10 : kıskançlık

5.4K 837 855
                                    


Vizeler konusunda aldığım ciddi kararların üzerinden koca(!) bir hafta geçmişti ve tüm hırs ve isteklerim hâlâ yerindeydi garip bir şekilde. Hatta Bay Lee'nin geciktiğimiz gün verdiği ödevleri hemen ertesi sabah teslim etmiştim Bay Kang'ın yardımları sayesinde.

Vizelerle geçecek olan haftalarımız ise biraz karışıktı. Kimi vizesini ödev olarak istiyor, kimi tamamen açık uçlu soruları önümüze diziyor, kimi de uzun soluklu projeler hazırlatıyordu. Söylenmeye bile vaktimizin kalmayacağı bir yoğunluktaydık fakat öyle olmasa bile, herkes bunun son yılımız olduğu için böyle olduğunun bilincindeydi.

Yine de farklar vardı tabii. Aldığım karar sayesinde yani. Changbin benim gibi değildi mesela. O bir ödevden sadece isteneni yaparken ben tüm detaylarına inmeye çalışıyordum. Bay Lee'nin üzerimde bıraktığı alışkanlıklardan biriydi işte bu. Dolayısıyla sınıftaki çoğu kişiden fazla yoruluyor, uykusuz kalıyor ama en yüksek notları alıyordum.

Seungmin benim bu kararım karşısında Chagbin'e ne kadar kızarsa kızsın, benim tam olarak en doğruyu yapmadığımdan da haberdardı. Bir yandan Changbin'e örnek göstermeye çalışmak, bir yandan da bana engel olmaya çalışmak eminim ki onun da kafasını karıştırıyordu.

Fakat tüm bunların iyi notlar yanında bir artısı daha varsa, o da düşünmemi engellemesiydi. Bay Lee'nin derslerinde onunla ilgilenmiyor, bana baktığında bakışlarımı kaçırıyor ve yalnız kalabileceğimiz herhangi bir alanı olabildiğince erken engellemeye çalışıyordum. Gerçi, öyle bir alan kolay kolay sağlanmazdı da zaten ama onun hazırladığı sınav konusunda bile ondan yardım almıyordum diyebilirim en basitinden.

Şimdi de o anlardan birindeydik. Gerçekten hâlledemediğim birkaç problemim vardı fakat gururum ve kararıma olan bağlılığım ofisine gitmemi engelliyordu. Ben de kendimi yine Bay Kang'ın yanında bulmuştum. Bay Lee'nin öğrencilerine karşı tavrını yakından görmesini saylayan birisi olarak yardım alabileceğim en olası kişi oydu. Kaldı ki o kimseyi eli boş göndermezdi zaten, Bay Choi kadar sevdiğim ve değer verdiğim insanlardan biriydi. Onun biraz daha güleç ve yakışıklı versiyonu tabii.

"Jisung! Nasılsın?"

Beni elimde defterimle ona doğru ilerlerken gördüğünde ceplerindeki ellerinden birini çıkarıp omzumu sıktı hafifçe. Bu hoş selamlamanın karşısında geniş bir tebessümü dudaklarıma sererken göğsüme bastırdığım defteri oradan ayırıp hafifçe eğildim.

"Teşekkür ederim Bay Kang, idare ediyorum. Siz nasılsınız?"

"Keyfim yerinde, teşekkürler. Biraz yorgun görünüyorsun."

Ellerimden biri istemsizce saçlarıma gittiğinde kendimi gizleme çabamın bu şekilde işe yaramayacağını anladım fakat sonra aklıma Bay Kang'ın bunu sorun etmeyeceği gerçeği geldi. Ben de yerdeki bakışlarımı kaldırıp hafiften kıstım gözlerimi. Günlerdir iki üç saat uyuyor olduğumu bilse kızardı muhtemelen ama nedenlerinden de haberi vardı sonuçta.

"Yoğun haftalardayız, biliyorsunuz. Hem ödevlerle hem de vizelerle uğraşmak biraz zorlayıcı oluyor. Ve takdir edersiniz ki en yüksek kredimiz Bay Lee'ye ait."

Anlayışla dinlediği cümlelerimin sonunda güzel gülüşünü gözler önüne serdiğinde ben de dudaklarımı birbirine bastırarak eşlik ettim ona dikkat çekmemek için.

"Kuralları sizi epey yoruyor olmalı."

Hâlâ insanların geçtiği bir koridorda olduğumuz için hafif bir çekingenlikle başımı salladığımda daha çok gülerken buldum onu.

"Bay Lee gelmeseydi de bu seneniz yoğun geçecekti Jisung, iyi yanından bak, size bir düzen kazandırmış oldu."

"Haklısınız, daha önce hiç düzenli olarak göz altı kapatıcısı kullanmak zorunda kalmamıştım."

21st century's dumbs│minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin