Hayat hep sert yüzünü döndü bana. Her zaman kimsenin sevmediği taraf oldum ve ölümle mücadele ettim. Hayatta kalmanın yolu ise güçlü olanlara karşı çalışmak. Kim bilirdi ki benim onlarında korktuğu insanlarla tanışacağımı. Ama belkide bu yeni bir sa...
Tuana: Bakıyorumda anlattıklarım sana komik geldi. Madem bunlar sana hafif geldi sende bana anlat bakalım bende sana gülecek miyim?
Yağız: Hop hop dur bakalım orada sen kimsinde bizim düşüncelerimize karşı çıkıyorsun
Ülkünün Yüzündeki gülüş yavaş yavaş silinmeye başladı.
Tuana: Siz benim yaşadıklarımı hafife alıyorsunuz ama benim size daha anlatmadığım çok şey var.
Yağız: Götün yiyorsa anlat
Tuana: Dalga geçin diye mi anlatayım.
Leya: En fazla ne yaşamış olabilirsin ki
Deniz: İkiz sen sussana🙂
Çağan: Yeter..
Çağan gür bir sesle ama sakince uyarmıştı.
Çağan: Büyük ya da küçük o da kötü şeyler yaşamış onu anlamamız için illa büyük şeyler yaşamasına gerek yok.
Ülkünün alaylı gülüşü yine yerini aldı.
Tuana: Ülkü acaba bu grupta hızlı koşmaktan başka ne işe yarıyorsun.
Ülkü dediğim şeye kızıp elini yumruk yaptı ve hızla çekip gitti. Leya bana sert bir bakış atıp onun peşinden gitti.
Yağız oturduğu yerden kalktı ve beni ayağa kaldırıp kolumu sıkıp yüzüme ölümcül bakışlar atmaya başladı. Semihinde dediği gibi baya güçlüydü.
Yağız: Sen ne hakla benim kardeşimi üzüyorsun, kimsin lan sen.
Tuana: Kolumu bırakır mısın canım acıyor.
Dişlerinin arasından
Yağız: Cevap ver.
Tuana: Tamam biraz ileri gittim ama O da benim yaşadıklarımı hafife almasaymış.
Yağızın eli biraz daha sert sıkmaya başladı ve ağzımdan ufak bir çığlık çıktı.
Yağızın eli bi anda baskı yapmayı bıraktı. Acıdan gözlerimi kapatmıştım gözlerimi açtığımda çağan yağızın bileğini tutuyordu.
Çağan: Yağız sakin olur musun?
Yağız: Çağan bana daha yeni gelen bi kızı mı savunacaksın?
Çağan: Bu savunmak değil insanlara durduk yere zarar vermeni istemiyorum. Şimdi git ve sakinleş.
Yağız sinirle mutfağı terk ettiğinde denizde onun arkasından gitti. Çağanla ikimiz kalmıştık ve kolum zonkluyordu.
Çağan: Seni koruduğumu sanma ve bidaha kardeşlerimden birinin kalbini kırma yoksa burada kalamazsın.
Tuana: Ama-
Sözümü kesip biranda alakasız bir konuya giriş yaptı.
Çağan: Senin beni bir aydır takip ettiğini biliyorum. Amacın ne?
Evet söyle bakalım şimdi ben ajanım görevim sizin aranıza sızıp dışarıya bilgi aktarmak de bakalım, göriyim seni tuana.
Tuana: AA ben mi seni takip ediyorum. Ne münasebet.
Çağan: Beni neden takip ediyordun.
Tuana: Ya takip etmiyordum. Sana öyle gelmiştir.
Çağan: Yalan söylediğini ikimizde biliyoruz. Ve sana bir şey söyleyeyim mi?
Tuana: Söyle.
Çağan: Ben yalan söyleyenleri hiç sevmem.
Tuana: Of tamam. Dikkatini çekmek için seni takip ediyordum ve galiba başarabilmişim.
Çağan: Sen başarmadın ben çok dikkatliyim hem sen insanların dikkatini çekmek için fotoğraflarını mı çekersin?
Tuana: E onu telefonumun kamerasını denemek için yapmıştım. Hem sen benim yüzüme bile bakmıyordun nasıl bunları anladın.
Çağan: Dikkatliyim demiştim hem sen niye benim dikkatimi çekmeye çalıştın. Yoksa bana aşık mısın;)
Bana hem alayla hem de şüpheyle bakıyordu ve egosu tavandı.
Tuana: Yok daha neler.
Çağan: Bence sen bana aşıksın ben olsam bende böyle yakışıklı birine aşık olurdum.
Tuana: Çok mütevazisin
Çağan: Neyse. Öyle olsun. Seni gözüm hiç tutmadı bilmiş ol.
Çağan mutfaktan çıktı. Bende evi dolaşamayacağım için mutfakta oturmaya devam ettim. Kolum baya acıdığı için dolaptan buz alıp kızarıklığın üstüne koydum.
Acaba bu evde beni neler bekliyor..
Ups! Tento obrázek porušuje naše pokyny k obsahu. Před publikováním ho, prosím, buď odstraň, nebo nahraď jiným.
