✧ attack on titan oneshots ✧

୭ Eren Yeager × Okuyucu

not: bölüm animeden/mangadan spoiler içerebilir.
(4. sezon, part 1,2)

bu bölüm küçük harf kullanacağım, belki diğer bölümler de böyle olur. daha aesthetic geliyor bana. iyi okumalar
-

"çocukluğumuzdan beri... senden hep nefret ettim mikasa."

gözlerin şaşkınlıkla açıldı ve mikasa'nın hıçkırık sesini işitmenle elini masanın üstünden onun eline koydun.

armin, "eren! sen nasıl-" diyerek onun üstüne atlamaya çalıştığında, mikasa hızla doğrularak onu masaya yapıştırarak durdurdu.

yaptığı hareketin farkına vardı, yine eren'i korumuştu. gözleri genişledi.

"sana söyledim." dedi eren, sakince.

"kapa çeneni!" diyerek armin ona bağırdı bu sefer. mikasa'nın geri çekilmesini fırsat bilip eren'in üstüne tekrar atladı ve yüzüne bir yumruk geçirdi.

ancak on mislini aldı.

"yapmayın!" dedi mikasa olduğu yerden. eren, armin'i acımasızca pataklıyordu. bu davranışı çocukluğundan beri yanında olduğun ve sevgilin olan kişinin, senin tanıdığın eren'in yaptığına inanamıyordun.

"eren!" diyerek onların yanına koştun, armin'in yüzüne inmek üzere olan yumruğu tuttun.

"eren, dur artık!"

yeşil gözler sana döndü. dolmuş e/c gözlerinle karşılaştığında bir an duraksadı, gözleri genişledi ancak sonra hemen toparlanarak eski kısık halini aldı.

"işime karışma y/n!" diyerek seni ittirmeye çalıştı ancak ona daha çok tutundun.

"eren, konuşmamız gerek." dedin az önce yapmamışsınız gibi. kafası, tuttuğun kolu üstünden sana çevrildi.

armin ve mikasa'ya baktın. "özel.."

eren merak etti. armin ve mikasa'dan sakladığın, onlarla paylaşmak istemediğin şey ne olabilirdi?

"dışarı çıkın." dedi eren onların yüzüne bakmadan. armin, mikasa ve gabi tek tek odayı terketti.

tamamen boş ve sadece ikiniz kaldığınızda eren'in gözlerini sana çevirmemesi ve tüm odağını sana vermemesi, siktir et, üstüne atlamadan ve dudaklarını öpmeden durmaya çalışması çok zordu.

"nedir?" dedi, az önce kapanan kapıya bakarak.

"eren, gözlerime bakar mısın?" diyerek onun omuzlarını tuttum ve ona yaklaştın, kafası kapıdan hızla sana döndü, gözleriniz buluştu.

kendini zor tuttuğunu anlamıştın, sana soğuk davranmak için kendini zorluyordu.

"yapmak zorunda değilsin." dedin omuzlarını okşarken.

"ne söyleyeceksin?" dedi, bakışları bir anlığına yere kaydı, sonra seninkiyle buluştu.

"ben," dudaklarını dilinle ıslattın. "ben, şey söyleyecektim."

"evet?" dedi yumuşak bir tonda. sesinin böyle çıkmasına şaşırdın, o bile şaşırmış görünüyordu.

"ben... seninle bunu paylaşmalı mıyım.. bunun altında ezilmeni ve kendini suçlamanı istemyiorum ama.."

"hey," diyerek yerinde kıpırdandı ve vücudunu sana iyice yaklaştırdı. "söyle artık."

kafanı salladın. söyleyeceğin şeyi beklerken gözleri kısıldı.

"ben... ben hamileyim."

ne?

eren adeta donmuş gibiydi. gözleri normal halini aldı, ama bakışlarını senin gözlerinden asla çekmedi.