Bölüm-18: Sen Geçemeyeceksin

83 4 2
                                    

Sellaaamm yine yeni bir bölüm ve yine severek yazdım, iyi okumalar♡

Gece boyu yaşadığımız saçma günü ve Luna'yı düşündüm, keşkeler ile boğuşuyordum keşke onu dinleseydim, keşke onu götürmelerine musade etmeseydim, keşke anlamadan ondan uzaklaşmasaydım keşke, keşke...

Düşünceler beynimi ele geçiriyordu ve daha kötüsü ona bir şey olduğu aklıma gelip duruyordu ve bu düşünce beni boğuyordu yatağımdan kalkıp elimi yüzümü yıkamak için odanın köşesindeki lavaboya gittim elimi yüzümü yıkadım ve yatağa geri yattım ama tüm çabalarıma rağmen uykuya dalmadım boş boş tavanı izlerken bir ses duydum, metal kapı sesi gibi bir ses metalin metale sürtme sesi çok sinir bozucuydu, yatağımda doğruldum ve yatağımın tam altından bir ses geldi
"Aşağıdayım" yavaşça kafamı Aşağı eğdim ama teknelimi yumruk yapmıştım ve her olası duruma hazırdım.

Yatağın altına baktığımda bugün yemekhanede bahsettikleri en uzun süredir burada olan çocuk vardı, beni görünce elini ağzına götürüp sus işareti yaptı
"Hadi beni takip et"
"Ne?" Kafam karışmıştı, bir anda yatağımın altından birinin çıkmasına alışkın değildim doğal olarak,
"Hadi" dedi ve geldiği yere geri gitti ben de önce etrafa baktım sonra da yatağın altına girip havalandırma boşluğuna girdim, çocuğu yakalamak için biraz hızlı bir şekilde süründüm ve köşeyi dönünce bana bakıp
"Çabuk, bu taraftan" dedi ve hızla ilerlemeye devam etti. Bir an durup ne yaptığımı sorguladım ama çok geçmeden çocuğu takip etmeye devam ettim,
"Hadi, acele et" kulaklarımı dolduran ses ile hızlandım ve çocuğu takip etmeye devam ettim. En sonunda sormaya karar verdim
"Hey dur bir saniye, ne halt ediyoruz biz?" Bana cevap vermek yerine
"Hızlı ol yoksa kaçıracağız"  dedi ve devam ettim. İlerlerken kendime sordum "Ne halt ediyorum ben" son köşeyi de döndüğümde çocuk büyük bir havalandırma girişi önünde durmuş beni bekliyordu ve tekrar sordum
"Burada ne işimiz var?" Bana tekrar sus işareti yapıp
"Buraya gel" dedi ve bende boyun eğip yanına gittim
"Şimdi sadece seyret" dedi ve ben de derin bir nefes alıp seyretmeye başladım,

Önce yeri döven bir topuklu ayakkabı sesi duyuldu ve sonra Luna'yı alan siyahi kadın doktor göründü, sonra arkasına baktı ve üzeri poşetle örtülü, küçük bir monitöre bağlı bir sedye vardı bu ilgimi çekmişti ve daha rahat görebilmek için yerimi değiştirip yan tarafa geçtim, kadın cebinden bir kart çıkarttı ve kapalı olan kapının kart yerine okuttu kapıdan bir bipleme geldi ve kapı açıldı aynı şekilde iki sedye içeri girdi ve kapı kapandı, kafamı kaldırıp karşımdaki çocuğa baktım ve sordum
"Bu da neyin nesi?"
"Düzenli olarak her akşam yenileri getiriyorlar"
"Peki onlara ne yapıyorlar"
"Bilmiyorum"
"Ancak buraya kadar gelebildim, daha ilerisine havalandırma gitmiyor,  ama o kapıdan bir kere girince bir daha çıkan olmuyor, bana sorarsan kimsenin buradan gittiği falan yok" kafam iyice allak bullak olmuştu, bu da neydi böyle
"Hadi, birisi yokluğumuzu fark etmeden geri dönmeliyiz" dedi ve harekete geçti
"Bunu bana neden gösterdin?"
"Belki değerli seni dinler diye, burada tuhaf şeyler dönüyor ve senin de böyle düşündüğünü biliyorum"  ve ilerlemeye başladı ama onu durdurdum
"Hey, bekle" döndü ve bana baktı
"Adın ne?"
"Aris" son birkez daha artık boş olan koridora baktım ve arkamı dönüp çocuğu takip ettim.
>>>>>>>>

Luna;
Kendimde değildim, o gün, hangi gün ne kadar olmuştu? Dün... her şey bir günde mi olmuştu, beni kontrol yaptıkları yerden almaya gelen siyahi kadın doktor içeri girdiğinde bana sorular sormuştu, perdeleri çekerken bana bir yandan, neyi hatırladığımı soruyordu ve bir yandan kan alıyor güçlerim hakkında sorular soruyordu ben de saf gibi inanıp yanıtlamıştım yaklaşık yarım saat bana soru yönelmişti güçlerim neler, nasıl öğrendim, Thomas ile aramda ne var (ki bence bu onu hiç alakadar etmiyordu ve bu sorusuna kızdığımı ona da belirtmiştim) Thomas'ın güçleri ne, kaç tane gücüm var, nasıl kontrol ediyorum ve daha fazlası sonunda sorular bitince, beni yanımda üç doktorla birden başka bir yere almak istediler, bunun gereksiz olduğunu söyledim ama bunun gerekli olduğunu söylediler ve ben de buna boyun eğdim çünkü bizi kurtaracaklarını sanıyordum tâki o odaya gidene kadar giderken, tek taraflı camdan birinin bana seslendiğini duydum ama o tarafa bakmadım ve odaya geldiğimizde beni bir sedyeye yatırdılar ve bir sıvı enjekte ettiler
"Hey bu da ne?"
"Bir şey değil, sadece yatıştırıcı"
"Bana neden bunu veriyorsunuz"
"Sakin ol lütfen, sadece canının yanmasını  istemiyoruz o kadar" gözlerime hafif bir perde inerken tehkikede olduğumu anladım ama hareket edecek gücüm yoktu ve zar zor konuştum
"Bana ne yapacaksınız"
》》》》》》》》《《《《《《《《

Labirent:Denek A1Où les histoires vivent. Découvrez maintenant