11

29.7K 379 116
                                    

Sınır: 60 vote, 100 yorum...

"Efendim, sevgilim." uykuyla uyanıklık arasında gezinen zihnime dolan sesle birlikte gözlerim yavaşça aralanırken görüş açıma giren Ekin'in elindeki telefona doğru konuştuğunu görerek dudaklarıma sinsi bir gülümseme yerleştirdim. Ekin uyandığımı fark edip bir saniyeliğine bana doğru döndüğündeyse onunla tam da tahmin ettiğim gibi ablamla konuştuğunu gözlerinden anlayıp yattığım yerden hafifçe doğruldum ve dizlerimin üzerinde ilerleyerek Ekin üzerine çıkıp bacaklarım iki yanında olacak şekilde karnına oturdum.

"Gittiğimde arayacağım demiştin aramadın Ekin." ablamın sesinin kulaklarıma dolmasıyla birlikte gözlerim adeta parıldarken bedenimi kaplayan heyecana kendimi teslim edip yüzümü Ekin'in çıplak göğsüne doğru eğdim ve dudaklarımı göğüs kaslarında gezdirmeye başlarken kalçalarımı geriye itip Ekin'in penisin tam üzerine oturmamı sağladım. Ekin yaptığım şeyle çenesini kasarak dişlerini sıktığındaysa dudaklarımın arasından dilimi çıkarıp kalçalarımı hafifçe ona doğru sürterek karın kaslarına doğru ilerledim. Dilimle kaslarının tüm kıvrımlarını özenle çizdikten sonra da dudaklarımla tenine öpücükler bırakıp kasıklarına kadar ilerledim.

"Saat farkı yüzünden arayamadım bebeğim. Uyandırmak istemedim seni." dudaklarımı kasıklarında gezdirdiğim adam ablama yalanlarını sıralayarak ellerinden birini saçlarımın arasına sokarken hafifçe gülümseyip başımı biraz daha aşağıya doğru indirdim ve göz göze geldiğim Ekin'in uyanmaya başlayan sertliğine parmaklarımı sardım. Ellerimle bir kaç kere onu sıvazladıktan sonra da dudaklarımla yavaşça başını kavradım ve gözlerimi Ekin'in yüzüne çıkararak hafifçe onu ağzıma almaya başladım.

"Uyumamıştım. Keşke arasaydın. Tüm gece aramanı bekledim. Aramaya da çalıştım ama telefonun kapalıydı." telefonun diğer ucundaki ablam nişanlısının neler yaptığından bir haber bir şekilde romantikliğini konuşturmaya çalışırken Ekin'in dudaklarının arasından hafif bir mırıltı çıkmasına neden olacak şekilde dilimi ağzımda her an büyümekte olan sertliğinde gezdirdim. Ekin dudaklarından çıkan mırıltıyla sadece bir saliseliğine bana dönüp saçlarımı çekiştirdiğindeyse onu dudaklarımın arasından tamamen çıkarıp elimle sıvazlamaya başladım. Tabii bu sırada 'hadi artık kapat şu telefonu' bakışları atıyordum ona.

"Uyuduğunu sandığım için seni aramayacağım için telefonu hiç elime almadım. O yüzden uçak modunda kalmış." Ekin halinden gayet memnun olduğunu gösteren parıldayan gözleriyle telefonun ekranına bakarak büyük bir ustalıkla yalanlarını sıralarken ablamın onu onaylayan bir mırıltı çıkardığını duydum. Ardından da ablamın yaşadığı bir olayı anlatmaya başlamasıyla birlikte o telefonun kolay kolay kapanmayacağını anlayıp gözlerimi devirerek tekrar elimdeki sertliği ağzıma aldım ve Ekin'in hiç beklemediği bir şekilde onu boğazıma davet ederek öğürerek kendimi burnumdan nefes almaya zorladım. Yaptığım şeyle birlikte Ekin bu sefer gerçek anlamda inlediğindeyse hızlıca geriye çekilip kocaman açılmış gözlerimi ona çevirdim.

"Ne oluyor sevgilim?" ablamın en az benim kadar şaşkın olan sesi kulaklarıma dolar dolmaz gözlerim biraz daha aralanırken Ekin dudaklarını hafifçe yukarıya kıvırdı.

"Ayağımı vurdum yatağın kenarına. Uzun boyun sıkıntıları yatağa sığamıyorum biliyorsun. Ben seni sonra arasam olur mu? Şu ayağıma bir bakayım." Ekin durumu çevirmek için kolaylıkla bulduğu ilk yalanı söylerken ablam onu onaylayıp tam bir vıcık sevgili moduyla Ekin'le vedalaştı. Ekin de ona kısa bir hoşçakal diyerek telefonu kapadı ve telefonunu yatağın benim yattığım tarafında atarak iki elini birden saçlarıma soktu. Hemen ardından da onu tekrar boğazıma kadar almamı sağlayıp öğürmemi umursamadan burnumdan aldığım derin nefeslerle birlikte boğazımda gidip gelmeye başladı. Belli bir gidiş gelişten sonra suratım kızarmaya başladığındaysa saçlarımı bırakıp geriye çekilerek öksürmeme izin verdi.

"Başlattıysan boşalana kadar devam edeceksin. Bunu konuşmuştuk!" daha toparlanamadan Ekin tekrar saçlarımı kavrayıp onu ağzıma almamı sağlarken büyüklüğü yüzünden bir kere daha öğürüp ellerimi bacaklarına koydum ve gözümden akan yaş eşliğinde bu sefer ben gidip gelmeye başladım. Bir kaç kere geriye geçilip nefes alıp tekrar aynı şeyi yapmaya devam ettikten sonra da sonunda Ekin'in kasılmaya başladığını hissedip onu boğazımdan çıkardım ve dudaklarımla ileri geri hareket ederek ağzımın içine dudaklarından çıkan boğuk mırıltılarla akmasına izin verdim.

"De...Delfin!" Ekin saçlarımı geriye çekerek dudaklarımı ondan uzaklaştırmamı sağlarken gözlerimi ona doğru çıkarıp dudaklarımı araladım. Dilimdeki sıvısını görmesini sağladıktan sonra da dudaklarımı tekrar kapayıp yavaşça yutkundum ve sıcak sıvı mideme akarken dilimle dudaklarımı iştahlı bir şekilde yaladım.

"Güzel bir sabah kahvaltısıydı." gülümseyen ifademle birlikte Ekin'in kucağına yeniden çıkıp nefes nefese kaldığı için kalkıp inen göğsüne başımı yaslarken kollarımı kaslı bedenine sarıp dudaklarımı yavaşça tenine bastırdım.

"İflah olmazsın sen." zorlukla nefesini düzene sokan Ekin ellerini saçlarımın arasına sokup yavaşça mırıldanırken hafif bir şekilde kıkırdayarak başımı boynuna doğru soktum ve burnumu boynuna sürterek kokusunu hafifçe içime çektim. Ekin saçlarımda olmayan eliyle çıplak belimi sardığındaysa boynundan yavaşça çıkıp yüzlerimizi karşılıklı hale getirdim.

"Planıma göre bugün Büyük Okyanus'a gidiyoruz. Öncesinde kahvaltı yapmak ister misin? Eğer kahvaltı yaparsak arkadaşlarımla tanışmak zorunda kalacaksın ama çünkü yemek işinden hiç anlamam o yüzden de hep Paul'un çalıştığı otelde kahvaltı ederim." gözlerimi Ekin'in yüzünde özenle gezdirip bugün için kafamda tasarladığım planımızı ona aktarırken Ekin belimi baş parmağıyla hafifçe okşayıp başını yavaşa aşağı yukarı salladı.

"Kahvaltı yapalım. Bu ara diğer iki günü planı ne?" dudaklarını çıplak omzuma bastıran Ekin belimdeki parmağının hareketini keserken sol elimi onun sağ göğsüne koyup parmak ucumla tenine hayali daireler çizmeye başladım.

"Yani kafamdaki planıma göre bugün kahvaltı edip Büyük Okyanus'a gidiyoruz akşamda film falan izler evde takılırız diye düşündüm. Yarın da kumsal da bir piknik planım vardı kahvaltı etmeden diret geçeriz sana da uyarsa. Akşamında da seni bebeğimle yani motorumla tanıştırmayı düşünüyorum. Motorda sekste fena olmaz sanırım. En son güne de en iyisini sakladım." aklımdaki tüm planı Ekin'in önüne sunup son gün için hazırladığım plana konuyu getirerek susup kocaman gülümserken Ekin ne söyleyeceğimi anlayıp hafifçe gülerek dudaklarını dudaklarıma tutkulu bir şekilde bastırdı.

"Direk dans?" Ekin cevabını bildiği soruyu onaylamam için bana yöneltirken kocaman gülümseyerek onu başımla onayladım. Ardından da dudaklarımı hızlıca onun dudaklarına bastırıp çıkmadan önce kısa sürecek bir seksi daha başlattım.

Delfin +18 (Texting)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin