six

740 59 0
                                    

Kapıyı anahtarla açarken derin bir nefes verdim. Bu günlerde fazlasıyla yorulmaya başlamıştım.

Üstelik Yoo'dan kaçmak bu aralar zorlaşmıştı. Chanyeol'un yanına istediğim gibi gelemiyordum.

Bir de babam faktörü vardı. Gece gündüz konuşuyor, beynimin etini yiyordu.

Salondan çıkan adam ile tüm düşüncelerimi geriye ittim ve gülümsedim büyükçe. Yaklaştı ve sarıldı bana.

"Seni özledim." Diye mırıldandığında hafifçe ayrıldım ve hala yaraları tam geçmeyen yüzünde gezdirdim bakışlarımı.

Dudağımı hafifçe ısırırken güldüm. "Hala yakışıklı görünüyorsun." O da gülerken yaklaştım ve öptüm dudaklarını.

"Eğer seni bu denli özlememiş olsaydım, bu kadar uğraşmazdım Chanyeol. Yoo bu aralar fazla sıkmaya başladı."

Gözlerini devirdi. "Lanet adam." Gülerken birlikte ilerledik salona. Chanyeol ikimizin görüşebilmesi için bir ev ayarlamıştı.

Bu evi sadece ikimiz biliyor ve kullanıyorduk.

"İki hafta yokum. Sensiz ne yapacağım?" Tatlı bir şekilde sorduğunda güldüm hafifçe "gitmek zorunda mısın?" Başını olumluca salladı.

"Festivale katılmam gerek. Bir kaç büyük dövüş olacak. Yerimi korumam lazım." Yavaşça okşadım yanağını. "Daha yüzün iyileşmedi bile."

"Son günler benim katılacağım maç. O güne dek iyileşirim güzelim." Kucağına çıkarken mırıldandım.

"Seni özleyeceğim." Dudaklarımı ağırca boynunda gezdirdirken mırıldanmaya devam ettim. ''Seni ringde görmeyi özlemişim. Çok seksiydin.'' Hafifçe güldü ''Sen öylece dururken bile seni arzulamama neden oluyorsun. Ben ne yapayım?'' dudağımı ısırırken gülümsedim.

Kendimi aletine bastırırken mırıldandım. ''Beni odamıza taşı.'' Kolları belime sarılırken dudaklarını dudaklarıma bastırdı. Odamıza ilerlerken huzurla kapadım gözlerimi. 

Ait olduğum yer burasıydı. Onun kollarının arasıydı.

--------------------------

Gözlerimi mide bulantısı ile araladığımda hızla kalktım ayağa. Odamda bulunan lavaboya koşarken sıkıca kapadım ağzımı. 

Lavaboya ulaştığımda mideme giren kramplar ile kustum. İki gündür sık olmaya başlamıştı bu mide bulantıları ve gerçekten sinirim bozulmaya başlamıştı.

Midemi mi bozmuştum? Veya, üşütmüş olabilir miydim?

Ellerimi ve ağzımı yıkadıktan sonra çıktım lavabodan. Chanyeol gideli üç gün olmuştu. Yoo'nun da yanıma pek uğradığı söylenemezdi. Yorgun adımlarla indim merdivenleri. 

Mutfağa girip dolaptan bir yoğurt aldım ve açtım paketini. O sırada içeri giren babam bakışlarını üzerimde gezdirdi. 'Neyin var? Kötü görünüyorsun.'' diye sorduğunda zorlukla yuttum bir kaşık yoğurdu.

''Sanırım midemi bozdum.'' diye mırıldandım. Kaşları çatılırken ''Mide bozması iki üç gün sürmez Baekhyun.'' diye mırıldandı. Gözlerimi devirdim dediği şey ile. ''Bir mide bulantısı için hastaneye gidecek değilim baba.''

Süren bir kaç saniyelik sessizliğin ardından kısa bir küfür çıktı ağzından. ''Bana korunduğunu söyle.'' Kaşlarım çatılırken ''Cinsel hayatımı seninle konuşacak değilim baba.'' 

''Aptal, ya hamileysen.'' Gözlerim büyürken zorlukla yuttum ağzımdaki yoğurdu. ''Yok ya, hem korunuyoruz biz Yoo ile.'' Suya uzandığımda aklıma gelen geceler ile duraksadım.

Biz Chanyeol ile tam üç kez korunmadan birlikte olmuştuk. Ben, kaçında hap almıştım? Kalbim heyecanla hızlanırken ''Olmamam ya.'' diye mırıldandım kendi kendime. 

Hamile falan değildim. Saçma sapan şeyleri aklıma getirmeye gerek yoktu. 

Uyuyamıyordum. İçimdeki korku her saniye büyürken ellerim karnımın üzerinde gezindi. Bir bebek bekliyor olabilir miydim? 

Titrek bir nefes verirken uzandım telefonuma. Saat umurumda bile değildi. 

Chanyeol'u ararken açmasını bekledim. Uykulu ses tonu ile telefonu açtığında konuştum. ''Uyandırdım mı?'' Güldü hafifçe ''Saat burada dört güzelim.'' Derin bir nefes verdim. ''Üzgünüm, uyuyamadım da.'' 

Hımladı kalın hoş sesi ile. ''Neyi varmış benim güzelimin?'' Yüzümdeki tebessüm büyürken mırıldandım. ''Seni özledi. Sensiz, bomboş geliyor burası.'' 

''Bende seni özledim şimdiden. Keşke, benimle birlikte gelebilseydin.'' Yutkunurken mırıldandım ''Chanyeol, bir şey soracağım.'' 

''Sor güzelim.'' ''Biliyorum, ikimizde ciddi ilişkilere sıcak bakan insanlar değiliz ama bir çocuğun olsun ister miydin?'' Bir kaç saniye sessizlik oldu. Ardından hafifçe güldü ''Bilmem, düşünmedim hiç. Sana bahsettim, ben yalnız büyüdüm. Ebeveyn nasıl olunur bilmiyorum. Sanırım şimdilik düşünmüyorum.''

''Neden sordun ki?'' dediğinde cevapladım hızla ''Düşünceni merak ettim sadece. Bende hiç düşünmemiştim.'' Güldü hafifçe ''Benziyoruz, fazlasıyla.''

-------------------

Şapkamı çekiştirirken girdim eczaneden içeri. ''Buyurun'' diyen kadına ''Üç tane hamilelik testi istiyorum.'' dedim hızla. Uzandı ve üç taneyi küçük bir poşete koydu. Uzattığım para ile para üstünü almadan hızlı adımlarla çıktım eczaneden.

Yoo'nun bebeği öğrenmesi demek, sonum demekti. Eğer hamileysem ve o öğrenirse bebeği kendinin sanardı. 

Eve geldiğimde hızla girdim lavaboya. Kapıyı ardımdan kapatıp kitlerken sakin kalmaya çalıştım. Terleyen ellerimi pantolonuma silerken kendi kendime mırıldandım. ''Sadece bir ihtimal Baekhyun. Sakin ol.'' 

Adımları tek tek uyguladım ve üçünü de yan yana dizdim testlerin. Ellerimi sabunla yıkarken gerginlikle adımlamaya başladım tuvaletin içinde.

Hamileysem, ne yapacaktım? Onu dünyaya getirebilir miydim? Chanyeol en azından şimdilik bir bebek istemediğini söylemişti. Yalnız başıma bakabilir miydim?

Ebeveyn olmaya hazır mıydım?

Geçen dakikaların ardından bakışlarım testlere düştü. Gördüğüm ilk test ile kalbim hızlanırken diğerlerine bakmaya korksam da hepsine baktım tek tek. 

Çift çizgiydi. Üçü de çift çizgiydi.

Ben hamileydim. 

He-Man/ChanbaekNơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ