୭ Eren Yeager × Hamile! Okuyucu

3K 152 168
                                    


Yine aynı türden bir gün. Kocan işten geç çıkıyor, eve geç geliyor. Belli ki çok çalışıyor, ya da seni aldatıyor.

Yaklaşık bir-iki aydır devam eden bu süreç artık canını sıkmaya başladı. Onu yine de seviyordun, ama bu süreç doğumdan sonra da böyle olacaksa ve kalbinde başka bir kadın varsa evli kalmanın da bir mantığı yoktu, diye düşünüyorsun.

Kaseye koyduğun çikolatalı dondurmayı kaşıklayarak filmini izlemeye devam ettin. Saat 23.45'ti. Saymaya başladın.

"3,

2,

1,

0"

Dış kapının açılması sesiyle kendi kendine gülümsedin. Yerinden kalkmaya tenezzül etmedin. Sadece dondurmanı yedin.

"Bebeğim, ben geldim." dedi Eren, ceketini çıkarmadan salona geldi ve kanepenin üstünde oturan sana bakarak gülümsedi.

Gülümsemeden kafanı salladın. Ona başka bir şey demedin. Hoşgeldin sevgilim, bebeğimiz bugün ilk tekmesini attı, senin günün nasıl geçti?

Gereği yoktu.

Birkaç dakikanın ardından Eren'in altında salaş gri bir eşofman ve üstünde bol beyaz bir tişörtle salona gelişini izledin. Kanepede senin yanına kendini attı ve kolunu omzuna atıp gülümsedi.

"Nasılsın hayatım? Günün nasıl geçti?" Eli, açık saçlarınla oynamaya başladı.

Kaşığı tekrar ağzına götürdün ve yaladın. "İyi," diye mırıldandın. Ona bakmaya bile teneezzül etmedin, onun gününü sormadın.

Senin geçiştirir gibi verdiğin cevaba karşılık Eren'in gülümsemesi hafiften soldu. Yine de bozuntuya vermemeye çalıştı.

"Fazla ağrın oldu mu bugün? Ufaklık sana sorun çıkarmıyor değil mi?" Elini karnına götüreceği zaman kanepede öteki kenara kaydın. Bacaklarını kendine çektin. "Hayır, aynı işte." Yine onun yüzüne bakmadın.

Bu sefer Eren'in gülümsemesi tamamen silindi. Havada kalan kolunu indirdi ve sana kısık gözlerle baktı.

"Y/n..." diye mırıldandı. "Anlamıyorum, sorun ne?"

Dondurmanı yuttun, kaşığı kaseye geri koydun. Kafanı çevirdin ve gözlerini onunkilerle buluşturdun, uzun bir aradan sonra ilk defa.

"Bilmiyorum Eren." dedin sesinin titremesine engel olmaya çalışarak. "Sana sormak gerek. Sorun ne?"

Kahverengi kaşları hafifçe çatıldı. Sana biraz yanaştı. "Sorun falan yok sevgilim." Eline uzandı ve başparmağıyla okşadı. "Sen varken ne sorun olabilir ki?"

Sesli bir nefes verip kaseni kanepenin kenarına bıraktın. Yan dönerek vücudunu ona çevirdin.

"İki aydır eve geç geliyorsun Eren. Sorun ne?" Elini, onun elinden çektin.

Kocan soruya yanıtsız kalıp sana bakmaya devam ettiğinde sinirle gülümsedin. "Sorun ben miyim? Benim var olmam mı?"

"Ne diyorsun? Anlamıyorum." dedi gözlerini kısarak.

"Eren," Gözlerin doldu. "Sana güvenmek istiyorum. Hayır, sana güveniyorum ama... Beni aldatıyor musun?"

Eren sırtını dikleştirdi. Büyümüş yeşil gözlerle sana baktı. "Saçmalama Y/n! Bunu nereden çıkardın?"

Dilinle dudaklarını ıslattın. "Eve geç geliyorsun, şirkette bir sorun olmadığını söylüyorsun. Geriye başka bir ihtimal kalıyor mu?"

Eren'in ağzı şaşkınlıkla aralandı. "Ah, anladım. Seni aldattığımı mı düşündün?"

Gözünden bir damla yaş süzülürken konuştun. "Buna inanmadım. Sana güveniyorum ama aklıma başka bir şey gelmedi," Gözlerini kaldırdın ve ona baktın. "Özür dilerim."

Gülümsedi ve kendini yana kaydırıp dibine sokuldu. Eli, kafanın arkasında konumlandı ve seni göğüsüne bastırdı. Kürdandan kolların onun omuzlarına tutunda.

(Bunu yapmalıymışım gibi hissettim özür dilerim)

Saçlarını okşarken başının üstüne öpücük kondurdu ve geri çekildi. Yüzünü avuçları arasına alıp ıslak yanaklarını sildi.

"Seni kötü hissettirdiğim için özür dilerim hayatım. Ben asla öyle bir şey yapmadım."

Kafanı salladın ve ellerini tuttun.

"Ben," dudaklarını yaladı ve gözlerini kaçırdı. "Biliyorsun, Armin deneyimli bir baba ve beni bu konuda bilgilendirebileceğini düşündüm. İşten çıktıktan sonra bana bir bebeğe ve lohusalı bir anneye nasıl davranılacağını uzun uzun anlatıyor." Yanağını kaşıdı ve sana baktı. "Ben de biraz ufaklıkla oynuyorum, biliyorsun, beni seviyor."

Eren buruk bir ifadeyle gülümsendiğinde sen suçluluk duygusuyla ona baktın. Şimdi, hormonlarının da etkisiyle daha çok ağlamaya başladın ve kollarını onun boynuna sardın.

"Özür dilerim Eren, çok özür dilerim!"

Eşin boynunu öptü. Sırtını seni rahatlatmak için sıvazladı. "Sorun değil prenses, sana hak veriyorum."

Geri çekildin ve kocanın yanaklarına ellerini koydun. "Ben ahmağın tekiyim."

"Hey, sakın!" diyerek seni sahte bir sinirle azarladı. Ellerini kafanın arkasında birleştirip başparmaklarıyla bebek saçlarını arkaya itti.

Burnunu çekip gülümsedin. "O zaman bundan sonra beraber gidelim. Ben de Annie'den annelik dersleri alayım hm?"

Alnını öptü. "İyi fikir, canım." Elini, karnına götürüp sana bakarak okşadı. "Ama bunun için derse ihtiyacın olduğunu düşünmüyorum."

-


kurdandan kolları var tutamaz o kırılırım

✧ attack on titan oneshots ✧حيث تعيش القصص. اكتشف الآن