4. BÖLÜM | OĞUZ ŞAHİNBEY

25.3K 1.7K 2K
                                    


"Geçmişin izi, huzurdu.."

*****

-3 SENE ÖNCE-

Heyecan.

Kalbinin dört bir yanını ele geçirmiş, parmak uçlarının hissizleşmesini sağlayacak kadar yoğun bir hal almıştı.

Derin bir nefes almak istedi. Rahatlamak, olduğu durumu sindirmek istedi tüm kalbiyle. Elbette birgün evleneceğini, yuvasını kuracağını biliyordu ama böylesine ansızın olması telaşa sokmuştu naif yüreğini Dilşad'ın. Yeşil harelerini kaplayan garip kıpırtılar baktığı her gözde canlanıyor, heyecanına ortak ediyordu her bir simayı. Ne ara böylesine bir durumun içinde kendini bulmuştu yarı şaşkınlık, yarı heyecan ile izliyordu korkarak. Dün akşam üzeri gelen adama, annesi sevinçle buyur ettiğini söylemiş, geri çevirmemişti isteklerini Şahinbey'lerin. Giden adamın hemen ardından babasını aramış ve hemen gelmesini söylemişti.

Saatler içerisinde öyle bir telaş kaplamıştı ki evin her bir köşesini, yeri gelmiş izlemiş, yeri gelmiş annesiyle beraber o da koşturmuştu mutfakta. Ertesi sabaha kadar her şey hazır edilmiş, evin eksik tüm alışverişi yapılmıştı.

Şimdi.

Şimdi ise hazırlanıyordu.

Birkaç saat sonra gelecekler ve hiç hazır olmadığı ortamda kalakalacaktı Dilşad, biliyordu. Ne yapacağını, nasıl davranacağını bile bilmezken bir sakarlık yapmaktan, heyecandan bir yere takılıp düşmekten korkuyordu nedensizce. Gözlerini sıkıca açıp kapattı stresle. Sakin olmalı ve yavaş hareket etmeliydi. Hiçbir sıkıntı olmadan bu akşamı hayırlısıyla atlatmayı, üstesinden gelmeyi temenni etti.

"Kızım bu nasıl? Tam üzerine uydu bak."

Annesinin heyecanlı haline gözlerini aralayarak başını çevirdi yavaşça. Eline tutuşturduğu zümrüt yeşili, kadife elbiseye baktı uzunca. Kıyafeti boy aynasından üzerine tutarak kendinde göz gezdirdi bastıramadığı bir duyguyla.

Nasıl olmuştu bu iş?

Ne kendisi, ne ailesi tanır, ne de yüz yüze geldikleri olurdu. İlk kez daha dün pazarda görmüş, birkaç saniye göz göze bile gelmemişlerdi.

Garip bir hisle üzerinden elbiseyi çekerek annesine baktı.
"Bunu beğendim anne. Giyinip geleyim ben."

"Tamam kızım. Bende hazırlanayım, saat 20.00'e ne kaldı?"

Hızlı adımlarla odasından çıkan, telaşla merdivenleri inen annesinin ardından bakarken giyinmesi gerektiği aklına gelince anlayamadığı bir telaş ile kapıyı kapatıp elbiseyi yatağının üzerine koydu. Üzerindekileri birer birer çıkararak elbiseyi geçirdi üzerine. Zarif bedeninde su gibi akan elbisenin naifliği ile büyülenirken aynadan kendine bakmadan edemedi. Uzun siyah saçlarının elbisesinin sırtındaki haraketleri gözlerinin önüne serilirken yavaşça sol omzuna topladı saçlarını.

Kimin için hazırlanıyordu?

Dün pazarda gördüğü, göz göze bile gelmediği adam için miydi bu hazırlık? Nasıl saatler içerisinde böyle bir karar alınabilmişti? Düşünmeden edemiyordu Dilşad.

Adını dahi unuttuğu yeni ağa, ona bakmamıştı bile.

Bir anda kapısının çalınması ile elbisesini düzeltti üzerinde.
"Gel."

SIZI | ARA VERİLDİ. |Where stories live. Discover now