୭ Jean Kirschtein × Okuyucu

2.2K 115 271
                                    


bölüm küçük harferle yazılacak,

-

"nereye?" dedin elini karnında gezdirirken. jean ceketini askılıktan aldı ve giyerken cevapladı.

"mikasa'nın bazı ihtiyaçları varmış, onları alacağım marketten."

dudakların ister istemez büküldü, hormonların verdiği duygusallıkla gözlerin doldu ama ağlamaman gerekti.

çünkü jean senden nefret eder.

"bugün hastaneye gideceğiz biliyorsun değil mi... doğum için?"

eli kapının kolundayken durdu ve sana baktı. "tamam, seni ben mi doğurtacağım? kendi başının çaresine bak, akşam gelirim."

bir şey demedin ve çok sevgili kocanın, sevdiği kadına gidişini izledin.

,,

"melek gibi bir kızınız oldu." dedi güler yüzlü bir hemşire. "etrafta babasını göremedik, bu yüzden..."

"tamam," dedi armin bebeği kucaklayarak. "ben alayım onu." oturduğu tekli koltuktan kalktı ve bebeği kucakladı. hemşire de ne yapılması gerektiği hakkında bilgiler verdikten sonra odadan ayrıldı.

"jean gelmedi mi?" dedi armin kucağındaki bebeği sana uzatarak. kafanı olumsuz anlamda salladın.

"mikasa'nın ihtiyaçlarını almak için gitmişti." dediğinde armin'in mavi gözlerinde belli bir karartı oluştu.

hışımla yerinden kalktı, yumruklarını sıktı. "bu artık çok fazla olmaya başladı."

onun eline uzandın ve okşadın. "sorun yok, armin." dedin buruk bir gülümsemeyle.

sorun vardı. her zaman.

armin bir kucağındaki bebeğe bir sana bakarken sordu. "adını ne koyacaksın."

dudaklarını birbirine bastırdın ve kucağında uyuyan bebeğe baktın.

"mikasa."

"ne?" dedi armin kaşlarını çatarak.

"adını mikasa koyacağım. belki böylece... kızını sevebilir ha?" yapay bir kıkırdama salıverdin.

odanın kapısının açılmasıyla bakışların hızla o tarafa döndü. gelen beklediğin kişinin aksine connie olmuştu.

"nasılsın y/n?" dedi kısık bir tonda. yavaş adımlarla yanınıza geldi ve bebeği inceledi. "tanrılar, sana çok benziyor!"

gülümsedin. connie sonunda odağını bebekten çekti ve armin'e de selam verip sana döndü. "jean nerede?"

titreyen dudaklarını birbirine bastırdın. armin senin yerine konuştu. "gelmedi."

"tanrım, bebeğinin doğumuna gelmedi mi yani? ne biçim bir-"

"sus connie." dedi armin uyaran bir tonda. connie, taburelerden birine oturdu.

"y/n." sana seslendiğinde gözlerini daldığın noktadan ayırdın ve arkadaşına baktın. "biz yanındayız, biliyorsun değil mi? her durumda.."

gülümseyerek kafanı salladın. "evet, çocuklar. bunun için teşekkür ederim."

kapının tekrar açılmasıyla beraber bu sefer oraya bakmadın. gelmeyeceğini düşünüyordun çünkü. ama duyduğun ses düşüncelerine tezattı.

"doğurdun mu?" dedi sana değil bebeğe bakarak. nasıl olduğunu sormamıştı bile.

armin ve connie'nin çatılan kaşlarını ve kınayıcı bakışlarını gördün. connie'nin gözleri kapıya döndüğünde sen de oraya baktın.

✧ attack on titan oneshots ✧Where stories live. Discover now