ᴡᴀꜱʜɪɴɢ ᴍᴀᴄʜɪɴᴇ ʜᴇᴀʀᴛ | ᴇɪɢʜᴛᴇᴇɴᴛʜ ᴘᴀʀᴛ

291 30 45
                                    

"Baby will you kiss me already and toss you dirty shoes in my washing heart.
Baby, bang it up inside."

"Misa, ne yapmaya çalıştığını anlamıyor, Light

Ops! Esta imagem não segue nossas diretrizes de conteúdo. Para continuar a publicação, tente removê-la ou carregar outra.

"Misa, ne yapmaya çalıştığını anlamıyor, Light."

"L'in bana daha önceden yaptığı gibi, herkesin içerisinde ona meydan okuyorum, Misa." Light yüzündeki geniş sırıtışını sonlandırıp ciddiyete büründü. "Yavaş yavaş suçlular yeniden cezasını çekmeye başlıyor. Ölümlerin birden kesilmesiyle birlikte dünya, eski haline dönüşmeye devam ediyordu. İnsanlar, onları yargılayan birilerinin olduğunu bilmeliler. Yeni Dünya'nın Tanrısı benim ve bu çürümüş bataklığı düzene sokmam gerekiyor."

"Misa - Misa, her zamanki gibi seni destekliyor, Light."

Light, bir gece öncesi Lawliet'e aile evine uğrayacağını ve alışverişe çıkacağını söyleyerek Misa ile, yaşadığı bölgeye uzak terk edilmiş bir evin önüne gelmişlerdi. Ki, Light'ın yalanlarını sürdürmesi cabasıydı. Lawliet, Light'ın bu zamana kadar daha önce hiç alışveriş yapmaya ihtiyaç duyduğunu görmemişti, bu yüzden söyleyişinin yalan olduğunu kolayca fark edip, peşine takılmıştı. Kısaca Light'ın klişe bir söz yalanına kurban gittiği de söylenebilirdi. Şans eseri Lawliet'in kendilerini duyamayacağı bir yere geçmişlerdi. Kendisini tek avutabileceği neden bu olsa gerekti.

"Senden defteri almayı şu anlık düşünmüyorum, Misa ancak Rem artık olmadığı için shinigami gözlerine sahiplik yapamıyorsun. Bu bizim için büyük bir dezavantaj diyebilirim." diyerek olduğu yerde gerinmişti. "O shinigamiye ihtiyacım olabileceğini düşünmezdim."

"Light merak etmesin. Misa, gün içinde yayınlanan haberleri izleyip suçluların ölümünü sağlamaya devam edecek."

"Sadece yaşça büyük olanları ve hastalığa sahip olanları belirlemen gerekiyor, Misa. Onları tek tek seçip yargılayabileceğinden emin misin?"

Misa bir asker edasıyla elini başının üzerine tutmuştu. "Misa - Misa elinden gelenin en iyisini yapacak. Yeter ki Light endişe içerisine girmesin."

Light başını olumlu anlamda sallayıp konuşmaya başladı. "Bunu yapabilirsen seni daha çok seveceğim." dedikten sonra kısaca öpüp konuşmalarını sonlandırmış, Misa'ya son kez bir kaç açıklama yapıp bulunduğu terk edilmiş evin önünden ayrılmıştı.

Şu an yapması gereken iki unsurun olduğunu göz önünde bulundurarak ilk işini halletmeye çalıştı, alışveriş yapacaktı. Normalde herhangi birine alışveriş yapacağını söylemiş olsaydı, sadece bir kaç mağaza dolaşıp kendine uygun bir şeyler bulamadığını açıklayarak karşısındaki kişiyi geçiştirebilirdi. Ancak sıradan birine değil, Lawliet'e yalan söylediğini aklının bir kenarına yazıp, alışveriş yapmaya koyulmuştu.

Yaşadıkları civarda fazla mağaza bulunmaması işine geliyordu. Bir kaç yere girip kendine göre kıyafet almıştı. Şimdi yapması gereken ise ailesinin yanına gidip biraz orada oyalanmasıydı.

Arabasının bagajına elindeki poşetleri yerleştirip sürücü koltuğuna adımladı. Acele hareket ettiğinden dolayı hâlen kendisini takip eden sevgilisinden bihaberdi. Hızlıca arabayı çalıştırıp eski evine sürmeye başladı. Ardından gelen titreşim sesiyle birlikte eline telefonunu almıştı, ekranda yazan 'Ryuzaki' adını görünce bekletmeden çağrıyı yanıtladı.

"Nerede olduğunu söyleyebilir misin, Light?"

"Shibuya sınırındayım, Ryuzaki. Ailemin yanına uğrayacağımı söylemiştim."

Lawliet takip ettiği arabaya biraz daha yaklaşmıştı. "Davetsiz misafir gibi görünmek istemem ancak ben de gelebilir miyim?"

Light, Lawliet'in neden gelmek istediğini anlamamıştı fakat bozuntuya vermedi. "Tabii ki, Ryuzaki. Hatta istersen nerede olduğunu söyle, gelip seni alayım."

Donuk sesiyle cevap veriyordu, Lawliet. "Arkandayım."

"Ne?" Light böyle bir yanıt beklemiyor olacaktı ki, şaşırmadan edemedi.

"Arkandaki siyah renkte olan arabayı ben kullanıyorum, Light." dedikten sonra hızını biraz daha artırıp Light'ın arabasının yanındaki şerite geçmişti. "Tabii şu an sol tarafındaki araba oluyor."

Light başını sola çevirdiğinde kendisine bakan Lawliet ile göz göze gelmişti. "Ne zamandan beri oradasın, Ryuzaki?" Her ne kadar araba kullanıyor olsa da göz temasını kesmemek için başını geri çevirmemişti.

"Seni elindeki poşetleri bagaja koyarken gördüm, Light. Acele davrandığın için beni fark edememen çok normal. Yetişmen gereken bir yer varmış gibi hızlıca ilerliyordun, ben de seni arama gereği duydum."

Light, duyduklarından şüphe etse de Misa ile kendisini görmüş olsaydı söylemekten çekinmeyeceğini düşündüğü için aldırış etmemeye karar vermişti.

"Bir yere yetişmeye çalışmıyordum. Sadece alışverişte fazla zaman kaybettiğimi düşündüğüm için hızlı davranma gereği duydum."

Lawliet anladığını belirten mırıltılar çıkardıktan sonra aramayı kapatıp önüne dönmüştü. Light'ın yalan söylediğini biliyordu ancak bunu belli etmek istemediği için konuşmayı sonlandırmak zorunda kalmıştı. Light'ın Misa'yla buluşması zaten kendisini yeterince geriyorken bir de üstüne öptüğünü görünce tepki verememişti.

Geçen süre sonunda Light ve L arabalarından inmiş, girecekleri eve pek uzak olmayan bir otoparka araçlarını yerleştirmişlerdi.

"Geri dönüşte birlikte gidelim, Ryuzaki."

"Olabilir." Light otopark çıkışında Lawliet'in elini tutmuştu, L her ne kadar sabah ki gördükleri yüzünden Light ile temas halinde bulunmak istemiyor olsa da mecburen tepki vermekten kaçınmıştı. Hiçbir şey yaşanmamış gibi davranmaya çalışıyordu. "Tabii ehliyet almanın getirisi olarak arabayı sen kullanmayı kabul edeceksen, Light."

Belli belirsiz kıkırdamasının ardından kabul ettiğini belirtmişti, Light. Ardından eve yaklaştıklarında Lawliet elini Light'ın parmaklarından çekmişti.

Light, Lawliet'in bu tavrının sebebini anlamamış olacaktı ki, boş bakışlarını sevgilisinin tuttuğu eline kenetlemeden edemedi.

"Ailenin bizim birlikte olduğumuzu bildiğini sanmıyorum, Light."  diyerek geçiştirme maksadında bir açıklamada bulunup, hızlıca evin girişine yöneldi.

𝖺 𝗀𝗋𝖺𝖼𝖾𝖿𝗎𝗅 𝗀𝗅𝗈𝗐𝗂𝗇𝗀 𝖾𝗏𝗂𝗅 𝖻𝗅𝗈𝗌𝗌𝗈𝗆 | 𝗅𝖺𝗐𝗅𝗂𝗀𝗁𝗍 Onde histórias criam vida. Descubra agora