Bölüm-15:Artık Bitti

86 2 2
                                    

Sellaaam biliyorum bana kızgınsın ama gerçekten çok üzgünüm bayaa oldu bölüm atmıyorum ve bir bahanem de yok sadece atacak motivasyonu bulamadım kendimde, yazma biçimimi değiştirdim ve kitap bittiği zaman ilk bölümleri tekrar düzenleyeceğim, umarım bölümü beğenirsiniz, iyi okumalar♡

Aklım durmuştu, Thomas yerde yatıyordu bedeni titriyordu, kim bilir şu an neler görüyordu, vücut ısısını kaybetmeye başladı ellerini tuttum ve kırmızı yanan ellerimin onu ısıtmasına izin verdim, Chuck koşarak geldi elindeki şırıngayı aldım ve hemen doğru yere sapladım, ardından arkama baktım, Teresa yine boynuma atıldı, Newt yanıma eğildi ve bana destek olmak için elimi sıktı, Minho sırtımı sıvazladı,  ve yan tarafımda geriye kalan bütün Kayran'ı arkasına alan Gally vardı,

"Lunayı ve Thoması hapise atın" dedi duyduğum şey ile şok olmuştum ama itiraz edemeyecek kadar mutsuz ve bitkindim zaten Newt, Teresa ve Minho'nun itirazı yetiyordu ama Gally ve *arkadaşları* onlari da tuttu beni tutmaya çalıştıklarında kolumu kurtardım
"Kendim yürüyebilirim" dedim bir sinirle ve beni tutmaya çalışan çocuğun Noah olduğunu fark ettim ona garip bir şekilde bakınca bana
"Üzgünüm Luna ama belkide doğrusu budur" dedi onu suçlamıyordum ben olsam ben de bana güvenmezdim bu zamana kadar ne yapmıştım ki yani.

Bizi hücreye götürdüler ve yere koydukları Thomas'ın kafasını kucağıma aldım gece boyu şarkılar mırıldanıp kafasını okşadım, bir ara Chuck yanımıza geldi ve bana yemek getirdi,
"Al bakalım bu sana, eğer uyanırsa ona da getiririm"
"Teşekkür ederim Chuck" lavaş benzeri şeyi hemen ısırdım. Chuck bana gülerek baktı ve cebinden bir oyma oyuncak benzeri bir şey çıkarttı,
"Luna, öbürleri umrumda değil ben sana güveniyorum, ben size güveniyorum,ve bunu almanı istiyorum" elindeki oyuncak benzeri şeyi aldım
"Vay canına Chuck bu çok güzel, bunu sen mi yaptın?"
"Evet ben yaptım, eğer olurda bir gün ailemi bulursam diye" içim paramparça oldu ama tabii ki pes etmeyecektim.
"Hayır, bunu almanı ıstiyorum, bunu ailene sen vereceksin onları bulacağız, sana söz veriyorum, tamam mı?" Oyuncağı eline geri tutuşturdum ve Chuck'ın gülümseyip gidişini izledim, yemeğimi yedim ve, Thomas'ın kafasını kucağıma geri alıp şarkı mırıldanmaya geri döndüm.
>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>

Thomas;
Bayıldığım anda gözüme çöken karanlık bütün bedenimi ele geçirdi ve o an geri dönüşüm olmadığını anladım, bütün anılarım beynime teker teker yükleniyordu Luna'yı gördüğüm ilk an, herkes beni dışlarken bana kucak açan o sıcak gülüşüyle beni ısıtan küçük kız
□□□□
Herkes maske ile dolaşıyor neden bilmiyorum, annemin kucağındayım havada uçuşan toz bulutlarına karşılık beni dev beyaz bir yere götürüyor, binanın önüne gelince duruyor beni yere koyuyor ve önüme eğilip yüzümü avcunun içine alıyor
"Bu seninle son konuşmam Thomas, seni çok seviyorum" gözünden yaşlar akıyor, hıçkırıklarını tutmaya çalışıyor ve fısıltı ile karışık olarak devam ediyor
"Özür dilerim seni daha yedi yaşında bırakmak zorunda olduğum için özür dilerim, beni affet Thomas, sen çok özelsin hep öyleydi ve öyle de olacaksın" alnıma ıslak bir öpücük bıraktı, bana son birkez baktı, arkasını döndü ve beyazlar içinde sarışın bir kadın elimi tuttu ve benimle yürüdü

"Benim adım Ava, aramıza hoş geldin Thomas, seni diğer çocukların olduğu odaya götüreceğim eminim onlarla iyi anlaşacaksın" asansöre bindik ve ancak o zaman konuşmaya cesaret ettim
"Beni neden getirdiniz"
"Bizden korkmana gerek yok, biz senin iyiliğini istiyoruz" bu ses bana her ne kadar güvence vermesede daha soru sormadım 47. Kata geldik , indik ve koridorun sonundaki kapıya yürüdük. Arkasında çocuk kahkahaları olan kapı açıldı ve içerideki beş çocuk bana garip bir şekilde baktı ama ardından aralarındaki kızlardan biri bence çok daha güzel olan kızın bakışları yumuşadı ve bana doğru geldi elini uzattı
"Hoş geldin, ben Luna" ilk başta sadece gözlerine baktım kocaman ela gözleri vardı ve ardından cevap verdim
"Ben de Thomas, memnun oldum" öbürleri bana sıcak bakmıyordu ama Luna bana hep sıcaktı, benimle beraber oyunlar oynuyordu, deney alanına gidince yardım ediyor, beraber çizgi film izliyorduk. Hatta ilk öpücüğün de o vermişti gökyüzüne bakıyorduk ve bana *bir insan diğerini neden öper ki?* diye sordu ve bende *sevdiği için. Dur sen daha önce kimseyi öpmedin mi?*diye yanıtladım kaşlarını çattı *hayır seni şapşal yanaktan olanı demiyorum, ben abimi hep öperim ama dudaktan olanı diyorum hani şu filmlerdeki gibi*  şimdi anlamıştım aşk öpücüğünden bahsediyordu *aşk öpücüğünü soruyorsun yani* dedim ve cevap olarak * aşk ne ki?* diye bir yanıt aldım. Sonra düşündüm aşk... benim Lunaya karşı olan hislerimin tanımı bu muydu aşk onu buraya geldiğimden beri tanıyordum şu an onbir  yaşındayım ve onu dört yıldır tanıyorum o benim ailemdi, aşk... galiba buydu ben Luna'ya aşıktım. *aşk ne Luna biliyor musun?*  bana garipce baktı *sence bilsem sorar mıydım?* yaklaştım ve dudaklarımı dudaklarına bastırdım ve bir süre sonra geri çekildim Luna gözlerini kapatmıştı ve domatese dönmüştü, gülmekten kendimi alamadım. Sonra ona bakıp *işte aşk böyle bir his* dedim * yani Thomas sen bana aşık mısın?* gülümsedim *evet, sen değil misin* bir an bu düşünce ile içimi korku kapladı alacağım cevabı beklerken elimi sıktım.

Labirent:Denek A1Donde viven las historias. Descúbrelo ahora