• 3.5 •

150K 7.5K 1.6K
                                    

(Yayımlanma Tarihi;  16

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Yayımlanma Tarihi;  16.10.21)

•••

Ellerimi birbirine sürterek elimdeki tebeşir tozunu silkelerken tahtaya yazdığım soru için kalkan parmaklarda kısaca göz gezdirdim.

"Cemre, istersen bu soruyu seninle beraber arkadaşlarına anlatalım. Ne dersin?"

Parmak kaldırdığı nadir anlardan biriydi ve ben bunu kaçırmak istemiyordum. Teneffüslerde onun da isteği ile birlikte yanında birkaç arkadaşıyla beraber eğlenceli sorular çözmeye ve yavaş yavaş dönemin konuların tamamını bitirmeye başlamıştık. İlk zamanlarda çekingen olan tavrı artık ortadan tamamen kalkmıştı. Bazı zamanlar ben daha çağırmadan yanıma gelip kitabından bir soru açıyor ve kalemi bana uzatarak o tatlı gülümsemesiyle, 'Bu sefer de ben size geldim Öğretmenim.' diyerek beni mutlu ediyordu.

Yüzündeki gülümsemesiyle yerinden kalkıp bana doğru birkaç adım attı. Eline verdiğim tebeşirle soruyu hızlı hızlı çözmeye başlarken bütün sınıf onu kocaman açtıkları gözleriyle izliyordu. Önceden çekingen davranan bir kız olduğu için herkes bu duruma şaşırmıştı. Birkaç saniye içinde soruyu çözüp cevabın altına belli olması için iki kez çizik atarken onu izleyen sınıfından büyük bir alkış almıştı.

Dersler birbirini kovalarken sonunda çıkış saatine gelmiştik, birkaç gün sonra ara karneler verilecek ve yarıyıl tatiline girecektik. Asaf'ın ve babamın ısrarlarına daha fazla dayanamadığım için birkaç gün sonra İstanbula'a gidecektim fakat hesaplarımda Asrın'ın bu kadar uzun süre görevde kalacağı yoktu.

Bugün ile birlikte Asrın'ın ve timinin göreve gidişinin üzerinde tam 17 gün geçmişti. Onu öyle çok özlemiştim ki kelimeler özlemimi anlatmam için fazlasıyla yetersizdi. Onu yolcu ederken birkaç gün sürer diye dua etsem de kesinlikle bu kadar uzun süreceğini tahmin etmemiştim.

Onu görmeden, o güzel kokusunu içime çekmeden, sıcacık kollarının arasına girmeden nasıl İstanbul'a gideceğimi bilmiyordum. Hoş, onu gördüğümde bu sefer de gitmek isteyeceğimi sanmıyordum ama konu şu anda bu değildi.

Onu görmem lazımdı.

Sesini duymam ve ona sımsıkı sarılmam lazımdı.

Attığım adımlar hızlıca birbiri ardına gelirken düşüncelerimle boğuşmaktan ve Asrın'ı düşünmekten lojmanlara vardığımı fark etmemiştim bile. Evimin kapısını açıp içeriye girdiğimde anahtarımı kapımın arkasın takarak bir kez kilitledim. Asrın yanımdan ayrıldıktan birkaç dakika sonra bana ilk kez mesaj atmış ve o mesajda da kapımı kilitlememi unutmamamı özellikle tembihlemişti.

SARFINAZAR ~İçimdeki Yıldırım~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin