• 5.6 •

109K 5.5K 1.3K
                                    

(Yayımlanma Tarihi;  10

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Yayımlanma Tarihi; 10.02.22)

•••

Ellerim kalbimin üzerine gitmemek için savaş verirken Asrın'ın hemen karşısında oturmuş önümde duran ikramlardan zorlukla bir iki çatal ağzıma tıkıştırıyordum. Birkaç dakika önce lavaboda yaşadığımız o nefes kesici anların ardından dakikalar geçse de bir türlü kendime gelememiş hâlâ alık alık etrafa bakınıyordum. Elimde değildi. Her hareketiyle aklımı başımdan alıyordu.

"Sizde var mı kızım?"
Erva teyze tarafından bana yöneltilen soruyu son dakika algılamayı başardığımda yüzümdeki hafif şok olmuş ifadem ile kaşlarımı hafifçe kaldırıp, "Efendim?" diye mırıldandım. Sorunun başını kaçırdığım için olsa gerek yüzümde küçük bir şaşkınlık ifadesi vardı.

Sağ tarafımda oturan Melike abla hafifçe bana doğru eğildiğinde bakışlarım onu bulurken bu esnada masadaki herkesin bakışlarının bana çevrilmiş olması yerimde huzursuzca kıpırdanmama sebep olmuştu. "Çocuğunuz var mı diye soruyor canım."

Dudaklarım cevap verebilmek için hafifçe aralanırken bakışlarım karşımda oturan yakışıklı devimi bulmuştu. Pür dikkat beni izleyen gözler yerimde kıpırdanmamdan hemen sonra masadaki diğer erkeklere çevrilmiş ve herkesin bana baktığını fark ettiği an o da huzursuz olmuş gibi, "Henüz yok." diyerek dikkatleri kendi üzerine çekmişti. Gözlerimiz belirli bir süre geçtikten sonra tekrar kesiştiğinde kimsenin bakmadığına emin olduğu bir anda bana hızlı bir şekilde göz kırpmış ardından da bu sabah traş olmadığı için uzamaya başlayan sakallarını göz temasımızı kesmeden hafifçe kaşımıştı.

Kerim amca bize döndüğünde gözlerimi ayrılmış ve sesin sahibine çevrilmişti, "Bu zamanlarınız çok değerli çocuklar. Çocuğunuz olduktan sonra sorumluluklarınız arttığı için biraz zorlanabilirsiniz ama siz birbirinize öyle büyük bir sevgiyle bakıyorsunuz ki eminim o zamanlarınız da ayrı bir değerli olacak." diye gülümsediğinde tekrar gözlerimiz kesişmiş fakat benim utangaçlığım yüzünde bakışmamız aniden bölünmüştü.

Konuşmanın odağının değişmesi için dua ederken saniyeler sonra çalan zil sesi ile Su yerinden kalkıp kapıyı açmıştı. Ben ise büyük bir merakla imdadıma yetişen kişinin kim olduğuna bakmıştım. Gelenler Eren ve Atıf'tı..

"Naber kız yeni gelin adayı, first yengem nerede? Yemeğe yetiştik mi? Yetiştiniz demezsen yetiştiniz diyene kadar kapıdan çıkar çıkar tekrar girerim. Başını döndürür mideni bulandırırım vAllahi. Bak yaparım. Yemin ederim çok açım."

Pardon düzeltiyorum.
Kardeşimlerim Eren, Atıf ve Atıf'ın semeri.

"Yetiştiniz. Hatta tabaklarınız hazır, buyrun size elinizi yıkamanız için lavabonun yerini göstereyim." Ayakkabılarını çıkarıp içeriye geçen Atıf'ın arkasından Eren içeriye girmiş ve saniyeler sonra ellerini yıkayarak yanımıza masaya gelmişlerdi. Atıf büyük adımlarıyla masaya doğru koştuğunda ilk önce Kerem amcaya ardından da Erva teyzeye selam vermiş, yanlarına tek tek gidip ellerini öpmüştü. "Selamın Aleyküm! Afiyet olsun. Bize de olsun mu lütfen?"

SARFINAZAR ~İçimdeki Yıldırım~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin