18.Bölüm "Son Günlerini Yaşayan Kelebek"

9 2 24
                                    


18.BÖLÜM "SON GÜNLERİNİ YAŞAYAN KELEBEK"

Kardeşliklerine hayrandım. Hepsinin  Ulaş için acı çekmesine ve birbirlerine destek olmalarına hayrandım, ilişkileri çok güzeldi. Şimdi onlar o mezar taşına dizilmiş Ulaş'a yaşadıkları anıları anlatırlarken ben onları yüzümdeki tebessümle izliyordum.

Barlas arada Hazer ve Arjen'i sinir etsede hemen birbirlerine destek oluyorlar, üzüntülerini onun yanında yaşamak istemiyorlardı. Asmina, Selin'i göğsüne yaslamış ve ona onunla olan küçüklük anılarını anlatıyordu. Arjen'in bakışları birden bana döndü, ardından arkama. Noluyoruz?

Omzuma değen kolla irkilsemde bu kokuyu tanıyordum, bir insanın ailesi böyle kokardı. İz Minel, gelmişti, yanımdaydı ve omzuma dokunan kol ona aitti. Ona döndüğümde bana baktı ve bakışlarındaki o asi tavır beni endişelendirmedi, alışıktım.

İz Minel hep böyle bakardı, İz Minel sadece sevdiklerine böyle asi bakardı. Beni seviyordu, onu seviyordum. O bana asi bakıyor, ben ona kalbimdeki kabuk bağlamış yaraları gösteriyordum.

Kollarını bana doladığında ondan toprak kokusu almıştım, annesiyle babasının mezarına gitmişti, belliydi. İz beni sessiz bir köşeye çekince kafasını göğsüme daha sert bastırdı ve omuzları yukarı aşağı hareket etti.

İz Minel ağlıyordu.

"Onları," dedi hıçkırırken. "Onları çok özledim Mavi. Annemi, babamı, abimi. Hepsini. Hepsini çok özledim." Kolları tutunacak son dalıymışım gibi bana tutundu. "Dayanamıyorum, bu katlanılmaz bir acı." Kollarını daha sıkı sardı. "Mavi, onları izledim. Çok mutlulardı, yemin ederim çok mutlulardı. Abimi izledim ben bugün, yanında sevdiği kadınla çok mutluydu Mavi."

İlyas Minel, ablamın abisi.

Ablamı ilk terkeden insan.

"Yanındaki kadın ona öyle bir bakıyorki onlar adına çok mutlu oldum Mavi. Sadece, o tabloda birde ona yenge diyen ben olsam olmaz mıydı? Bu halim gibi değil neşeli biri olurdum belki, yüzümde hep gülümseme olurdu."

"İz'im." Dedim kollarımı ona sararak. "Güzel kalplim benim, canım ablam." Başını öptüm. "O tabloda değilsin ama bu tablodasın, ben varım, Arjen var, diğerleri var İz, biz seni yalnız bırakmayız."

"Mavi," hıçkırdı. "Ben kendimi ilk defa bu kadar bitmiş, hiç düşünülmemiş biri olarak gördüm." Omuzları tekrardan sarsıldı. "Tamam sevmeseydi beni, ama bırakmasaydı Mavi."

İz Minel'in kalbi çok güzeldi.

🦋

Ablam, iyi ki vardı.

Mezarlıkta bir süre daha durmuş, ardından diğerlerine haber verip eve gelmiştik. İz bana makarna yaparken bende tezgaha oturmuş onu izliyordum. "Ablam Kadın," dedim ona bakarak. "Yaralar geçer mi?"

"Yaralar geçer," dedi tencereye makarnayı dökerken. "Asıl önemli olan yaranın geçmesi değil, izinin kalıp kalmayacağıdır." Tencereye kaynar su döktü. "Umarım senin yaralarında iz kalmaz." Derin bir nefes aldım ve ona bunu nasıl söyleyeceğimi düşündüm. "Bazen benim yaralarımın izi ölümüm olacakmış gibi hissediyorum." Omuzlarımı silktim. "Bir kelebek gibi, bir günlük ömrümün son günlerindeyim sanki." İz elindeki tencere kapağını düşürdüğünde çıkan sesle olduğum yerde sıçradım. "Hayır." Dedi İz keskin bir dille. "Ölmek yok."

"Ama ben bir kelebeğim." Dedim. "Ve kelebelerin ömrü kısa olur İz."

"Sen ömrü kısa olan kelebeklerden değilsin." İz keskin bir dille konuşmuştu. "Gidersen bende gelirim peşimden, Arjende, diğerleri de."

Kelebeklerin Ömrü Kısa OlurWhere stories live. Discover now