༄2

8.5K 755 301
                                    

Üç gün geçmişti.

Jungkook'un cafeye gelmesinin,kulağıma fısıldamasının,o gittikten sonra donakaldığım için Yoongi hyungtan kafama şaplak yememin üstünden üç gün geçmişti.

Kesin yalan söylediğimi anladı.Zaten yalan söylemekte hiç iyi olmamam onun anlaması için artıydı.

Açıkçası üç gündür bir garip geçiyor.Cafeden çıktığımızda yada cafeye girdiğimizde yolda hep siyah bir araç var.

Yürüyüşe çıktığımızda siyah maskeli bir adam bizi takip ediyor ve elinde sürekli telefonla konuşuyor.

Başta Woo amcanın adamları sanıp konuşmadık ama dün gizlice Woo amcaya sorduğumda reddetti ve harekete geçti.

Ve baş şüphelimiz tabikide Jeon Jungkook.

Şuan Ryujin ile kafenin köşe masasında ders çalışıyoruz.İkimizde tıp okuyoruz ve çalışmamız gerek.

Her konuda.İş ya da ders.Her zaman ailelerimiz bize destek olmayabilir bizde beraber dört ay önce kafede çalışma kararı almıştık.

Yoongi hyungta bize destek olmuştu.

Müşterilerle diğer garsonlar ilgileniyordu.

Bizde 'Biraz arayı kapatalım' dedik ama ikimizinde kafası belli ki çalışmada değildi.

Oflayıp arkama yaslandım.Ryujin ise boş boş önündeki kağıdı karalıyordu.

"Ne düşünüyorsun?"

Sesimle beraber irkilerek bana baktı Ryujin.Ardından benim gibi arkasına yaslanıp konuştu.

"Babamın işleri ve bana sarması canımı sıkıyor bide peşimizdeki gizemli adamlar falan ders çalışmaya odaklanamıyorum."

Kafamı sallayarak onayladım.Babası yapıyor kız çekiyor fiziksel olarak olmayabilir ama psikolojik olarak etkileri fazlaydı.

"Haklısın.Umarım yakın zamanda değişir."

Ne kadar umutsuz olsamda belki biraz moral olur diye.Ama işte olduğu kadar.

"Sanmıyorum.Sende zarar görüyorsun keşke benimle arkadaş olmasay-"

Hemen sözünü kestim çatık kaşlarımla, tanrı aşkına benim arkadaşım ne saçmalıyor?

"Ryujin saçmalamayı kes.Sen benim en iyi en tatlı arkadaşımsın,babanın mesleği umrunda değil."

Gülümseyip masanın üstünden elimi tutmuştu.

"Teşekkür ederim mochim.Sen varya iyiki varsın."

Tam konuşacakken yanımızdan gelen alkış sesi ile ikimizde oraya baktık ama keşke dönmeseydik.

Jeon Jungkook tam karşımızdaydı.

Tabi ordusuda arkasındaydı.Ryujin ile ayağı kalkıp yan yana durduk Ryujin elimi hafif sıktığında bende güven verici bir şekilde sıktım her ne kadar korksamda.

"Çok romantiksiniz gözlerim yaşardı"

O bize sert bakarken ben ona çatık kaşlarımla dik dik bakıp 'ne diyorsun' bakışı atıyordum.

Ryujin ise korkulu bakışlarını.

"Ne istiyorsun?"

Kekelemediğim için adak adıyacağımı aklımın bir kenarına yazarken.Cafede bizim dışımızda kimse olmamasına lanet ettim.

Condition [JİKOOK]Where stories live. Discover now