ᴛʜᴇʀᴇ ɪꜱ ᴀ ʟɪɢʜᴛ ᴛʜᴀᴛ ɴᴇᴠᴇʀ ɢᴏᴇꜱ ᴏᴜᴛ | ꜰɪꜰᴛʜ ᴘᴀʀᴛ

403 38 28
                                    

"To die by your side.
Is such a heavenly way to die."

"Bence bu yemek işini dışarıdan halledelim

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

"Bence bu yemek işini dışarıdan halledelim."

Lawliet, Light ile ortak karara varmak için onu ikna etmeye çalışıyordu. İki haftadan beri Lawliet yemek işini hallediyordu fakat Light'ın söylediği kadar iyi yapabildiğini düşünmüyordu.

"Seni kırmamak için yalan söylüyor olduğumu düşünebilirsin ancak böyle bir durum söz konusu bile olamaz, Ryuzaki. Ayrıca karşımdaki kim olursa olsun eğer bir şeyi beğenmiyorsam onun hakkında birebir düşüncelerimi belirtmekten çekinmem, buna emin olabilirsin."

"Ona ne şüphe."

Light, önündeki kahveden bir yudum daha almıştı. Yalan söylemiyordu, Lawliet'in yaptığı yemekler gayet lezzetliydi kendisine göre. Şu an evin bahçesindeki çardağa oturmuş kahvaltı için konuşuyorlardı.

Belirli tuttukları zaman zarfı içerisinde Lawliet'in dikkatini çeken iki davayı çözmüş, ve polisin kendi başına çözebileceği hiçbir dosyaya ellerini sürmemişlerdi. Yeni ve ilgi çekici bir dosya açılmadığı müddetçe de davalara karışmama kararı almışlardı.

"Eğer daha fazla yemekle uğraşmak istemiyorsan senin dediğin gibi dışarıda yiyebiliriz, Ryuzaki. Ama konu gerçekten lezzetsiz bir yemek yaptığını düşünmense; buna kesinlikle katılmıyorum."

Lawliet anladığına dair bir şeyler söylerken, aklına birden gelen fikirle duraksadı. "Pekala, yemekleri yapmaya devam edeceğim ancak bugünlük dışarıda bir şeyler yiyelim istiyorum. Daha sonrasında ise tenis sahasına gidebiliriz, okulda olan o rekabetten sonra cidden bir rövanş maçını hakettiğimizi düşünüyorum."

Light memnuniyetini belirtecek bir şekilde gülümsedi. "Evet, rövanşı hakettik, bu yüzden teklifini geri çevirmeyeceğim. Sonucunda yine yenilen sen olacaksın, Ryuzaki. Ayrıca bugünlük dışarıda yememiz şartıyla yemekleri yapmaya devam edecek olmanı ikna olduğun anlamına bağlıyorum."

Lawliet sahte bir kızgınlıkla yanıt verdi. "Yenilmeyeceğim, Light. Kazanan taraf benim."

Light'ta Lawliet'in ufak çaplı rekabetine karşılık vermek adına sahte bir sinirle söz aldı. "Çok iddialı konuşuyorsun, Ryuzaki. Bu söylediklerini yutmak zorunda kalacaksın."

"Denemeden öğrenemeyiz, Light."

Lawliet sırıtarak ima dolu bir tonda konuşmuştu. Light'ın ona davrandığı şekilde karşılık veriyordu.

Light yapılan imayı algıladığı an kahkahasına engel olamamıştı. Ciddiyetsiz bir tavırla karşısındaki adama baktı.

"Bana kinli misin, Ryuzaki? Ya da sırf inadın tuttuğu için mi benim gibi davranıyorsun?"

Lawliet, kıkırdayarak başını olumsuz anlamda salladı. "Sana kinli olduğum veya inadım tuttuğu için böyle davranmıyorum, Light. Yemekleri hazırlayabileceğimi söylediğim gün bu şekilde karşılık vermiştin ve sonucu senin memnuniyetinle sonlanmıştı. Bu sefer kaderi değiştirip, ipleri senin eline bırakıyorum sadece. Nasıl olsa günün sonunda memnun olan taraf ben olacağım."

"Madem yenilmeye bu kadar heveslisin, bir anlaşma yapalım. İlk önce kahvaltımızı yapmaya gideceğiz sonrasında da tenis sahasına geçeceğiz. Günün sonunda galibiyeti alan kişi ise karşısında kaybeden kişiden bir şey isteme hakkına sahip olacak. Kabul ediyor musun?"

Light laubali bir tavır takınarak söylemişti bunları. Kendisine olan güveni tamdı, nasıl olsa rakibini yapacağı hamlelere kadar tanıyordu.

Lawliet düşünmeye gerek dahi duymadan Light'ın iddiasına olumlu bir yanıt verdi, aradığı fırsat buymuş gibi geliyordu. Bu sefer isteyeceği şey üzerine bencil gibi davranacaktı.

"O zaman raketleri alıyorum ve üstümü değiştirip geliyorum, Ryuzaki."

Light herhangi bir yanıt beklemeden boş kahve bardağını eline alıp mutfağa yöneldi. Ardından odasına çıkıp üstünü değiştirdi ve tenis topunu, raketlerini, son olarak ise telefonunu eline alarak aşağı kata indi.

Lawliet ise o süre aralığında önündeki tatlısını bitirdi ve kalan bulaşıkları mutfağa yerleştirdi. Watari haftada en az tek sefer olmak üzere ikilinin evine gelip Lawliet'in tatlılarını ve temizlik işlerini tamamlayıp gidiyordu.

"Hadi çıkalım, Ryuzaki."

𝖺 𝗀𝗋𝖺𝖼𝖾𝖿𝗎𝗅 𝗀𝗅𝗈𝗐𝗂𝗇𝗀 𝖾𝗏𝗂𝗅 𝖻𝗅𝗈𝗌𝗌𝗈𝗆 | 𝗅𝖺𝗐𝗅𝗂𝗀𝗁𝗍 Where stories live. Discover now