"Benim için öyle değil"

3K 142 23
                                    

Gözlerimi açtığımda beyaz bir ışık gözümü aldığı için, gözlerimi açtığım gibi geri kapattım. Bir ses gözlerimi tekrardan açmama sebep oldu.

Leya: Tuana! İyi misin? Ağrın sızın var mı?

Tuana: Leya, benim burada ne işim var?

Leya: E sen bahçede bayıldın ya o yüzden. Bu arada sen uyanmadan 10 saniye önce Yağız buradaydı. Deniz'de 10 dk önce.

Tuana: Teşekkürlerimi ilet olur mu:)

Leya: Olur iletirim.

Tuana: Ya Leya, şey..

Leya: N'oldu?

Tuana: Şey, Çağan hiç gelmedi mi?😕

Leya: Eminim gelmek istemiştir. Ama gururuna yedirememiştir.

Tuana: Neden? N'oldu ki?

Leya: Oğuz'la senin sevgili olduğunu öğrendi.

Tuana: Ne ne ne ne NE!

Leya: Niye bu kadar şaşırdın? Gerçekler er ya da geç ortaya çıkacaktı.

Leya bunları sinirli bir şekilde söylüyordu. İyi de çağan neden gururu yüzünden gelmedi ki. Yani benim sevgilim olmasıyla onun gelmesinin ne alakası vardı ki?

Tuana: Leya sen ne diyorsun?

Leya anlamıyor gibi başını salladı. Hemen kolumda ki serumu çıkardım. Üzerimde ki pikeyi kenara fırlatıp ayağa kalktım. Kalkınca başım döndüğü için tekrar sedyeye düşer gibi oturdum.

Leya: Tuana sen manyak mısın!? Yat şuraya daha serumun bitmedi! Benim asabımı bozma!

Tuana: Leyacım şuan senin asabını düşünecek durumda değilim. Bırak beni!

Sedyeden kalkıp revirden çıktım. Merdivenlerden inerken Çağan'la konuşan sarı yellozu gördüm.

Tuana: Pislik.

Adeta tıslar gibi ona seslenmiştim. Ama o beni duymayıp yanımdan geçip gitti.

O geçer geçmez öksürmeye başladım. Öksürmemin sebebi ise sarışının parfüm banyosu yapmasıydı.

Büyük zorluklarla öksürük krizimi geçirdikten sonra koridorda hızlı adımlarla yürümeye devam ettim. Oğuz'un grubundan birini gördüm ve ona seslendim.

Tuana: Pişt çocuk!

X: Efendim Tuana.

Acaba ben okulda popülerdim de benim mi haberim yoktu?

Tuana: Oğuz malı nerde!

X: Ne yapacaksın sen Oğuz'u.

Tuana: Sikeceğim, eşlik etmek ister misin😑

X: Bilmem?

Tuana: Eğer bana Oğuz'un yerini söylemezsen yüzüne yumruğu yersin.

X: Denesene bi😉

Yumruğumu kaldırıp tam ona vuracakken biri kolumu tuttu. Kim olduğuna baktığımda Oğuz malını gördüm. Yerde ararken yerde bulmuştum. Herhalde benim kış uykusuna yatacağımı sanıyordu.

Kolumu ondan kurtardım. Ve öfkeli gözlerle ona baktım. Ama o bana bakmayıp çocuğa bakıp konuşmaya başladı.

Oğuz: Melih bizi yalnız bırakır mısın?

Melih: Tamamdır.

Oğuz çocuğa bizi yalnız bırak demişti ve şuan koridordaydık ama kimse yoktu. Büyük ihtimal derstelerdi. Ve tesadüfün bu kadarı. Şuan Çağan'ın sınıfının önündeydik.

Oğuz: Nasıl oldun?

Tuana: Biraz sonra daha iyi olacağım.

Oğuz: Nasıl yani?

Tuana: Hemen göstereyim.

Oğuz'un yüzüne okkalı bir tokat attım. Ama sadece yüzünü diğer tarafa döndürmeyi başarabilmiştim.

Tuana: Ya sen manyak mısın!? Niye Çağan'a sevgili olduğumuz yalanını söylüyorsun! Antilop beyinli, orangutan suratlı, HIYAR!

Oğuz: Onun o yüz ifadesini görmek çok hoşuma gidiyor da ondan. Hem sen niye bu kadar önemsiyorsun ki o da normal bir insan.

Tuana: Senin için normal bir insan olabilir, ama benim için öyle değil:)

SOKAK NÖBETÇİLERİWhere stories live. Discover now