08 : en gerçek aptallar

6.5K 834 809
                                    


"Hayır, bu rengi pek beğenmedim."

Elimde tuttuğum, zaten sayılı olan gömleklerimden sonuncusunu da üzerimde açarak Changbin'in karşısında dikildiğimde yine onun buruşturduğu ifade ile karşılaştım. Yatağımın üzerinde uzanıp jürilik yapmak elbette kolay olurdu. Fakat kenardaki telefonumun ekranından saatin sekiz olmasına sadece yarım saat kaldığını görmemle gözlerimin belermesi bir oldu.

"Defol Changbin, ben bunu seçiyorum."

"Hayır ya, ilk buluşma için bunu tercih edemezsin, ver şunu!"

Elimden çekiştirmeye çalıştığı gömlek aramızdaki çekişmeyi biraz güçsüz kılıp benim Changbin'in üzerine düşmemle sonuçlandığında ikimizin de birkaç dakikalığına gecenin temasını unutacak şekilde birbirimize girdik. Changbin elimdekini alabilmek için kolumu ısırıyor, bense hem kolumu hem de gömleği kurtarmak için bağırarak itmeye çalışıyordum onu.

"Changbin, geç kalacağım, itliğin sırası değil!"

"İlk randevunu mahvetmene izin veremem, yoksa Bay Lee asla yumuşamaz!"

Bağırışının peşinden aynı yeri tekrar ısırdığında bu defa katlanmış acı bana daha büyük bir çığlık attırmıştı. Öyle ki, karşı odadan bir hışımla yanımıza gelen Seungmin saçından tuttuğu Changbin'i benden ayırmak için başka hiçbir şey yapmadı. Bense neredeyse gözlerim dolmuş bir şekilde kolumu tutarak inmiştim üzerinden.

"Sana kaç kere insanları ısırmamanı söyleyeceğim Changbin? Yine neyi paylaşamıyorsun?"

"İnsanları ısırmıyorum zaten."

Kolumun acısını görmezden geldiğim birkaç saniyede tekrar üzerine atladığım Changbin bu defa pişkin bir sırıtışla beni engellemeye çalışsa da bu defa Seungmin tarafından kurtarılan o oldu. Beni kollarımın altından sarıp geriye çektiğinde kaşlarım çatık bir şekilde tekmelemeye çalışıyordum koca kalçasını.

"Bu geceye dua et, yoksa mahvetmiştim seni."

Yataktan indiğimde Seungmin'in ellerini çözüp aramızdan yere düşmüş gömleği aldım ve kırışıklıklarına baktım hayal kırıklığıyla.

"Neyi paylaşamıyorsunuz yine?"

"Kıyafet seçemiyorum ve yarım saatten az bir vaktim kaldı."

"Düzeltme. İlk buluşmada giyilmeyecek şeyleri beğeniyor ve yarım saatten az bir vakti kaldı. Düzeltme bitti."

"Changbin!"

Seungmin ikimize de göz devirerek elimdeki gömleği alıp açtığında onun peşinden yatağın üzerindeki diğer gömlekleri de inceledi ve kaşlarını çattı. "Tüm bu resmiyet neden?"

"İşte bu be!"

Changbin'e göz devirip elimi enseme attığımda yatağın üzerindekileri biraz daha inceleyip kararsız bir tonda mırıldandım bu defa. "Ne bileyim.. Bay Lee ile buluşacağım sonuçta. Nasıl olmam gerektiğine karar veremedim."

"Karar vermen gereken bir şey yok, kendin gibi olman gerekiyor sadece." Elindeki gömleği yatağın üzerine fırlatıp dolabımın önüne bu defa o geçtiğinde her zaman giydiğim sweatlerden bir tanesini çıkarıp ona uyacak bir de ceket seçti. Göstermek için birbirine geçirdiği parçalarla Changbin ve bana döndüğünde emin misin dercesine bakıyordum yüzüne.

"Ne bakıyorsun öyle? İlk buluşmadaki algı önemlidir, bu adam dersine ilk geldiğinde seni böyle görmedi mi? Şimdi randevuya çıkıyorsunuz diye ekstra bir çaba harcamana gerek yok."

Hayran bakışları üzerinde toplayan Seungmin bir şey söyleyemediğimizi gördükten sonra histerik bir şekilde gülerek kucağıma attı elindekileri. Yanımdan geçerken de saçlarımı karıştırdı. "Kâküllerini önden ayır sadece."

21st century's dumbs│minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin