20

348 24 44
                                    

Keyifli okumalar kurt bakışlı çikolatalı çileklerim 🖤

Yemek odasına girdiğimde iki ayrı sofra kurulmuştu, küçük çaplı bir koşuşturma vardı ve hemen hemen her şey hazırdı.

Kadınlar ve çocuklar için ayrı bir sofra varken erkekler için ayrı bir sofra vardı ki bu hem aile geleneği hemde erkeklerin iş konuşabilmesi içindi. Anneanneme bir keresinde neden misafir geldiğinde hep birlikte yemediğimiz sorduğumda kadınların rahat etmesi ve daha çok dedikodu yapabilmesi için demişti. O zamanlar bu dediğini anlamasam da büyüdüğümde çok güzel çözmüştüm.

Odaya girdiğimde beni ilk fark eden sırıtan yüz ifadesiyle Cabbar olmuştu.

"Ömür hanımcım biraz daha iyi misiniz?"

"İyiyim Cabbar teşekkürler."

"Aman iyi olun siz iyi olabilin ki ben de iyi olayım."

Dedemlerin ve diğer aile büyüklerin yanında benim rengim utançtan mora dönerken herif çok rahat bir şekilde sırıtarak bana bakıyordu. Tek sırıtan o değilde dedesi Cabbar da torunu gibi sırıtarak bakıyordu, dede torun aynılar.

"Yavaş ol abi hızın radara takıldı hesabını bir gün biri bi keser gaz basacak ayak bulamazssın."

Arkamdan gelerek söze giren Asya'ya teşekkür edercesine gülümsediğimde tüm sıcaklığı ile bana sarılmıştı.

"Hızlı giden atın boku seyrek düşer Cabbar Ağa." Dedemin sert sesiyle herkes kendine çeki düzen vermişti.
Bende dedemden müsade isteyip Han ve Demirden tarafa bakmadan mutfağa geçmiştim. Arkamdan gelen Asya ve Melis her an biri gelecekmiş gibi arkalarına bakıp bakıp yanıma gelerek fısıldaşmaya başladılar,

"Kız bu Cabbar ne ayak? Han da sinirlendi zaten çocuğun az önce de burnu kanadı yazık." Melisin sözleri üzerine dehşetle ona baktım. Ne zaman kanamıştı ki?

"Evet ama ben müdahale ettim zaten sıkıntı ve sinir halinde onun burnu kanıyor hastalığıyla alakalı değil yani."

Asya sanki içimde ki sıkıntıyı biliyormuş gibi konuştuğunda evde bir doktor ve hemşire olduğu için Allaha şükür ettim.

"Han Ağa bir yana da senin migrenin neden atak yaptı? Bir şeye mi sinirlendin?"

"Yok kuzum bir şey ya hava değişiminden oldu birde vize haftasından çıkar çıkmaz buraya geldim bak tam iki gün bile olmadan çarpıldım yarın dönsem iyi olucak."

"E daha yeni geldin hem bana sözün vardı beraber gezecektik,kız gecesi yapacaktık."

Asya'nın sitemi yüzümde buruk bir gülümseme oluştururken aklımda ki Bade ile kararlılığım savaşıyordu.

Bir yanım Bade için dön ve daha fazla Atlas'a maruz kalma derken bir diğer yanım dönünce ne olacak yine babanla aynı çatı da olacaksın kal eğlen diyor, gerçi burda Atlas varken ne kadar eğlenebilirdim ki?

Yukarı tükürsem bıyık aşağı tükürsem sakaldı.

"Asya bende seni özledim meleğim ama dönmemi gerektiren konular var ve babamın doğum günü yani yanında olmak istiyorum."

Asya gülümseyerek beni onaylarken Melis bırak şu yalanı der gibi bakıyordu.
Ailede beni en iyi tanıyan insanların başında geliyor ve bu durum hiç bir şekilde işime gelmiyordu. Melis en sessizizimiz diyebilirim aile içine fazla karışmazdı kendi halinde sakın bir yapısı vardı fakat hepimizi de çok iyi tanırdı. Müneccim boku yemiş sanki mübarek.

"Bu arada abimin de kusuruna bakma onun yerine özür dilerim sana karşı olan hayranlığını biliyorsun."

Asya'nın abisinin aksine mahçup çıkan sesiyle gülümsedim.

Hayat Ağacı | Yarı Texting Where stories live. Discover now