3. BÖLÜM | VEDA

26.7K 1.6K 1.4K
                                    


____________🍂___________
"Hasretin kor ateşi, daha şimdiden dağlamıştı ruhu sızlayan kadının yüreğini.."

Köz vaktiydi.


***

Veda.

Bu kelimenin o derin anlamına hapsolan yüreklerin çektiği acıyı kolay kolay kimse yaşayamazdı hayatında. Çoğu kişi gidişin ardından mutluluk bulurken, kimi ise yıllarını heba ederdi bir vedaya. İki cümleye sığdırılan her gidiş, her veda bir devrim yaratırdı kaderinde. Yaptığın seçimlerin, yapacağın seçimlere hazırladığı zemine her bastığında ayağın bir öncekine göre daha çok kayar, dengeni sağlamak için her yolu denerdin kuşkusuz. Belki de böyle hayata devam etmek, denge de durmaya çalışmak, kaderdi. Kaderinde yazılan vedalara eğilen boynun, gelecek olan her his için, yine eğik kalırdı daima.

Kabul edemezdin.

Kalbin, geride beklerdi gelene.

Batan duygular bir bir gün yüzüne çıkarken dakikalardır kapalı tuttuğu, öylece düşüncelerle yaşaran gözlerini araladı Dilşad. Sabahın sarı ışıkları odanın her bir köşesini aydınlatırken, uzunca baktı yatağın yanındaki dolabın aynasından kendi silüetine. Kıvrılan bedeninin ne kadar aciz kaldığını her kendi bakışları ile göz göze geldiğinde daha çok farkediyor, çaresizliğin bedenine yapışıp kalan o yıkıcı hissini tadıyordu.

Üzerine çektiği ince çarşaftan sıyrıldı yavaşça doğrularak. Bakışlarını birkaç dakika önce yanından kalkan kocasının ardında bıraktığı boş yastıkta, hala sıcaklığını koruyan boş çarşaflarda gezdirdi. Gözleri, saatlerdir uykusuz kalmanın sancılarıyla dolup taşarken nefeslendi derince. Yerinde hareketlenerek çıktı yataktan. Çıplak ayakları, tenine işleyen parkenin soğuk hissiyle titrerken, bir süre izledi parkeyi.

Bomboş hissediyordu.

Yavaşça ayaklandı yataktan. Çaresi yoktu. Bomboş da olsa, dolup taşsa da gözyaşları içinde, bitmişti.

Bitmişti.

Bugün bitmişti onlar için biçilen gün sayısı.

Gelen hislerin ağırlığını omuzlarına binmesine izin vermeden bakışlarını etrafta gezdirdi. Üzerine geçirdiği ince gecelik bir anda ürpermesine neden olurken açık olan balkonun boydan camını kapatmak için pencereye adımladı yavaşça. Her adımında bedeninin daha çok yorulduğunu, yoruldukça daha çok yıprandığını hissediyordu sanki. Bugünden sonra boğulacağı karanlık, içini yavaşça ele geçirmeye başlarken, çektiği hiçbir nefesin, hissedeceği hiçbir güzel hissin ona iyi geleceğini düşünmüyordu.

İyi his.

Hissizleşeden bedenini farketti Dilşad. İçinde çağlayan duyguları dışarı vuramayışının verdiği o soğukluğu hissetti. Pencereyi kapatmak için ellerini kaldıracağı sırada farkettiği beden ile durdu hareketleri.

Tül perdelerin ardından kocasının çıplak omuzları göründü gözlerine.

Anlamayan bakışları birkaç saniye üzerinde dolanırken, saçlarını hırsla karıştırmasını, balkon demirlerine yaslanarak başı önüne eğik haline baktı. Başını sinirle iki yana sallayışına uzunca baktı genç kadın. Bir anda demirlere sinirle yumruğunu vururken dudakları aralandı. Beyninin içinde kendi kendine verdiği savaşı görebiliyordu. Hızla bakışlarını odada gezdirerek sabahlığını aradı. Yatağın alt ucunda bulunan pufa yürüyerek hemen geçirdi üzerine. Adımları tekrar balkonu bulurken, bir anda odada yankılanan telefon sesi ile bakışlarını komodine çevirdi. Kocasının telefonuna gelen mesaj bildirim sesiyle almak için komodine yürüdü. Aldığı telefon ile tekrar balkona yöneldi. Tül perdeleri aralayarak hafif esen balkona adım attı.

SIZI | ARA VERİLDİ. |Nơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ