Başımı yerden kaldırdım ve onun bana tüm merhametiyle bakan dolu gözleriyle karşılaşır karşılaşmaz ağzımdan bir hıçkırık koptu. Acı çekmiştik. Canımızı parçalara ayırmıştım. Çünkü bizi, bizsiz bırakmaya canımdan can gide gide zorlamıştım.
"Jinnie, y...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"J-Jungkook"
İzledim onu. Derin nefeslerler alarak mosmor galaksilerindeki öfkeyle diz çökmüş insanlara bakan eşimi.
Kendisi yüzünden diz çökmüş insanları.
Kendisine diz çökmüş insanları.
Kalbimdeki kuşun çırpınışları artık kulağımdaydı. Kalbimi kulağımda duyuyordum. Onun kalbini de elimin altında hissediyordum.
Sıkıca tuttuğu tek koluyla beni bedenine öyle baskılıyordu ki, istesemde kıpırdayamazdım. Hoş istemiyordum zaten.
"Jinnie"
Onun kusursuz ve gergin yüzüne bakakalmışken bana çevirdiği mosmor gözlerini fark edememiştim. Bana seslenmesiyle nefesimin ciğerlerimde tıkandığını hissettim.
Tanrım, kurdum duyduğu eşinin sesiyle şahlanmış, kalbimde dans ediyorken Ben uzun zamandır görmediğim aşkımın dokunuşuyla kanıyordum. İçim parcalaniyordu
İtmem lazımdı. Böyle olmamalıydı. Benden uzaklaşması için o kadar çabalamışken, hatta Onu kırmışken, Onun acı kokmasına sebep olmuşken, Bunu ona yapamazdım.
Eğer durmazsam, kontrolü bırakırsam, ben bu adamın ciğerime oksijen olmasına karşı gelmezsem, tekrar yapamazdım.
Benim bu adamı tekrar kendimden itecek ne gücüm, ne de isteğim vardı çünkü.
Dikenlerim onun kokusuyla keskinleşmiş, sardıkları kalbime batmaya başlamışlardı. Sadece ve sadece kokusuyla. Acı dolu kokusuyla.
"Eşim"
Ve ben bu adamın birkaç santim uzağımdaki resmen beni yutan arzu ve özlem dolu galaksilerinde kaybolmak için varlığımı bir kenara bırakırdım.
Bırakmıştım da.
Yerde diz çöken insanlara tezat ayaktaki ben, alayla gülümsedim onlara. Asıl dizleri üstünde olanın ben olduğumdan bir haberlerdi.
Bu adam benim özümü alıp, kendine yoğurmuşken. Bu adam beni yeniden yaratmışken, Ben onun için deli olan bir varlıktım sadece.
'Ayrıca buna rağmen onu kendinden itmeye çalışan bir aptalsın da sen, seokjin'
Daha içimde doğalı 4 yıl olmuş kurt. Beni her daim Jungkooka karşı ezerken, onu dinlememeyi çoktan öğrenmiştim. Ne olursa olsun eşini ölecekmişcesine seviyor ve kolluyordu.
Ben de ne olursa olsun eşimi delicesine seviyor ve kolluyordum.
Sadece ikimizin yolları ve bakış açıları farklıydı.
O beni doğru bulmuyor, bense onun beni anlamamasına kızıyordum.
