'Dont talk to me'

432 31 22
                                    

Üzerime bırakılan pikeyi hissedip gözlerimi açtığımda karşımda direkt Zayn'i gördüm. Gözlerim karşı duvardaki saate takıldı. Dün onu sabahın körüne kadar beklerken koltukta uyuyakalmış olmalıydım. Hiç konuşmadan öylece yüzüne bakıp üzerime örttüğü pikeyi kenara itekledim ve koltuktan kalktım. Gözleri üzerimden hiç çekilmemişti, yanından geçerken leş gibi içki koltuğunu da hemen fark ettim. Yine de bir şey demeden merdivenlere adımladım. Arkamdan öylece baktığına emindim. İcaria'nın odasına girip onu kontrol ettikten sonra odama geçip üzerimdeki kıyafetleri çıkardım. O sırada Zayn odaya girdi. Bana bir şey demeden kendini yatağa atıp inlediğinde sinirle dudağımı ısırıp odadaki banyoya girdim.

Kapıyı da özellikle sesli bir şekilde içeriden kitleyip tavrımı belli ettim. Kısa bir duş alıp çıktım ve havluyu üzerime sarıp odaya geri döndüm. Dolabın önüne gelip kıyafet seçerken Zayn hala beni izliyordu. Oysa ki yorgun olduğu için uyuduğunu sanmıştım. Kıyafetlerimi kucaklayıp banyoya yöneldiğimde sesini duydum. "Nereye?"

Cevap vermeden sertçe kapıyı kapatıp giyinmeye başladım. Bu sefer de kapıyı açmaya çalıştı ama kapı kitli olduğu için açamamıştı. Trip attığımı anlaması için ne yapmalıydım yani? O kapıya vururken umursamadan üzerimi giyindim, sonra da kapıyı açıp kapının önünde dikildiği için çıkmasını beklemeye başladım. Kafamı kaldırıp yüzüne bile bakmıyordum. "Nereye demiştim."

"Çekilecek misin?"

"Hayır."

Omuz silktim. "İyi."

Omzumu omzuna sertçe vurarak yanından geçtiğimde kolumu yakalayıp beni durdurdu. "Sana bir şey sorduğumda bana cevap ver."

Alayla kaşlarımı kaldırırken kolumu elinin arasından çektim. "Bu tavırların bana sökmez, eski mıymıy sevgililerinden yok karşında haberin olsun."

Güldü. Evet, sadece güldü. Gözlerimi devirip makyaj masamın üzerinde duran çantamı aldım. "Bu kadar uzatmayalım artık, tamam bir hata yaptın ama sana güvenmemi söyledin. Dediğin gibi yapıp sana güveneceğim ve bu konu kapanacak."

"Sarhoş birine göre ağzın fazla iyi laf yapıyor, seni güzel ayıltmışlar belli ki." Dediğimde kaşlarını çatıp bana baktı. "Ne demek istiyorsun?"

"Ne anlıyorsan o Zayn. Herneyse, bir kaç işim var İcaria uyuyor bakıcı da evde zaten."

Bir şey demesini beklemeden hızlı adımlarla odadan çıkıp merdivenleri indim. Aslında hiçbir işim yoktu, onu sinirlendirmek için böyle diyordum. Kapıdan çıkmak üzereyken beni yine durdurdu. "Mia böyle yapma özür dilerim sana bağırmak istemezdim ama çok sinirliydim."

Yüzüne bile bakmadım. "Çekil."

"Neler oluyor?!"

"Bir şey mi olması gerek?" Diye yanıtladım hemen onu. "Evet bir şey olması gerek Mia, bana böyle davranmanı sevmiyorum nereye gittiğini söyleyecek misin?"

"İş görüşmesine gidiyorum hayatım, geç kalacağım çekilir misin?"

"İş görüşmesi mi?" Diye sordu anlamsız anlamsız bana bakarken. Tatlı tatlı gülümseyip kafamı olumlu anlamda salladım. "Hıhım! Dün sabahladığın kumarhane iş ilanı vermiş de bende başvurayım dedim, ne zamana kadar evde duracağım değil...."

Sözümü bağırarak kesti. "Ne diyorsun amına koyayım!"

"Niye kızıyorsun ki? Dün geceki kız boynunu yalarken sesin çıkmıyordu..." yine araya girip sözümü kesti. "Bak ne gördün bilmiyorum ama sandığın gibi bir şey yok."

"Umrumda mı?"

"Saçmalama! Bir sürtük beni öptü diye benimle konuşmayacak mısın?"

Tabiki hayır, hem yüzündeki o hoşnutsuz ifadeyi gördükten sonra öyle bir şey istemediğini bile biliyordum ama yine de hatalıydı. Kadını göndermesi gerekirken hala yanında kalmasına müsade etmişti.

I'm Having your baby / ZAYLENA Waar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu