Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
．﹒✧ • ⁂ ‚ ° ✫﹒．
Birliğe ilk katıldığında dikkatini fazlasıyla çeken biri olmuştu.Dev merakı ve bitmek bilmeyen enerjisiyle, Hange Zoe.
Herkese olduğu gibi sana da güzellikle yaklaşmış ve dertlerine ortak olmak istemişti.Böylelikle en yakın arkadaşın oldu.Ondan hiçbir şeyi saklamazdın. Şu anki hislerin dışında.
Bir yüzbaşıydın ve en yakın arkadaşların Levi,Erwin, Mike ve Nanaba'ydı ve hislerini yalnızca onlar biliyordu.
Levi ile birliğin ilk gününden arkadaş olabilmiştim davranışlarınla.Bu yüzden ilk ona söylemiştin ancak bu konuda kendisinin en beceriksiz insan olduğunu sana hatırlattı ve başkasıyla paylaşmanı önerdi.
Nanaba senin açılman gerektiğini düşünüyordu ancak eğer Hange'nin sana hisleri olsa onlara söylerdi diye düşünüyordun.
Yine birkaç evrak işini hallediyordun her zaman olduğu gibi.Kapının alacaklı gibi çalınmasıyla kafanı evraklardan kaldırdın, kapıyı kimin çaldığını gayet iyi biliyordun
"Efendim Hange?"
Senin sesini duymasıyla kapıyı sonuna kadar açtı.
"Erwin akşama parti düzenletiyormuş!" Heyecanlı bir şekilde konuşmasıyla senin de neşen yerine gelmişti.Her zamanki Hange
"Cidden mi? Bana hiç bahsetmemişti. Bahse girerim Levi bu fikirden nefret edecek ve gece her yeri bize toplatacak."
"Evet. bence bizim için uzun bir gece olacak." dedi muzipçe sırıtırken.Tabii sen ne kastettiğini anlamamıştın salak olduğun için.
"Neyse neyse, sana kolay gelsin. Az sonra yemeğe gelirsin." dedi sakin olmaya çalışarak ve sana bir öpücük atıp gitti.Sen de hafifçe baş sallayıp öpücüğüne karşılık verdin.
Yemekhaneye indiğinde tek boş yer olan Levi ve Nanabanın arasına oturdun.Mike Nanaba'nın, Erwin senin, Hange de Levi'ın karşısında oturuyordu.
Herkes derin bir sohbete daldığında Nanaba bu anı değerlendirip fısıldayarak sordu "Bir şeyler konuştunuz mu?"
Başını onaylayarak salladın ilk önce, sonra sen de aynı kısık sesle yanıtladın "Evet ama o mevzuyla alakalı bir şeyle dönmedi."Nanaba üzgünce kafa salladı ve dudağını büzüp yemeğe geri döndü.Sen de onun bu haline kıkırdamıştın.
Kıkırdamanı kolunu dürten bir dirsek kesmişti. 'Ne oldu?' dercesine baktın Levi'a.Oysa sana 'Ne konuştunuz' diyerek bakıyordu.Yılların verdiği tecrübeden empati yapabiliyordunuz artık.
Onun bu meraklı haline de kıkırdadıktan sonra ona olanları anlattın.Artı olarak, yemekten önceki konuşmanızı da "Tch, sen gerçekten büyük bir aptalsın." aşağılarmışcasına konuştuğunda ona anlam veremedin.Hayır konuşma şekline değil, o hep böyle konuşurdu.
O da bunu anlamış olacak ki devam etti. "Manyak sana resmen yatmayı teklif etmiş."
Düşünceli bir şekilde Levi'a baktıktan sonra konuştun. "Tamam ama o da aynı hissetse söylemez miydi
"Sen söylüyor musun y/n?" diye cevapladı seni.
Sohbeti nasıl duyduğu hakkında hiçbir fikrin olmayan Nanaba seni yanıtladı.
"Belki de sana davranışlarıyla gösteriyordur. Bilirsin, herkese böyle davranır ama sana karşı farklı hissediyor olabilir."
Sen tam konuşacakken Hange konuşmanı böldü.
"y/n, akşamki partiden önce göle gidelim mi?" diye sordu sana her zamanki neşesiyle.Bunun üzerine masadaki tüm bakışlar sana dönmüştü.Sense şaşkınlıkla gözlerini açmış Hange'ye bakıyordun.
"Gidelim tabii." diyebildin gergince gülümserken
Nanaba da sana tam sırası olduğunu söyledi.Sen kalkıp odana gittin heyecanını atmak için
------
Göl kenarına geldiğinde seni bekleyen bir adet Hange ile karşılaştın.Yerde oturmuş bir şeyle uğraşıyordu.
"Selam." dedin sakince onu korkutmamak için
Ama o seni hiç aynı şekilde karşılamadı.
"Selam y/n! Her zamanki gibi çok güzel görünüyorsun! Hadi gel biraz yürüyelim hm?"
Bu haline bir kahkaha patlattın ve havadan sudan sohbet ede ede gölün bitimine vardınız.Hange eğilip yerden bir şey aldı.Bu kırmızı bir güldü
"Aslında seni buraya başka bir şey için çağırdım." Meraklı gözlerle ona bakarken duyacağın şeyin umduğun şey olmasını bekliyordun.
"Ben bunun üzerine çok düşündüm, ve önüne geçmeye de çalıştım ama başarılı olamadım ve daha fazla içimde tutmak istemedim."
Derince soluklanıp devam etti.
"Benim sana karşı hislerim var y/n. Aynı şekilde düşünmüyorsan anlarım ve bir şey demek zorunda değilsin." demişti elindkei gülü uzatarak.Bu haliyle cidden tarlı duruyordu.Ellerindeki gülü almadan onları indirdin ve bir adım yaklaştın ona.
Hange ilk başta ona kızacağını düşündü.Ancak iş öyle olmadı.Birkaç saniye daha yüzüne bakıp dudaklarına kapandın.Sana anında karşılık vermişti.
Birkaç dakika öyle kaldıktan sonra ayrılınca ilk o konuştu.
"Vay canına, hiç böyle düşünmemiştim." Gözleri öyle parlıyordu ki bir an öleceğini düşündün.
"Şimdi, sevgili miyiz?" dedin nazikçe.
"Evet, öyleyiz. Şimdi gidip partinin en iyi çiftini herkese gösterelim!" diyip koluna girmen için sana uzattı.Koluna girdin ve sevgilinle beraber partiye doğru ilerlediniz.
