2.4

660 85 82
                                    

yorumları görünce hem mutlu oluyorum hem de daha çok yazasım geliyor.....

yani bol bol yorum yapın ki yb hızlı gelsin


***

"Hyunjin yemek hazır." diyen Yeji'nin sesiyle kafamı yorganın içinden çıkarıp sinirle sesli bir nefes verdim. Yorganı ayaklarımla tekmeleyerek üzerimden attıktan sonra odadan çıkıp mutfağa geçtim. Felix'le Yeji yemekleri masaya taşıyorlardı.

"Tokum, bir şey yemeyeceğim ve lütfen bana bulaşmayın." dedim ve odama gitmek için döndüm.

"Az da olsa bir şeyler ye, en sevdiğin yemekleri yaptık." dedi Felix. Yeji de elinde tabaklarla bana bakıyordu.

"Sadece uyumak istiyorum." dedim ve odama dönüp kendimi yatağa geri attım. Az önce tekmeleyerek fırlattığım yorganı üzerime çekip uykuya dalmaya çalıştım. Uzun bir süre geçmesine rağmen uyuyamamıştım ve bu beni daha da sinirlendirmişti.

Kapının tıklatılmasıyla yatakta oturur pozisyona gelip "Gir." dedim. Gelen kişi tabi ki Felix'ti.  Elindeki tabağı uzatıp "Bir şeyler yemelisin." dediğinde elimle istemediğimi belirttim ve "Gerçekten yemek istemiyorum." dedim.

"Bir haftadır doğru düzgün bir şey yediğin yok Hyunjin. Sadece alkol ve sigara." diyerek söylendi. Haklıydı, toparlamam gerekiyordu ama biraz zamana ihtiyacım vardı ve düşünmek istemiştim. İlk başta Felix ve Yeji çok fazla üstüme düşseler de Minho hyung onlara beni bir süreliğine kendi halime bırakmalarını söylemişti ve cidden yemek yemem dışında benimle tartışmaya girmemişlerdi.

"Haklısın Felix ama yemek istemiyorum şuan ve alkole ara vermeyi düşünüyorum." dedim tüm ciddiyetimle.

"En azından sevindirici bir haber." dedi kendini gülmeye zorlayarak.

"Acıktığımda söylerim." dedim bende kendimi gülmeye zorlayarak. Biraz sessiz kaldıktan sonra "Yarın okula geliyorsun değil mi?" diye sordu. Evet bir haftadır okula da gitmemiştim. Tek yaptığım içmek ve uyumaktı.

Kafamı salladım.

"Uyu istersen geç oldu, sabah erken kalkacağız." dedi ve odadan çıktı. Ben de yatağıma tekrar uzandım ve kendimi uykuya bıraktım.

Yeji'yle ben sınıfa çıkarken Felix her zamanki gibi kahve almaya gitmişti. Sınıfa girdiğimiz de bir kaç kişi yanıma gelip geçmiş olsun gibi şeyler söylemişti. Okula gelmediğim hafta Yeji ve Felix hasta olduğumu söyledikleri içindi bu geçmiş olsunlar. Yerimize geçip Felix'i beklemeye başladık.

Felix gelene kadar ben Yeji'den aldığım geçen hafta işlenen Korece notlarına bakıyordum. Bu bir haftada derslerime odaklanma kararı almıştım. Başka bir şeyle dikkatimi dağıtmak istemiyordum. Özellikle Jeongin ve onunla ilgili olan şeylerle. Bu sefer kesinlikle hayatımdan çıkarmıştım, bir daha geri almamak üzere. Odaklanacağım tek şey geleceğimdi.

Felix kahveleri uzattığında "Hyun yüzme için izin alalım mı?" diye sordu.

"Eksiklerimi kapatmam lazım, dersi kaçırmak istemiyorum." dedim.

Şaşırdığı her halinden belli oluyordu ama belli etmemeye çalışıyordu.

"Ah pekala, başka zaman yüzeriz. Mesela öğle arası ya da okul çıkışı?" dediğinde kafamı olumsuz anlamda salladım.

"Ders çalışmam lazım Felix maalesef, okul çıkışı kitapçıya gitmem gerek." dedim.

Bu sefer şaşkınlığını gizleyemeyerek "Sen ciddi misin?" demişti.

"Kesinlikle ciddiyim, geleceğimi düşünüyorum sadece."  dedim ve önümdeki notlara geri döndüm. Yeji'nin "Vay be." dediğini duymuştum. Kahvenin çöpünü atmak için ayağa kalktığımda Jeongin de sınıfa giriyordu. Beni görünce şaşırsa da üzgün bir surat ifadesiyle bana doğru geliyordu.

Ben ise ifadesiz suratımla ondan daha hızlı adımlar atarak ve omzuna çarparak çöpü atmıştım. Jeongin ise öylece kalakalmıştı. Geri dönerken kolumu tutup "Hyunjin.." demesiyle Yeji'nin araya girip Jeongin'e "Uzaklaş." demesi bir olmuştu. Ben ise Jeongin'e alaycı bir gülüş atıp hızla kolumu parmakları arasından çekmiştim.

Öğle arasına kadar derslerden kafamı kaldırmamıştım. Tabi bir hafta aradan sonra biraz ağır gelmişti ve bu iştahımı tekrar açmıştı.

"Hyunjin hadi." diye mızmızlanan Yeji'ye dönerek "Siz sıraya geçin ben lavaboya gidip geliyorum." dediğim de göz kırpıp kolunu Felix'in omzuna atmış ve sınıftan çıkmışlardı.

Ben de koridorun sonundaki lavaboya gitmiştim. Kabinden çıktığımda Jeongin karşımda bekliyordu. Göz devirip ellerimi yıkadım. Olabildiğince hızlı olamaya çalışıyordum. Kapının önüne geçmiş konuşmak için kendine şans yaratmaya çalışıyordu.

Tek elimle saçlarımı geriye atarken tüm gücümle kapının önündeki Jeongini duvara itip hızla lavabodan çıkıp gitmiştim.

Sinirli adımlarla yemekhaneye gelmiştim ama bizimkilere belli etmemek için yemekhaneye girmeden önce bir kaç kere derin nefes almış ve gülmeye çalışarak yemekhaneye girmiştim. Bizimkileri görüp onların yanına sıraya girmiştim.

Yeji'nin anlattığı şeye gülerken bulduğumuz boş masaya doğru elimizdeki tepsilerle yürüyorduk ki Jeongin nereden geldiğini bilmediğim bir şekilde karşıma geçmişti. Onun yanından geçmeye çalışsam da izin vermemişti. Felix ve Yeji tepsilerini bırakıp yanıma gelmişlerdi.

"Beni dinlemek zorundasın Hyunjin."

Bunu söyleyen kişi tabi ki Jeongin'di. Hala elimde tepsiyle bekliyordum. Gülerek "Öyle mi Jeongin?"dedim.

"Evet."

"Peki." diyerek elimdeki tepsiyi sertçe yere bıraktım ve hızla Jeongin'in iki yakasına yapışıp sırtını hemen arkadaki duvara yasladım. Oldukça sert bir şekilde itmemden dolayı acıyla inlemişti.

"Her ne sikim söyleyeceksen söyle ve rahat bırak beni." dedim resmen tıslayarak.

Bu sefer gülen kişi Jeongin'di.

"Öyle mi Hyunjin?"

"Evet." dememle Jeongin'in dudaklarıma yapışması bir olmuştu.

***

***

Ops! Esta imagem não segue as nossas directrizes de conteúdo. Para continuares a publicar, por favor, remova-a ou carrega uma imagem diferente.
night airglow | hyunin ✓Onde as histórias ganham vida. Descobre agora