılıyorsun.
Luna:O zaman bu son olsun bu hatayı bir daha yapma çünkü bir dahaki sefer kılçık değil silah olacağım ve sen kendi ayağına sıkmış olacaksın dikkatli ol teyze. Odadan çıkarken arkamdan seslenen teyzemi duydum.
Ava:Luna bekle!
Luna:Senin odanda bekliyorum teyze. Arkama bakmadan teyzemin odasına doğru ilerledim yolda gördüğüm ve bana selam veren herkese başımla ve yalandan hafif bir gülümsemeyle karşılık veriyordum,teyzemin odasına girdim ve ofis sandalyesine oturdum,masayı incelemeye başladım masanın üzerinde benim ve teyzemin iki tane fotoğrafı vardı ikisi de birer köşede duruyordu tam masanın ortasında dosyalar hemen yanında kırmızı ve mavi tükenmez kalem duruyordu ve yine her şey gibi beyaz bir saat,saat şu an 14.37'yi gösteriyordu 27 Mayıs 2016 tarih yüzümde bir tebessüm oluşmasına neden oldu 'üç gün sonra abimin doğum günü' diye geçti aklımdan bu tebessümüm kapının aralanması ile son buldu oturduğum ofis sandalyesinde kapıya doğru döndüm,teyzem içeri girdi ve kapıyı arkasından kilitledi,cama doğru ilerledi ve perdeleri kapadı bembeyaz oda aniden koyu gri oluverdi teyzem asla perdeleri kapatmazdı,bu hareketi beni tedirgin etmişti ama rahatlığımdan ödün vermemeye kararlıydım bu yüzden ofis sandalyesinde kendimi ayaklarımla çekerek halısız zeminde sürükledim ve teyzemin tam önünde durdum,garip bir ifade vardı yüzünde korkmuş gibi ama aynı zamanda endişeli,mutlu ama aynı zamanda da üzgün gibi,çok garip teyzemi daha önce hiç böyle görmemiştim,gerçi daha önce hiç teyzeme karşı bu kadar katı da olmamıştım ya da o bana karşı sanki o da bunun cevabını arar gibi baktı bana ve sorusunu yöneltti,
Ava:O da neydi öyle?
Luna:Ne neydi?
Luna:Annen ve abinin yanında yaptığın konuşma,ne demek bir dahaki sefere silah olacağım,sana neler oluyor Luna,sen böyle biri değilsin böyle bir şey yapmazsın?
Luna:Evet teyze çünkü sen de böyle biri değilsin bunlar senin fikirlerin değil sen birini öldürmek değil kurtarmak istersin,ihtimali ne kadar az olursa olsun eğer ufacık bir kurtarma ihtimalin varsa bile sen o kişiye öldürmektense kurtarmayı tercih edersin ve şimdi bütün hasta insanları  öldürmemizi söylüyorsun soru asıl bana ne olduğu değil sana ne olduğu,sorun ne teyze sana ne oluyor,sorun ne?
Ava:Evet Luna haklısın ben bu değilim,değildim ve olmayacağım da. Ben onları öldürmek değil kurtarmak istiyorum bunu en iyi sen biliyorsun, (yaklaştı ve ellerini saçıma koydu saçlarımı okşayarak devam etti konuşmaya  kaldığı yerden) teyzesinin küçüğü çok büyük şeyler geliyor, çok kötü şeyler ve sen daha bunları anlayamayacak kadar küçüksün ama aynı zamanda anlayabilecek kadar da büyük. Haklıydı anlayamayacağım çok şey vardı, sonuçta daha on dört yaşındaydım kafam onlar gibi çalışmaya bilirdi ama bilmek istiyordum neler oluyordu tedirginlikle sorumu yönelttim teyzeme
Luna:Onları gerçekten öldürecek misin teyze? Teyzem de aynı tedirginlikle bana cevabı yöneltti
Ava:Hayır Luna kimseyi öldürmeyeceğim ama biz onları öldürmesekte onlar önce kendilerine sonra bizi öldürecek, bu kaçınılmaz,hastalığın son evrelerini sende az da olsa biliyorsun ve annenin,abinin ve senin kendinizi buna alıştırmanız gerek. Ağzından çıkan kelimelerle yıkılmıştı babam...O hastalık kapmıştı.
Luna:Bir şey yapabilirsin değil mi? Teyze sen ve annem dünyadaki en iyi doktorlardansınız bir şey yapabilirsiniz!
Ava:Luna küçüğüm deniyorum,annen de deniyor aklımızda bir şeyler var serum gibi ama nasıl bulacağınızı bilmiyoruz elimizden gelen tek şey,şu anda bu delilleri ailelerinden evlerine kapatmasını istemek ve en kısa zamanda bir çözüm bulmayı vadetmek şu anda elimizden gelen tek şey bu,yapabileceğimiz hiçbir şey yok.
Luna:Ama teyze bağışık,bağışıklık sen ve annemi bunları konuşurken duydum beni ve benim gibi çocukları küçüklüğümüzden beri burada laboratuvar gibi bir yerde tutuyorsunuz,en azından benim ailem yanımda ama onlar ailelerinden ayrıldı,bağışıklığı olan çocukları tespit etmeye çalışıyorsunuz,milyonlarca çocuğa baktınız ama hiç birinin kanında bir şey yok mu,ailelerinden ayrılana çocuklar boşuna mı ailelerinden ayrıldı yani?
Ava:Hayır,hayır kesinlikle boşuna değil,evet yıllarca çocuklardan başlayarak bir bağışık arıyoruz bulma yoluna yaklaştığınıza inanıyorum ama bağışıkları bulmak sadece kan testiyle olmayacak,çünkü sadece kan testi onların bağışıklıkla olup olmadıklarını tespit etmemize yardımcı olmuyor çünkü virüsün farklı şekillerde farklı tepkimeleri var,herkesin bu tepkimelere nasıl karşılık vereceğini görmemiz gerek bunun için bir yol bulmaya çalışıyoruz, anlıyorsun değil mi? Boyunu benimle aynı hizaya getirmek için diz çöktü ellerini dizlerimin üzerine koydu ve gözlerimin içine baktı çok zekisin Luna çok farklısın ve bize yardımcı olmanı istiyorum senden,bize yardım et.
Luna:Ne yapacağım teyze,ne yapmam gerek?
Ava:Bilmiyorum küçüğüm,bilmiyorum bir sonuç bulmamız gerek,bir tepkime bir test, bir şey...bir şey bulmamız gerek ve ne olduğunu bilmiyorum,beni affet küçüğüm daha on dört  yaşındasın ama sana yüklediğimiz sorumluluk çok büyük,özür dilerim.
Luna:Elimden geleni yapacağım teyze,elimden gelenin en iyisini yapacağım,bir çözüm arayacağım,bir çözüm bulacağım,babamı ve bütün delilleri kurtaracak bir çözüm bulacağım.
Ava:Unutma Luna ne olursa olsun hatırla İSYAN İYİDİR.
°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°
Carey:İSYAN İYİDİR Luna.
°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°
Luna:Abi sana da şey dediler mi?
???:Ne?
Luna:İSYAN.
???:İSYAN mı? İsyan başlatmayı falan mı düşünüyorsun yoksa?
°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°
Ava:İSYAN İYİDİR Luna.
Carey:İSYAN İYİDİR bebeğim.
°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°
Teresa:İSYAN İYİDİR.
□□□□
Gözlerimi hızlı bir şekilde açarken nefesimi düzenlemeye çalışıyordum etrafa göz gezdirdim,Teresa beni kolları arasına almıştı ben de onun bedenine iyice sokulmuştum ikimizde sarılmış öylece uyumuştuk. Teresa daha uymadığına göre saat daha erken olmalıydı onu uyandırmamaya özem göstererek yavaşça sıyrıldım kollarının arasından,oturur pozisyona geldim ve şakaklarımı ovaladım,arkamda uyuyan Teresaya bir kere daha baktıktan sonrasında hamaktan kalktım Teresa'nın üzerini örttüm ve odadan çıktım. Etrafıma,gökyüzüne baktım,güneş daha yeni yeni yükseliyordu daha kimse uyanmamıştı ormana,daha önce Thomas ile beraber gittiğim göl kenarına geldim suyun kenarına yere oturdum ayaklarımı suyun içine sarkıttım ve dün labirent'in içindeyken yaptığım şeyi tekrar yapmaya çalıştım, sağ elimi havaya kaldırdım ve parmaklarımı belirli bir şekile sokup yavaşça hareket ettirdim,parmaklarımın arasında kırmızı bir ışık hüzmesi dolaştı teker teker bütün parmaklarımın ucuna deyip gitti,bu da neydi böyle?! Aynı şeyi tekrar yaptım parmaklarımı belirli bir şekile sokup yavaşça hareket ettirdim,bu sefer parmaklarımın ucuna deyip giden mavi ışık hüzmesi oldu. Yavaş yavaş sinirleniyordum neden olmuyordu!? Tamam pes etmek yok tekrar yaptım, parmaklarımı belirli bir şekile sokup yavaşça hareket ettirdim,bu sefer de parmaklarımın ucuna deyip giden yeşil ışık hüzmesi oldu. Birkere daha denedim aynı hareketi, parmaklarımı belirli bir şekile sokup yavaşça hareket ettirdim,bu sefer parmaklarımın ucuna deyen şey şeffaf ama görülebilirdi ve gitmedi parmaklarımın ucunda öylece kaldı,ben parmaklarımı hareket ettirdikce parmaklarımın hareket biçimine göre elimde, parmaklarımın arasında dolaşıyordu. O kadar güzeldi ki, bi an güçlerime ve kendime ağşık olduğumu zannettim ve bu düşüncemle birlikte kıkırdadım. Neyim ben,güçlerim neler,peki güçlerimi tamamen keşfetmem ne kadar zaman alır,kaç tane gücüm var,yoksa hepsi aynı güç ama sadece benim durumuma göre mi renk değiştiriyor, yoksa hepsi farklı mı,kimim ben,geçmişte kimdim,şimdi kimim,gelecekte kim olacağım,acaba geçmişimi öğrenince kendimden nefret edermiyim? Hayır kendimden nefret etmeyeceğim geçmişte kimsem hâlâ o yum hiçbir şey değişmedi ve gelecekte de o olacağım elbette hatalar yaptım yani yapmışımdır ama onlar birer hataydı ve tabii ki hatalarım olacak hata yapmadan öğrenemem ki doğruyu,hatasız insan olmaz ve hatalarımla doğrularımla yanlışlarımla ben buyum,Luna ve her zaman bu olacağım. Ayağa kalktım dizime kadar ıslak bacaklarımla bağdaş kurup oturdum ve tamamen içgüdüsel olarak elimi karşımda duran göle doğrulttum göl bir anda silindir şeklini alarak yükselmeye başladığında sabırsızlıkla elimin şeklini hiç bozmadan ayağa kalktım elimi sabit bir biçimde tuttum ve içi boş bir silindir haline gelen su elime kadar yükseldi o kadar mutluydum ki öğreniyordum ama birden içi boş silindir halindeki su beni resmen yuttu ne olduğunu anlayamadan kendimi bir anda suyun içerisinde buldum su beni içine öyle bir çekmişti ki direnemiyordun,direnmiyordum da,direnmek istemiyordum. Suyun yüzeyine vuran ışık beni aydınlatacak kadar keskindi ve yavaşça dibe batarken suyun yüzeyinde parlayan ışığın bana birşeyler anlattığını anladım suyun yüzeyine vuran ışık benimle konuşuyordu âdeta,bir anda o ışık benim suretime büründü suyun dibine vuran bedenim suyun yüzeyindeki kendimi izletiyordu bana,ne yaptığımı anlamaya çalıştım elimden kırmızı bir ışık hüzmesi parlıyordu öbür elimde ise yeşil bir ışık hüzmesi parlıyordu iki elimdeki farklı ışıkları birleştirdim ve bütün Kayran yanmaya başladı,sonra küller havada birleşip bir esinti olarak suyum içine daldı, küller suyun dibindeki bedenimi çepe çevre sararken kollarımı iki yana açtım küllerin beni yutmasına izin verdim küller bedenimden ayrıldı ve bir sese dönüştü.
????:Labirent,labirente geri dön. Ölü canlıyı bul, götürsün seni doğru yola. Kendinden korkma,sen özelsin. Bu sesi çok iyi biliyordum bu benim sesimdi,biten nefesimle kendimi suyun yüzeyine çektim sudan çıkar çıkmaz derin soluklar alarak etrafıma baktım güneş tepeye ulaşmıştı, kaç saattir o gölün içindeydim öyle? Karaya ulaştım ve kendimi çimenlerin üzerine attım,sırılsıklam olmuştum, güldüm... Deli gibi güldüm sadece güldüm,katıla katıla gülerken karnımı tuttum ve doğruldum,yaptığım şey inanılmazdı. Harika,müthiş evet ayağa kalkıp zıplamaya başladım evet,evet başardım,ben yaptım,öğreniyorum. Sevinç kutlamam bitince kendime geldim,olduğum yere çivilenmiş gibi kaldım ve olanları gözlerimi kapatıp tekrar hatırladım,suya yaklaştım,parmaklarımı belirli bir şekile sokup yavaşça hareket ettirdim,şeffaf ama görünür biçimdeki ışık hüzmesi elimde belirdi tekrar,iki elimide yan yana getirdim ve ışık hüzmesi bir su topuna dönüştü artık avuçlarımın arasında büyük bir su topu vardı dudağım sevinçle yukarı kıvrıldı sağ elimi aşağı indirdim ve sol elimde kalan su topunu gölün içine bıraktım, aklımdaki düşünceler ve sırılsıklam bedenimle odaya doğru ilerlemeye başladım olabildiğince ormanın içinden gitmeye çalıştım ama orman illaki bitecekti ve ben kendimi bütün Kayranlılar bana şaşkın şaşkın bakarken bulacaktım,derin bir nefes verdim ve zaten olacak olanları ertelememek için ormanın içinden çıkıp odanın yolunu tuttum,tam da tahmin ettiğim gibi ben ormandan çıkar çıkmaz bütün Kayranlılar bana şaşkın şaşkın bakmaya başladı bense gözümü odama dikmiş başka hiçbir yere bakmadan ilerliyordum,Teresa birden benim için olan telaşıyla yanımda bitti,
Teresa:Luna nerelerdeydin? Gözümü bir açtım yoksun,ve bu halin ne,neden sırılsıklam olmuşsun?
Luna:Sakin ol Teresa,iyiyim ben.
Teresa:Sen kötü olsan bile "iyiyim ben" diyorsun,ben sana inanmıyorum ki!
Luna:Teresa gerçekten iyiyim ayrıca sadece ıslandım.
Teresa:Ben de onu soruyorum neden ıslaksın?
Luna:Göle girdim.
Teresa:Göle mi?
Zart:Teresa! Zart'ın Teresaya seslenmesi hayatımı kurtardı.
Teresa:Luna şimdi gidiyorum ama akşam odaya geldiğimde konuşacağız haberin olsun.
Luna:Pekala konuşacağız,söz. Teresa yanaklarıma sulu öpücükler kondurdu ve Zart'ın yanına gitti,arkasından gülerek baktım sonrada odaya gittim üzerime aşıboyası rengi bir t-shirt ve altımada kirli beyaz renginde bir kot giydim ama bu sefer giysiler üzerime tam olmuştu demekki Teresa giysileri bana göre ayarlamıştı,tebessüm ettim ve banyodan elime bir havlu alıp saçımı kurulamaya başladım. Ben saçımı kurularken kapı çalındı,
Luna:Gelebilirsin. Kapı açılınca içeriye Thomas girdi ve kapıyı arkasından kapattı.
Thomas:Selam sevgilim. Yüzümün kızardığını hissedebiliyordum ve Thomas'ın farketmemesi umarak cevap verdim.
Luna:Selam sevgilim. Thomas yüzümün kızardığını fark etmiş olacak ki sırıttı ve,
Thomas:Sana her sevgilim dediğimde veya iltifat ettiğimde kızaracaksan işimiz zor.
Luna:Sende bundan yararlanıp pişkinlik yapacaksan benim işim daha zor. Thomas yanıma geldi ve elimdeki havluyu aldı saçlarımı kurutmaya benim kaldığım yerden devam etti.
Thomas:Dün sana bir şeyler konuşmak istediğimi söylemiştim hatırlıyorsun değil mi? Bir anda sebepsiz gerildim,
Luna:Evet,hatırlıyorum.
Thomas:Bana doğruları söyle.
Luna:Sana yalan söylediğim bir konu yok.
Thomas:Sadece bilmek istiyorum (Elindeki havluyu bıraktı, tam karşıma geçti ve gözlerimin içine bakarak devam etti) dün labirentin içindeyken,sen Minho ile beraber giderken sizi gördüm yani izledim.
Luna:Nasıl?
Thomas:Dinleme gücünü çok iyi kontrol edebilirsen sadece duymaz aynı zamanda duyduklarını görürsün.
Luna:Vay canına bunu bana öğretmelisin.
Thomas:Luna,Minho seni çalıların arasına çektiğinde,bir şey...bir şey...Luna Minho seni çalıların arasına çektiğinde çok yakındınız ve senin herhangi bir şey hissedip hissetmediğini öğrenmek istiyorum.
Luna:Bunu nasıl düşünürsün? Elini kalbimin üzerine koydum,
Luna:Duyuyor musun,kalp atışlarımı dinle eğer yalan söylersem anlarsın. (Direkt olarak gözlerinin içine bakıyordum,kalbine bakıyordum. Korkuyordu Minhoya karşı bir şeyler hissediyor olmam düşüncesi onu korkutuyordu,oysa Minho benim sadece arkadaşımdı gördüklerim bunun kanıtıydı,tamam belki o zaman daha çok küçüktük ama Thomas,onu da görmüştüm benim kalbim Thomas'a aitti ondan başka kimse kalbimin sahibi olamazdı bunu o kadar net hissediyordun ki.) Hayır Thomas,Minhoya karşı arkadaş sevgisi dışında hiçbir şey hissetmiyorum, hissetmeyeceğim de. Thomas kocaman bir nefes aldı ve tek elini enseme tek elini belime koyarak bana sarıldı,ellerimi beline doladım o da kafama iki tane öpücük kondurup çenesini kafamın üzerine koydu.
Thomas:O kadar korktum ki Luna. Benden başka kimseyi sevme istiyorum,sadece benim ol istiyorum, etrafındaki herkesi senden uzaklaştırıp seni sadece benim olan bir kutuya koymak ve yanımdan hiç ayırmamak istiyorum. Sadece beni sev istiyorum Luna.
Luna:Sadece seni seviyorum Thomas ve bu hep böyle kalacak,benim sana anlatmak istediğim bir çok şey var. Thomas'ın kaşları çatıldı,ellerinden tutup hamağa oturması için çektim ve o oturunca yanına oturdum.
Luna:Thomas ben sana gördüğüm rüyalardan bahsetmek istiyorum (kafasını salladı)
Luna:İlk rüyam yani adımı hatırlamamamı sağlayan rüya, bu rüya sayesinde adımı hatırladım ve aynı zamanda annemi gördüm,beni o uyandırdı o kadar güzel ve iyi birisiydi ki,bana bir abim olduğunu da o söyledi aslında ilk başta bunların hepsinin bir yanılsama olduğunu sanmıştım ama sonra anladım ki bu rüyalar sadece rüya ve anımsamadan çok daha fazlası onlar benim anılarımdı benim bir abim var Thomas ama kim olduğunu bilmiyorum. Şu an burada mı,benimle mi,ona bir şey oldu mu,acı çekiyor mu? Bilmiyorum hiçbir şey bilmiyorum. Gözlerim doldu ve bir damla yaş süzüldü dolan gözlerimden yanaklarıma, Thomas göz yaşımı baş parmağıyla sildi ve yanağımı okşadı.
Thomas:Şşşş yapma böyle,üzme kendini bulacağız onu, yüzünü hiç gördün mü?
Luna:Hayır sorunda bu hemen hemen her anımda var ama yüzünü göremiyorum sesini boğuk bir şekilde duyuyorum,sanki...sanki beynim onu hatırlamama izin vermiyor onu ne kadar sevdiğimi hissediyorum içimde fırtınalar kopuyor o kim diye,ona zarar vermiş olma düşüncesi beni bitiriyor.
Thomas:Onu bulacağız Luna,ne olursa olsun onu senin için bulacağım. Bu kadar güzel kalpli birini sevmiş olma düşüncesi beni gülümsetti,onun kalbi bana o kadar açıktı ki,
Luna:Keşke bu kadar olsa...
Thomas:Anlatmak zorunda değilsin,kendini zorlama.
Luna:Ama anlatmak istiyorum,bilmen gereken şeyler var ve sana sormak istediğim bir soru ama onu en sona saklayacağım.
Thomas:Sen nasıl istersen ama kendini zorlama tamam mı? Kafamı sallayarak onayladım onu ve devam ettim,
Luna:İkinci rüyam da gördüğüm anım onunla başladı beyazlar içindeki kadınla,Minhoyu Labirente yollamamamı istiyordu benden tüm hafızasını silmemi,Minhoya denek A7 diyordu bizler birer deneyiz Thomas yanlıca birer deney. Üçüncü rüyam yine beyazlı kadınla başlıyordu benden bir hastayı kontrol etmemi istiyordu sanırım doktordum bilmiyorum,sonra birden anı değişiyor ve seni görüyorum ikimizin üzerinde de beyaz giysiler var karanlık mavi ve kırmızı ışıklarla aydınlatılan dar bir bölümde duruyorum endişeliyim çünkü sen gecikmişsin(...)
Thomas:Beyaz giysilerinin üzerine at kuyruğu yaptığın saçların ve tırnaklarını kemirip beni bekleyen bir sen.
Luna:Sen nereden biliyorsun?
Thomas:Aynısını bende gördüm.
Luna:Tamam bu garip,başka ne gördün? Thomas tam ağzını açacağı sırada ayağa fırladım.
Thomas:Ne oldu?
Luna:Sadece aklıma bir şey geldi ve denemek istiyorum.
Thomas:Pekala.
Luna:Gel benimle. Thomas'ı elinden tutarak odadan çıkarttım ve hızla ormanın yolunu tuttum o bana sorular yönelmekle meşguldü ama ben sadece geçiştiriyordum,
Thomas:Nereye gidiyoruz?
Luna:Ormana.
Thomas:Neden?
Luna:Aklıma gelen şeyi deneyeceğim.
Thomas:Aklıma ne geldi?
Luna:Görürsün. Sonunda ormana geldiğimizde açık bir alanda durdum,
Luna:Biraz uzakta dur.
Thomas:Gerilmeye başladım.
Luna:Sakin ol sadece bir şey deneyeceğim. Umarım olur, çünkü olursa harika bir şey hatırlamış olacağım, İşte başlıyoruz hadi bakalım Luna,derin bir nefes aldım parmaklarıma şekil verdim ve bileklerimi hareket ettirdim avucumun içinde yeşil bir ışık hüzmesi parlıyordu,işte oluyordu yapıyordum ellerimi kollarımla beraber iki yanıma açtım iki elimi de başımın üstünde kaldırdım sonrasında iki bileğimi de zarif hareketlerle döndürdüm ve yavaşça aşağı indirdim. Karşımda yaprak ve ağaç dallarından oluşan büyük kare içi boş bir yapıt vardı, bileklerimi birkez daha zarifçe döndürdüm ve ellerimde parlayan mavi ışık hüzmesi'ni yaptığım içi boş ağaç dalları ve yapraklarından oluşan kare yapıtıma doğru elimle beraber uzattım kare yapıtımın içi artık boş değildi mavi kalın bir tabaka içini doldurmuştu,parmaklarımı hareket ettirdim şeffaf ama görülebilir hafif parlak su belirdi avcumun içinde ellerimi iki yanıma açtım ve avuç içim gökyüzüne bakacak şekilde uzattım iki elimide öne doğru,su yaprakları ve dalları birbirine bağlamış içine almıştı bir kalkan gibi,ellerimi hareket ettirdim ve hayatımda gördüğüm en koyu kırmızı ışık hüzmesi parladı ellerimde iki elimdeki kırmızı ışığı birleştirdim ve ellerimi sağa ve sol gerdirdim artık elimde benim üç katım kadar olan koyu kırmızı dev gibi bir ateş topu vardı onu da yaptığım kare yapıtın doğrudan üzerine fırlattım ve yaptığım kare yapıt göz alıcı koyu kırmızı ateş topuyla kül oldu,yerdeki külleri elimden çıkan turuncu ışıkla havaya kaldırdım,tek elim ileri doğru sabit bir şekilde dururken öbür elim bileğim ve parmaklarım eşliğinde olduğu yerde zarifçe dönüyordu küller elimin hareketine eşlik ediyor dönerek havaya yükseliyordu küller birden altın sarısına döndü ve Kalın parlak katı altın suyu gibi bir hal aldı,o kare altın suyu gibi olan katı yapıt benim rüyalarımı birer video klip gibi oynatmaya başladı teker teker en başından en sonuna kadar. Sonunda gördüğüm bütün rüyaları göstermeyi bitirdiğinde elimi Thomas'a uzattım şaşkınlık dolu yüz ifadesinin ardından tereddüt etmeden elini bana verdi ve bu sefer oynayan onun rüyaları oldu,o da bittiğinde altın suyu gibi olan katı yapıt sıvılaşıp yere doğru aktığı sırada sol elimle onu durdurdum sol elimi yumruk yapıp açtığımda altın suyu gibi olan katı yapıt su halini aldı ve altın sarısı renginden tamamen arındı onun yere düşüp kuru toprağı ıslatmasına izin verdiğimde yerden havalanmış olduğumu fark ettim ve yavaşça kendimi yere bıraktım artık yaptığım şeylere ben bile inanamıyordum kendimi iyice aşmıştım.
Thomas:Vay canına Luna. Gülmekle yetindim
Thomas:Güçlerini kontrol edebildiğini bilmiyordum.
Luna:Zaten kontrol edemiyorum.
Thomas:Ama bu yaptığın?
Luna:Bilmiyorum bazen oluyor,bazen ise istesem bile olmuyor ama yavaş yavaş öğreneceğim. Kendimi öğreneceğim.
Thomas:Peki güçlerin ne?
Luna:Bu zamana kadar anladığım kadarıyla. Yeşil ışık hüzmesi;bitkiler,doğa,toprak. Mavi ışık hüzmesi;bilmiyorum. Şeffaf ve hafif parlak olan su. Kırmızı ve Turuncu var birde onları da bilmiyorum.
Thomas:İnanılmaz,Umarım en kısa zamanda hepsini öğrenirsin.
Luna:Umarım.
Thomas:Yani beyazlı kadın senin teyzen,Annen var, baban ne olduğunu bilmediğimiz bir şeyden dolayı hasta,bir de abin. Gerçekten çok karışık.
Luna:Ve korkutucu,düşünsene Thomas bu olan tüm kötü şeylerin,burad ölen tüm insanların,arkadaşlarımızın burada olmasının nedeni biz olabiliriz,belki de daha fazlası.
Thomas:Haklısın.

Şunu belirteyim bu rüyadaki anıların görüntüleri oynarken Thomas,Luna'nın düşüncelerini duymuyor veya Luna Thomas'ın düşüncelerini duymuyor, sadece birbirlerinin gözünden izliyorlar.

Sizi seviyorum♡♡
[HAYAL]

Labirent:Denek A1حيث تعيش القصص. اكتشف الآن