6.Bölüm

53 35 113
                                    

Perdenin arasından yüzüme vuran Güneş'in ışığıyla gözlerimi araladım. Koltukla doğrulmaya çalıştığım sırada kemiklerim teker teker çatırdıyordu koltuğun koluna elimi koyduğum sırada elimin sızlamasıyla elimi koltuktan geri çektim.
"Kahretsin kemiklerimin ağrıması yetmezmiş gibi parmağım daha çok morarmış." Dedim.

"Muhtemelen kırılmış." Arkamdan gelen sesle irkildim ve hemen ayağa kalktığım sırada Keremi görünce elimi kalbime götürdüm.

"Korktum mu? Ben özür dilerim." Diyip hemen sürahiye yöneldiği sırada kanının kıyafetine çıktığını fark ettim.

"Karnın, kanıyor hemen bakılması gerek." Dedim ve sehbanın üzerinde duran kutuyu elime aldım.

"Pek önemli değil acıması geçti zaten sen şu suyu iç korktun." Diyip yanıma gelince elinde ki suyu aldım ve tek dikişte bitirip sehpaya koydum.

"Nasıl önemli değil akşam çok kötü durumdaydı zaten Hasteneye gidip dikişlerini kontrol ettirmen gerekti allahtan açılma olmamış." Diyip karnını temizlemeye devam ettiğim sırada bana baktığını hissettim kafamı kaldırdığımda utancımdan dudağımı ısırdım ve elimdekini bıraktım.

"Aa şey ben sana sormadan direk kıyafetini açıp üstüne yani yarana baktım ben özür dilerim."Dedim.

"Özür mü saçmalama istersen ben Hastaneye gitmen gerek dediğine güldüm hani dün akşam zaten onun için gitmiştim ve karşıma sen çıkıp ben hallederim demiştin ya." Dedi gülerek.

"Ya doğru çok pardon ama tabi istemiyorsan gidip hastenede kontrol ettirebilirsin." Dedim.

"Hayır aksine Hastanede yaptırmak istesem dün ben hemşireyim diyen kişiyle inanmayıp oradan yaptırırdım." Diyince nezaketen gülümsedim ve sargı bezini tekrardan koyup sıkıca üzerini yapıştırdım.

"Hadi gel kahvaltı hazırlayalım acıkmışsındır ne sevip sevmediğini bilemem." Diyip ayağa kalkınca durdum.

"Ben, gitsem iyi olur çok teşekkür ederim." Diyip ayağa kalktım örtüyü ve yastığı koltuğun üstüne koyup çantamı koluma taktım ve Ona baktım hiç dediğimi aldırış etmemiş gibi biberleri doğruyordu yanına yaklaştım.

"Menemen sever misin?" Diye sorunca kaşımı çattım ne alakaydı şimdi bu soru.

"Biraz önce dediğimi duymadın sanırım." Dedim.

"Aksine duydum duydumda kahvaltı etmeden nereye gidiceksin hem sen otur ben çayıda koydum iki dakikada hazırlarım." Diyince iyice sinirlendim çantamı sandalye'nin üzerine hızlıca bıraktım.

"Kusura bakma ben seninle evcilik oynamaya gelmedim zorunluluktan geldim." Dedim ve yerime oturdum sanki ben yokmuşum gibi ilk başta çayları masaya koydu daha sonra menemeni tabaklara ayırdı ve önümüze koyduktan sonra karşıma oturdu.

"Senin gibi ne istediğini bilmeyen kişiyle bende evcilik oynamıyorum kusura bakma akşamdan beri sürekli bencilce davranıyorsun, ağzından çıkanı bilmiyorsun ve ben bu kişiye yardım ediyorum." Diyince dondum gözlerimden akan yaşı elimle sildim ama kendimi tutmadığım için gözümdeki yaşlara engel olamıyordum.

"Özür dilerim." Diye fısıldadı.

"Başıma ne geldiyse bencilliğimden geldi senin özür dilemene gerek yok haklısın." Dedim ve uzattığı peçeteyi aldım.

"Başına ne geldiğini öğrenmek istiyorum." Dedi.

"Bana acıyan gözlerle bakma biliyorum acınacak haldeyim, yardım edilcek durumdayım evet başıma ne geldiği merak ediyorsun çünkü ben bi kadınım kendimi koruyamadım kahretsin yapamadım, sustum." Diye kafama vurmaya başladım daha fazla ağlıyordum.

YARALI | Yarı TextingWhere stories live. Discover now