15

394 26 44
                                    

Keyifli okumalar dilerim🫀

Yorumlarınızı bekliyorum 🥰

Bölüm şarkısı- Kimse Bilmez/Özlem Tekin

....

"Şapkadan başka bir şey kafama takmayacağumm poh yiyen bu dünyayı ben mi kurtaracağumm"

"Ömür sen Mardinlisin."

"Hayır ben Ankaralıyım annem mardinli."

"Melezzz."

"Evet ben oluyorum o."

"E de bakayum seni gidi sahte Karadenizli ne halt ettun de bu kada mutlusun?"

"Asrın, Demir, Tuğkan ve Gamze'nin bilip de bizim ikimizin bilmediği bir şey öğrendim."

Görüntü birden kararırken telefondan bir anda Bade'nin ciyaklaması geldi.

"Bade iyi misin?"

"Değilim çünkü telefon yüzüme düştü."

Oo ovvv

"Saff."

"Sensin o saf, tavuk! Neyse ne olabilir özellikle Demirin bile bilip bizim bilmediğimiz şey? Yoksa Demir, Asya'ya mı açılmış."

"Yok beee nerde Demir açılana kadar kız başkası ile el ele gidecek de konu o değil şuan."

"Ne o zaman?"

"Atlas kimmiş biliyor musun?"

"Hadiiii!!! KİMMİŞ?"

"Tuğkan'ın kuzeni, Demir'in çocukluk arkadaşı aynı zamanda da Yanarların sırada ki ağası. Ay bu biraz komik geliyor ama neyse."

"Ömür çok şaşkınım yavrum ama inan şunu da demeden edemeyeceğim 40 KERE AŞİRETE GELİN GİDECEĞİM DEDİN VE CİDDEN AŞİRETE GELİN GİDİYORSUN."

Bade kendi dediğine kendi gülerken ben de yaptığım şakaların hangi ara gerçekleşmeye başladığını düşündüm. Gerçi henüz ortada bir şey yoktu Atlas karşıma çıkmaya bile korkuyordu.
Bu gerçekle yüzüm asılırken Bade de gülmeyi kesmişti.

"Balım seni üzecek bir şey mi dedim?"

"Hayır, sadece Atlas karşıma çıkmaya bile korkarken bir gün bu dediklerimiz gerçek olur mu diye düşünüyorum."

"Olur tabi balım Atlas neden karşına çıkmadığını ve aslında çıkmak istediğini kendi sana demişti üzülme lütfen. En yakın zamanda iyi olur."

"Umarım."

"Eee sen nasıl öğrendin anlat bakalım."

"Konakta halay çekiyorduk sonra Dedem bir anda ortaya çıkı verdi, dedim ay noluyo noluyo sonra arkasından o mavileri gördüm o gün evin önünde benimle konuşurken baktığı gibi yumuşacıktı mavileri ve daha sonrasında da sayesinde huzur bulduğum sesini tanıyamam sandı galiba ki bana hala Ankaradaymış gibi yazmaya devam etti ve orada da tanımıyormuş gibi yaptı. Neyse ben bunu gece aradım bir kadın açtı, kadın hemşireymiş bende fırsat bu fırsat Hastanenin ismini aldım. Bil bakalım hastane kimin hastanesi?"

"Dedenin?"

"Aynen öyle koca Mardin de dedemin hastanesinde ve Demir'in hastası."

"Saf Atlas yaa."

"Bu arada burda kimse ona Atlas demiyor herkes Han diyor beyfendimizin tam adı Atlas Han mış."

"İçimden bir espiri geldi ama linç yiyeceğimi bildiğim için yapmıyorum neysem adıyla yaşasın Hanımız."

"Çok kötüsün Bade."

"Ee onu boş verde sen Tuğkan ve diğerleri ile bu meseleyi konuşacak mısın?"

"Hayır, sakın sende bildiğini belli etme zaten seni bana diyeceğini bildikleri için hiç biri sana bir şey dememiş baksana, sende onlara oyna bu oynu yavrum."

"Ayy çok haklısın."

"Ben her zaman haklıyım bebeğim. Şuan kapatmam gerek, seni daha sonra ararım balım."

"Görüşürüz acı bademli kurabiyem."

Sonda ki iltifatına gülerken canım birde acı badem kurabiyesi istemişti şu hayatta zevk alarak yediğim ve aç olsam da tok olsamda sorgulamadan yiyeceğim tek tatlıdır kendisi.

Odamdan çıkarak konağın avlusuna geçerek anneannemin yanına gittim.

"Eyy Mardin' in güzel hatunu eyy bana bu mükemmel genleri bahşeden dünyanın sekizinci harikası ne yapıyorsun?"

Anneannem gülerek beni kolunun altına çekerek konuştu.

"Oyyy kuzumun kuzusu benim badem gözlü meleğim ne yapsın bu yaşlı kadın senin çeyizini hazırlıyor."

Çeyiz kelimesiyle birlikte olduğum yerde dikilirken anneanneme bakışlarım far görmüş tavşandan farksızdı.

"Kız anneanne ne çeyizi ben daha küçüğüm küçük küçük."

"Küçülde cebime gir senin yaşıtların kaçıncı bebeye gebe bilir misin?"

"Ben mi gebe kal dedim anneanne onlara onlardan banane ya ben evlenmek istemiyorum hem daha okulum yok."

Anneannem gözlüklerini çıkararak kafasını iki yana sallarken bir yandan da bilmediğim bir kaç küfür fısıldadı.

"Çeyiz hazır diye hemen evlenecek değilsin salak kız. Sadece hazırlık bu ileri de belki bir gün evlenirsin diye ama bu salaklık ve kafa ile sende o da zor ben en iyisi bulayım sana birini."

"Ya banane yaa istemiyorum ben hem sen bana neden hakaret ettin ki?"

Anneannem daha ağzını açmadan konağın açılan dış kapısıyla ikimizin de gözleri gelen dedeme döndü.

Kollarını açmışken hızla dedeme doğru yürüyüp sıkıca sarıldım. Babamdan daha baba olmuştu bu koca yürekli adam bana. Bir çocuk için ne kadar ağır bir düşünce ve gerçekti bu babasından daha baba birinin olması, babasının yapamadığı babalık görevini başkasının yapması...

"Ne bu ses ikinizin sesi te dışarı gelir?"

"Senin bu hatunun beni evlendirmek ister Sefa Ağa. Ben daha küçüğüm okulum var askerde yarim var derim dinlemez beni Ağam."

"Yaşın küçük kabul, okuyorsun kabul, asker yarin nerden çıktı küçük hanım?"

"Dede ya tabi ki Talhacım var anlatmıştım sana."

"Haaa şu manyak komutan daha gelmedi mi o?"

"Yok be dedem nerdee? Azrasının peşinde."

Olayları anlamayan Anneannem, Dedem ve bana şaşkın bakarken dedemin arkasından gelen boğaz temizleme sesiyle şaşırma sırası bendeydi. Ama ben benim şansıma ya Atlascığım gelecek zaman mıydı?

Şuan tam dedemin arkasında bozguna uğramış bir Atlas ve şoktan ne yapacağını bilemeyen Demir vardı.

Bu sefer cidden yaktın beni Talha.

. . .

Umarım bölümü beğenmişsinizdir kurt bakışlı çikolatalı çileklerim 🌸

İnstagram: feyzacim.sakin

Tiktok: sakinolfeyza

Hayat Ağacı | Yarı Texting Место, где живут истории. Откройте их для себя