1.1

879 118 43
                                    

"Eğer bu zili çalan kişi Hendery ise ciddi anlamda sikerim seni Jeongin."

Bu dediğime alaycı bir gülüş attıktan sonra yerden boxerını alıp kapıya yöneldi. Üzerinde ise sadece bir gömlek geçirmişti.

"Böyle mi çıkacaksın kapıya aptal." dediğimde odanın kapısını açmadan arkasına dönüp "Ne var?" dedi ve kendi üzerini süzdü. Kendisine çok normal gelmiş olacak ki kaşlarını havaya kaldırıp cevap vermemi bekledi. O sırada zil tekrar çaldı ve bende yerdeki eşofmanı Jeongin'in üzerine atıp "Giy." dedim.

Jeongin verdiğim eşofmanı giymeye çalışarak odadan çıktığında ben de kendime sweat alıp giydim. Jeongin kadar azgın olmadığım için en azından iç çamaşırım hala üzerimdeydi. İçeriden gelen seslerden ve duyduğum konuşmadan anladığım kadarıyla Changbin denen çocuk gelmişti.

İçeriye gitmek gibi niyetim yoktu ama Changbin de Hendery gibi biri olabilir düşüncesiyle odadan çıkıp içeriye daldığımda evet daldığımda çünkü fuhuş baskını gibi girmiştim ve Changbin bir tık ürkmüş görünüyordu.

Jeongin beni görünce beni baştan aşağı süzmüş daha sonra ise "Hyunjin odada bekle geliyorum." demişti. Adımı duyan az önce ki çocuğun tavrı bir anda değişmiş ve ayağa kalkarak elini uzatmıştı.

"Ben Changbin, seninle tanıştığıma sevindim Hyunjin." diyerek gülümsemişti. Çocuğun bu tavrına karşılık kabalık yapmamak adına elini sıkıp gülümsedikten sonra sehpanın üzerinden sigaramı almak için hamle yaptığımda Jeongin bileğimden tutup "Ben alırım." deyip alıp bana uzattığında neden böyle gereksiz bir şey yaptığını anlamayıp odadan çıktım. Yürürken fark ettim ki keşke etmeseydim.

Altımda sadece boxer vardı ve sweat popomu zor örtüyordu. Tam anlamıyla rezil olmuştum. İçmek için çıkardığım sigarayı paketle birlikte masanın üzerine fırlatırken uyuma numarası yapıp rezilliğimden kurtulmak için kendimi yatağa attım.

Yaklaşık on dakika gibi bir sürenin ardından odanın kapısı açıldığında heyecandan kalbimin ritmi değişmişti. Jeongin ise avına yaklaşan bir avcı gibi sessiz adımlarla yatağa kadar gelip kendini hemen yanıma bırakmıştı.

Birden beni belimden tutup kendine çekince kendimi onun göğüsünde bulmuştum. Jeongin'in çıplak göğüsünde yatıyor olmak uyuyor numarası yapmamı daha zorlaştırıyordu.

Belimdeki eli çoktan beni baştan çıkaracak şekilde gezinmeye başlamıştı. Parmakları tenime öyle az temas ediyordu ki küçük titremeye ve ağzımdan oldukça minik bir iniltinin kaçmasına engel olamamıştım.

Kendinden emin bir gülüş attıktan sonra eli birden ensemdeki saç tutamlarına gelmişti. Ani bir şekilde saçlarımı çekip dudaklarıma yapışmıştı. Kendimi altında bulmuştum ve cidden nasıl altına geldiğimi bile hatırlamıyordum. Dudaklarımı sertçe öpüyordu sanki koparmak ister gibi. Dilini dudaklarımın arasından yolladığında anında benim dilimle buluşmuştu.

Uzun soluklu öpüşme boyunca Jeongin penisime diziyle baskı yapmıştı ve bu da olduğumdan daha da fazla sertleşmemi sağlamıştı.

Üst bacağımı avuçlayıp "Az önce yaptığının bir bedeli olmalı değil mi?" demişti. Ben ise sadece korku dolu gözlerle ona bakıyordum.

"Jeonginn."

"Kendine dokunmana izin vermiyorum Hwang. Ben sana dokunana kadar kendin bile dokunamazsın. "

Her kelimeyi baskılayarak söylemesi ve bunları söylerken gözlerini kırpmadan gözlerime odaklaması cidden korku veriyordu. Okuldaki Jeongin ve okul dışındaki Jeongin o kadar farklı tiplerdi ki bu iki tipten arkadaş bile olmazdı.

"Hyunjin, konuş."

Kafamı salladıktan sonra "Ta-tamam." demiştim.

Altımdaki boxerı tek hamlede bacaklarımdan indirip fırlatmıştı.

"Ellerinin ve dizlerinin üzerinde dur."

Dediği pozisyonu aldıktan sonra popoma şaplak yemiştim. Beklemediğim için küçük bir inleme kaçmıştı ağzımdan. Parmaklarını beklediğim deliğimde dili hareket etmeye başlamıştı. Elim istemsizce penisime giderken dilini deliğimden uzaklaştırıp "Dene ve gör istersen." demiş ve daha sonra diliyle deliğimin etrafına darbeler bırakmaya devam etmişti. Her seferinde inlerken dilini içeriye yolladığında büyük bir inleme kaçmıştı dudaklarımdan ve titrememe sebep olmuştu.

Dizlerimin üzerinde durmak giderek zorlaşmaya başlamıştı. Bacaklarım titremeye devam ederken Jeongin beni zevkten öldürmek istermiş gibi daha da hızlanıyordu. Dilini tekrar içeriye yollayıp çıkardığında sızdırmaya başlamıştım ve dayanacak gücümün kaldığını hissetmiyordum.

"Dayanamıyorum."

Sonunda konuşabilmiştim. Jeongin ise sızdırdığımı fark etmiş olacak ki eli penisime yaklaşmış ve dokunmadan tekrar uzaklaşmıştı. Bu yaptığına karşılık daha sonra suratına sağlam bir yumruk geçirmeyi aklımın bir köşesine not etmiştim.

Popoma yediğim şaplaktan sonra aniden içime girmesiyle önce inlemiş daha sonra ise acısından dolayı bir kaç küfür etmiştim. O kadar hızlı gel-gitler yapıyordu ki ağlamamak için kendimi zor tutuyordum.

Tamamen güçsüzleştiğimi hissettiğim anda elini penisime atmış ve kendi hızıyla çekiştirmeye başlamıştı. Çok geçmeden ikimizde geldiğimiz de Jeongin'in suratında kocaman bir sırıtış varken ben ise aldığım zevkten dolayı kendimden geçmiştim.

Öncesinde içtiğimiz alkolün de etkisiyle tamamen mayışmıştım, şu an hareket etmek bile aşırı zor geliyorken aklıma Jeongin'e vermem gereken şey gelmişti ve yatakta doğrulup yanımda yatan Jeongin'in suratına yumruğu geçirmiştim.

Kendimi tekrar yatağa attığımda Jeongin acıyla inleyip küfür etmişti. Bu haline güldükten sonra uyumadan son cümlemi söylemiştim.

"Hakkettin Yang Jeongin."

night airglow | hyunin ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin