ᴛᴇᴇᴛʜ | ꜰɪʀꜱᴛ ᴘᴀʀᴛ

637 54 32
                                    

"Fight so dirty, but you love so sweet
Talk so pretty, but your heart got teeth"

Higuchi'nin Kira olarak yargılanıp ölmesinden yaklaşık bir hafta sonrasına kadar L, ölüm defterini incelemeye koyulmuştu

Hoppla! Dieses Bild entspricht nicht unseren inhaltlichen Richtlinien. Um mit dem Veröffentlichen fortfahren zu können, entferne es bitte oder lade ein anderes Bild hoch.

Higuchi'nin Kira olarak yargılanıp ölmesinden yaklaşık bir hafta sonrasına kadar L, ölüm defterini incelemeye koyulmuştu. Neredeyse bütün maddeleri ezberinde tutmuş ve defterin son sayfasında geçen kurala dikkat kesilmişti.

'Ölüm defterine bir isim yazarsan, 13 gün içerisinde başka bir isim daha yazmalısın. Aksi takdirde, ölürsün.'

Hâlâ gerçek suçluyu yakalayıp yakalamadığından emin değildi. Kira'nın yakalanmasını 'çok basit' olarak adlandırıyordu ve bu kendisine doğru gelmiyordu. Bunun için aklında bir plan yapmaya koyulmuştu.

Kendisinin yanılmadığına son derece emindi, Light'ın Kira olduğu kanaatindeydi. Light kendisi gibi kaybetmeyi sevmeyen çocuksu bir yapıya sahipti. Light, Kira olmadığını inandırana kadar da ölüm defteriyle kimseyi öldürmeyi düşünmüyordu, böylece hem Kira davasının çözüldüğüne hem de kendisinin Kira olmadığına herkesi inandırabilecekti. En azından Light böyle olmasını umuyordu.

Geçen bir kaç saat sonrasında Lawliet bulundukları binanın çatısına çıkıp yağmuru izlemeye başladı. Light ise Lawliet'in ne yaptığını merak ettiğinden dolayı çatıya çıkmaya karar vermişti, o günün zaman sarfiyatı çokça hızlı gibiydi.

"Burada ne yapıyorsun, Ryuzaki?" Light yağmurda ıslanmamak için hacimli bir şekilde çatı girişinden Lawliet'e seslenmişti.

L, Light'ın ne dediğini duymasına rağmen anlamadığını belirtmek için elini kulağının önüne koyup Light'ın kendisine tekrar seslenmesini sağladı.

"Burada ne yapıyorsun, Ryuzaki?" Light bu sefer daha yüksek sesle ona bakan adama doğru karşılık verdi. Ancak bununda işe yaramayacağını anlayıp ıslanmayı göz ardı ederek Lawliet'in yanına ilerledi, yağmurun gittikçe fırtınaya dönüştüğünü anımsıyordu.

"Ne yapıyorsun, Ryuzaki?" Light adımlamayı durdurup Lawliet'le arasına bir kaç adımlık mesafe bıraktı.

"Aslında özel bir şey yapmıyorum. Sadece... Bugün çanların sesi çok yüksek."

Light merakın verdiği etkiyle ses tonunu değiştirmişti. "Çanlar mı?"

"Evet." Kısaca yanıtlamıştı L. "Çanlar bugün çok yüksek çalıyor."

Light merakla etrafına göz gezdirdi. "Hiçbir şey duyamıyorum."

"Gerçekten mi? Bütün gün boyunca çaldılar ve... Ben yardım edemedim ama çok meraklandım. Belki de bir kilisedir. Bir evlilik ya da belki-"

"Neden bahsediyorsun Ryuzaki? Saçmalamayı kes. Hadi içeri geçelim."

Lawliet Light'ın ani çıkışıyla verdiği tepki ardından kafasını ona çevirmişti.

"Özür dilerim. Söylediğim her cümle çok saçma şeylerden ibaret, lütfen kulak asma."

Light her ne kadar bu şekilde karşılık beklemesede hazır konusu açılmışken Lawliet'in üzerine gitmeye karar verdi.

"Bu doğru, Ryuzaki. Söylediklerinin çoğu saçma. Her cümlemiz mantıklı olsaydı bu monotonluk hiç sonlanmazdı. Bu hissi iyi biliyorum."

"Evet bu doğru, Light." Lawliet göz teması kurmaktan az da olsa kaçınıyordu. "Ama bu ikimiz için de doğru."

"Ne demek istiyorsun?"

Lawliet en sonunda kafasını kaldırarak cevap verdi. "Doğduğundan beri bir kere bile olsun doğruyu söyledin mi?"

Light sorulan soruya karşı şaşırarak bir süre sessiz kaldı. Lawliet ise gözlerini belirli bir cevap beklercesine karşısındaki adamın üzerine dikmişti.

"Neden bahsediyorsun, Ryuzaki? Bu doğru, gerektiği zaman yalan söylerim. Ama kaç insan bu zamana kadar sadece doğruları söyleyerek yaşadı ki? İnsanların günahları olur. Herkes yalan söyler. Ama asla başkalarına zarar verecek yalanlar söylemem. Benim cevabım bu."

Lawliet duyduğu cevaba karşılık başını tekrar önüne çevirdi. "Böyle söyleyeceğini tahmin ediyordum." Bir kaç saniye susmayı tercih etti ikiside.

"Hadi içeri geçelim. Sırılsıklam olduk."

"Tamam." diyerek onayladı Light.

𝖺 𝗀𝗋𝖺𝖼𝖾𝖿𝗎𝗅 𝗀𝗅𝗈𝗐𝗂𝗇𝗀 𝖾𝗏𝗂𝗅 𝖻𝗅𝗈𝗌𝗌𝗈𝗆 | 𝗅𝖺𝗐𝗅𝗂𝗀𝗁𝗍 Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt