• 6.0 •

117K 5.5K 1.7K
                                    

(Yayımlanma Tarihi;  06

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Yayımlanma Tarihi;  06.03.22)

•••

Bölümün sonlarına doğru yetişkin içerik mevcuttur.

Gözlerimi çalan telefonumla aralarken uyku sersemliği ile doğrulma girişiminde bulundum fakat üzerimdeki ağırlık sayesinde ne yazık ki bu girişimimi başarıyla gerçekleştiremedim. Bunun sebebi Asrın'ın tam olarak üzerimde olmasıydı. Hayır, hayır bu sefer sadece başı göğüslerimin üzerinde değildi, başı ile birlikte yaklaşık iki metrelik bedeni de tamamen üstümdeydi. Başı boynumda, göğüsü göğüslerimin üstünde ve uyku halinde olduğu için saf ağırlının tamamı üzerimdeydi. Koca cüssesinin ağırlı altında küçük bedenim ile ezilmiştim. Normalde nefessiz kalmam ya da canımın acıması gerekiyorken ben bu ağırlığı hiç garipsememiş ve telefonum çalana kadar fark etmemiştim bile. Bu durum garip bir şekilde güzeldi. Belki de üzerimde o olduğu için öyle geliyordu bilmiyorum ama bu hissi ciddi anlamda sevmiştim.

Asrın, çalan telefonumla birlikte üzerimde hareketlenerek boynumdan başını kaldırmadan elini gelişigüzel komodinime doğru uzattı ve hiç zorlanmadan telefonumu tek tuşla sessize aldı. Gözlerim aralanmış onun bunu nasıl becerebildiğini düşünüyordum ki çok geçmeden boğuk tarazlı sesi saniyeler içinde kulaklarıma doldu. "Uyu bebeğim, saat daha çok erken."

Ahh, uyandığımı da anlamıştı. "Arayana bakmadık, önemli bir şey olabilir mi ki?" Boynumdaki başı hareketlendi ve dudaklarını tam şah damarımın üzerine yumuşakça bastırdı. "Atıf arıyor yavrum. Her ay toplandığımız yemeği hatırlatacak. Beni de aradı." Burnunu tekrar boynuma bastırırken boğuk çıkan sesiyle homurdanmaya devam etti. "Ona bu saatte seni aramaması gerektiğini söylemiştim."

Dudaklarım iki yana gerilirken Atıf'ın yemek hazırlarken bana bahsettiği şeyler aklıma geldi. "Ona beni bayramlar ve kandiller haricinde sürekli aramamasını söylemişsin birtanem."
Sanki onu bir suç işlerken yakalamışım gibi başını boynumda biraz daha ilerleterek sessizce mırıldandı. "Çok söz dinliyormuş gibi. Gelip bir de sana mı anlatıyor söylediklerimi o it herif."

"Laf arasında ağzından kaçırmış olmalı." Onu savunma çabamı anlayarak gülümsedi. Bunu nefesini hızlıca dışarıya vermesinden anlamıştım. Ilık nefesi kulağımın altından boynuma dağıldı ve bu benim midemin kasılmasına yol açtı. "Onu 25 seneden fazla bir zamandır tanıyorum. O asla ağzından bir şey kaçırmaz. Yaptığı ve söylediği her şeyi bilerek ve isteyerek söyler."

Gözlerim şaşkınlıkla aralandı. Birbirlerini o kadar uzun bir süredir mi tanıyorlardı. Nasıl? "25 sene mi? Nasıl yani?" Başını ağırca kaldırarak şişmiş gözleri ile gözlerimi buluşturdu. Ahh, adam uyumak istemişti fakat ben onu soru yağmuruna tutuyor, resmen uyumasına bir türlü izin vermiyordum. "Biz, yetimhaneden tanışıyoruz. Aramızda yaş farkı olduğu için ben reşit olduktan sonra ayrılmak zorunda kaldık ama ben iş çıkışı her gün onu görmeye, ona kazandığım parayla aldığım küçük hediyeleri vermeye giderdim." Kaşlarını hafifçe kaldırarak başını hafifçe eğdi. "Her gün göremesem de haftada iki üç kez görüşüyorduk."

SARFINAZAR ~İçimdeki Yıldırım~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin