2

720 39 54
                                    

Ömür: MANYAAK, RUH HASTASI, BEYNİNDE ISTAKOZ FALAN MI VAR SENİN?

054****: Ben yazmadan bana yazman beni çok onure etti. Özellikle bu güzel sözlerin daha ayrı bir kalbimi çarpıttı.

Ömür: Ha sen hastasın, sen gerçekten hastasın manyak herif.

054****: Tamam şuan ciddiyim, neden bu kadar sinirlisin? Ki dünden sonra yazmazsın sanıyordum.

Ömür: Amacım o yöndeydi taa ki az önce dün tartıştığım adamın yanıma gelerek benden ağlarcasına özür dilemesine kadar.

054****: İyi de burda benim suçum ne?

Ömür: Adam sana manyak dediğinde ben yalnız onun manyağım dedikten sonra birde karşına alıp dün olanları onunla konuşmuşsun. ADAM BENDEN ÖZÜR DİLEDİKTEN SONRA ELİ AĞIR DİLİ DAHA AĞIR DEDİ.

054****: Kaşmere bak sen her şeyi anlatmış herif. İnanma diyemem inan ama sor bakalım bir neden yaptım.

Ömür: Neden?

054****: Dün sana yaptığını bir başkasına da yapabilirdi sen en azından kendince cevap vererek sustun. Peki ya başka bir kadına daha aynısını yapsaydı? Böylelerini ancak o ağır dille ve elle adam edebilirim Ömür.

Ömür: Ömür?

054****: Ne diyim Mahmut mu diyim?

Ömür: Her neyse yaptığın yine de hoş değil ve bu durum beni sıkmaya başladı gerçekten. Sapık mısın nesin bilmiyorum ama lütfen hayatıma burnunu sokma ve BENDEN UZAK DUR!

054****: Ama beni bir kere dinl..

054**** kişisini engellediniz

Elimde neredeyse elli kilo olan çantam ile fakülteye yürüdüm boş insanlarla uğraşamayacak kadar yoğun bir hayatım var.

Okula girdiğimde beni gülümseyerek karşılayan arkadaşıma tek kaşımı kaldırarak bakarken yüzünde ki gülümsemeyi çözmeye çalışıyordum.

"Sen hayırdır Bade?"

Arkadaşım ince narin parmakları ile saçını kulağının arkasına alarak konuştu.

"Ne demek hayırdır? Camdan geldiğini gördüm yanına geldim ne var be bunda."

"Peki."

Cevabım ile gözlerini devirerek elini omzuma attı ve beni sınıfa sürüklemeye başladı. İşte gün başlıyor... 

"Ooo ne bu surat?"

Diyerek sınıfta bizi karşılayan Tuğkan yüzümü incelerken neler olduğunu çözmeye çalışır gibiydi.

"Yok bir şey sadece ufak bir sapığımız var."

Cevabım ile yanımıza gelen Asrın da kaşlarını çatarak olayı anlamaya çalışıyordu.

"Nasıl ya?" sorusunu yönelten Bade ile diğerleri de kafalarını sallayarak onu onaylarken cebimde ki telefonu çıkararak mesajları açtım.

"İlk başta bizimkilerin şakası sanmıştım. Gel gör ki dün kavga ettiğim adamı ayağıma kadar göndermiş manyak herif."

Tuğkan mesajları okurken bir yandan da numarayı alıyordu.

"Ben bunu arar gerekli hesabı keserim. Sıkma güzel canını."

Gülümseyerek kafamı salladığım esna da Asrın bana dönerek konuştu.

"Dün neredeyse tüm gün beraberdik ne zaman kimle kavga ettin sen bacım?"

Derin bir nefes alarak dün ki kavgayı düşündüm.

Bir insan neden çiğ köfteye aşık doğar ki?
Bir gün bu çiğ köfte aşkımdan öleceğim.
Bizimkiler kitap kafeden çıktıktan sonra ilk işim yan dükkandan çiğ köfte almak olmuştu. Yolda yürürken Üniversitenin içinde ki kedi ve köpekler için de mamalar bırakarak durağa gidiyordum.
Son mamayı bir köpeğe verdiğimde ise arkamdan gelen ses ile ürkerek arkama döndüm.
"Hayvanlar kendi rızkını kendi bulur sana mı düştü onları beslemek."
Sözler ile şok olmuştum. Bu nasıl bir zihniyet nasıl bir düşünce yapısıdır.

"Kusura bakın bayım ama sizden izin alacağımı sanmıyorum ayrıca sizene?"

Yüzünde ki küstah gülümsemeyle bana bakan adam beni ürpertmişti. Keşke bizimkiler yanımda olsaydı.

"Sağa sola böyle boş yiyecekler atıyorsunuz bu itler de iyice buraya alışıyor, dadanıyor. Ha sağı solu temizleyen sizler değilsiniz ama demi işiniz rahat."

"Keşke seni de buraya alıştırmasalarmış, senin yemeğini kim veriyordu? Dekanlık mı? Temizlemek bu kadar zoruna gidiyorsa yapma."

Sözlerim ile sinirlenen adam burnundan soluyarak üzerime bir adım attığında bende bir adım geri atarak geriledim.

"Sana sorucak değilim! Babalarınız sizleri alıp dizlerinin dibinde tuta tuta dövse sizin diliniz bu kadar uzamaz."

Şok olmuş bir şekilde adama bakarken o arkasını dönüp gitmişti.

"Yani böyle oldu."

Derin bir nefes alarak soluklandım olanları hatırlamak tekrar sinirlenmeme ve sıkıntılanmama sebep olmuştu.

"İyi o zaman bu ibne sana hayat dersi vereceğine gelip o adama ders verseymiş. Bundan sonra bizimle biniceksin otobüslere."  Tuğkan bir abi edası ile sinirini saklamaya çalışırken bir yandan da bir şeyler düşünüyordu.

"Abi sence o an orda müdahale etse bizim kıza görünmüş olacak. Bu adam bizim deliye gözükmek istemiyor belli ki. Baksana adamı bulup dili ve eli ile dövmüş." Diyerek gülen Asrın ile bizde güldük.

"Ömrüm, kurt bakışlım, ormanımın kralı sıkma canını bu numara işini de Tuğkan çözer." Diyerek omzuma yaslanan Bade ile gülümsedim.

"Sarı çıyan haklı yavru sıkma canını Tuğkan ile ben bakarız."

Hepsine toplu bir gülümseme gönderirken aklımda ki sorular ile kendimi baş başa bırakmıştım.

Numara kime ait?

Asrın'ın dediği gibi karşıma çıkmaya cesareti yok mu?

Oof ama ya valla of yani.
.
.
.
Nasılsınız aşkolarrr?

Erken bölüm geldi sürpriz ;)

Hayat Ağacı | Yarı Texting Where stories live. Discover now