Hayat hep sert yüzünü döndü bana. Her zaman kimsenin sevmediği taraf oldum ve ölümle mücadele ettim. Hayatta kalmanın yolu ise güçlü olanlara karşı çalışmak. Kim bilirdi ki benim onlarında korktuğu insanlarla tanışacağımı. Ama belkide bu yeni bir sa...
Akşam yemeğini yedikten sonra salona geçmiştik. Herkes bana ölümcül bakışlar atıyordu.
Deniz ve ela gözler hariç.
Bu galiba fırtına öncesi sessizlikti. Özellikle yağız...
Deniz: E daha daha nasılsınız.
Deniz ortamdaki gerginliği azaltmaya çalışıyordu ama pek işe yarıyor gibi görünmüyordu.
Çağan eli çenesinde çenesini kaşırken bana sorgulayarak bakıyordu.
Leya: Ben yatıyorum iyi geceler.
Deniz: İyi geceler ikiz.
Yağız: İyi geceler:)
Leya: :)
Yağız ve leyanın arasında farklı bir bağ var gibi. Kardeşliğin üstü hoşlantı gibi bir şey ama bunu doğru mu tahmin ediyorum bilemem.
Leya merdivenlerden çıktı ve büyük ihtimal odasına gitti.
Deniz: E Tuana bize kendinden bahsetsene.
Tuana: Neyden bahsediyim.
Yerimde rahatsızca kıpırdandım sebebi ise yağız ve ülkü beni gözleriyle öldürüyorlardı.
Deniz: Mesela en sevdiğin renk.
Tuana: Bilmiyorum hiç düşünmedim ama siyah olabilir.
Deniz: Hm doğum günün ne zaman.
Korktuğum soruyu sormuştu küçükken doğum günlerimde amcam bana hediye olarak hep dayak atardı.
Bunu düşününce sırtımdaki kırbaç izleri zonkladı. Hemen o andan çıktım farketmeden gözlerim dolmuştu hemen gözlerimi kaçırdım.
Tuana: Bu soruyu cevaplamak istemiyorum.
Yağız: Neden? Gurur yapıp doğum gününü kutlayacağımızı düşünüyorsan yanılıyorsun. Çünkü öyle bişey olmayacak.
Çağan: Yağız!
Yağız: Ne yağız!? Niye koruyorsun bu kızı. O ülküyü üzdü ama karşısına geçip tek kelime bile etmedin. Tabi sen lidersin her zaman her şeyin en doğrusunu sen bilirsin değil mi!?
Çağan: Yağız ben öyle bir şey ima etmedim.
Deniz: Evet yani o söyledikleri geçmişte kaldı değil mi?
Ülkü: Geçmişte kaldı ama sen ve çağan bu kızı böyle tepenize bindirirseniz iyice şımarır.
Çağan: Ülkü biz onu tepemize bindirmiyoruz.
Ülküyle konuşurken sesi extra yumuşak çıkıyordu. Aralarındaki bağ kardeşlik miydi yoksa başka bir şey mi anlayamıyordum.
Tuana: Tartışmanızı bölüyorum ama bende burdayım.
Yağız: Biliyoruz!
Leya: Ya, noluyor ya.
Leya uykudan uyanmış bir şekilde salonun kapısından bize bakıyordu.
Ülkü: Boşver ya boş şeyler.
Deniz: Yok bişey ya sen uyu.
Leya: Var bir şey siz az önce kavga ediyordunuz.
Deniz: A-A kim? Ne münasebet. Ne kavgası? Biz mi?
Yağız: Ya şu Tuana mıdır nedir. Ona deniz soru sordu saçma bi cevap verdi diye ufak bir atışma oldu.
Ülkü: Neyse ben uyuyorum gel Leya gidelim.
Leya: Tamam. Ha bu arada Tuana sen denizle aynı odada uyuyacaksın.
Tuana: Ne! Aynı yatakta mı?
Deniz: Tantuni'nin aklı başka yerlere gitti.
Çağan: Hayır. Yataklar ayrı, sadece aynı odanın içinde olacaksınız.
Tuana: Ha. Tamam.
Deniz: Tantuni sana tantuni dememde sorun yok dimi
Tuana: Yok sorun değil. İstediğin şeyi söyleyebilirsin.
Deniz: Zaten sorun olsa bile söylerdim.💅🏻
Çağan ufak bir tebessüm edip başını önüne eğdi. Yağızda ufak bir kahkaha attı.
Bu evde işimiz baya zor olacak gibi görünüyor hadi hayırlısı..
— — —
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
